Prof. Naci Görür: Ege’deki son depremler Marmara’yı tetikleyebilir!

Ege Denizi’nde peş peşe yaşanan son depremler ile ilgili açıklama yapan Prof. Naci Görür, “1999 depremleri, Yunanistan’daki fay kesimini etkilemişti” dedi ve Marmara bölgesini etkileyebileceği uyarısında bulundu.

son depremler

Prof. Naci Görür: Ege’deki son depremler Marmara’yı tetikleyebilir!

Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, bugün Gökçeada’da 5.3 büyüklüğündeki depremin Marmara’yı etkileyebileceğini söyledi.


Yunanistan’ın kuzeyinde yer alan Halkidiki Yarımadası’nda 16 Ocak saat 14.48 sıralarında 5.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Çanakkale ve Edirne’de hissedilmişti

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, yerin 18.76 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem, yarımadaya 125.84 kilometre uzaklıkta olan Çanakkale’nin Gökçeada ilçesi ve Edirne’nin Enez ilçesi ve İzmir’de de hissedildi.

Ege Denizi’nde peş peşe depremler yaşanıyor

Bu depremin ardından Ege Denizi’nde 14.51’de 3.8, 15.26’da 4.7, 16.36’da 3.7 ve 16.39’da 3.7 ile peş peşe sarsıntılar yaşandı.

Prof. Dr. Naci Görür, Marmara’ya dikkat çekti

Twitter hesabından paylaşımda bulunan Görür, “Yunanistan Halkidiki Yarımadasında 5,4’lük deprem oldu. Bu deprem Kuzey Ege Çukurluğunda. Bu çukurluk Kuzey Anadolu Fay Zonunun devamı. Bu depremin Marmara’yı belirli ölçüde etkileme potansiyeli var. Biliyorsunuz, bizdeki 1999 depremleri Yunanistan’daki fay kesimini etkilemişti” ifadesini kullandı.

https://twitter.com/nacigorur/status/1482710903699218440?s=20


“Kentsel dönüşüm bu değil!”

Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı desteğiyle düzenlenen konferansta deprem odaklı kentsel dönüşüm hakkında konuşan Görür, şunları söyledi;

• Deprem odaklı kentsel dönüşüm yapabilmek için önce o kentin doğal özelliklerini bilmek gerekir. Bir kentin doğal özelliklerini bilmeden, araştırmadan sürdürülebilir bir kentleşme ve geri dönüşüm yapamazsınız. Yapacağınız geri dönüşüm doğa ile uyumlu olmalı.

• Bizim ülkemizde maalesef kentsel dönüşüm denildiği zaman şöyle bir algı var; yapı stokunu yenilemek. Vatandaş da bundan heyecanlanıyor kentsel dönüşüme girersem karlı olurum diye.

• Doğal olarak iş insanları, müteahhitler de bu işten memnun. Bu güzel de kentsel dönüşüm bu değil. Deprem odaklı kentsel dönüşüm bu değil. Sadece yapı stokunu iyileştirmekle bir kenti deprem dirençli hale getiremezsiniz.

“Nasıl yapılmalı?”

Deprem odaklı kentsel dönüşümün nasıl yapılması gerektiği hakkında ise Görür, “Önce bir kentte karar verdiyseniz deprem odaklı kentsel dönüşüm için, o kentin bulunduğu yerde bir mikro bölgeleme çalışması yapmak zorundasınız. Bunu yapmadığınız zaman yatırımınızın heba olacağını şimdiden söyleyebilirim. Bu altlık olacaktır. Gerçek anlamıyla deprem odaklı bir kentsel dönüşüme gidebilmek için size gerekli verilerin temin edileceği bir çalışma olacaktır” diye konuştu.

Önemli uyarı

Kentin bir başka bileşeninin ekonomi olduğunu da belirten Görür, “Bir kenti deprem çökertebilir. Biz Marmara Bölgesi’nde de bundan korkuyoruz. Ekonomik olarak bağımsızlığımızı büyük ölçüde yitirebiliriz diye. Kenti değiştirecekseniz bütün bu çalışmaları yapmak zorundasınız. Ekonomide bizim üretim alanlarımızı, fabrikalarımızın, iş insanlarımızın gerekli önlemleri almış olması lazım” ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Naci Görür, “Kentsel dönüşümde zarar azaltıcı önlemlerin alınması lazım” diye ekledi.

Depremi 1 dakika önceden haber veriyor: Cep telefonunda ‘Google Deprem Uyarı Sistemi’ nasıl açılır?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.