Ülkemiz toplumsal açıdan 20 yıldır o kadar bölündü ve ayrıştırıldı ki, herhangi bir konuda aynı düşünmüyorsanız, hemen öbür taraftan oluveriyorsunuz. Farklı düşünmek öbür taraftan olmak ve hatta “düşman” olmak için yeterli. Böyle bir kültür oluşturuldu ülkede son 20 yıldır.
Tarafsız olmak yanlış, üçüncü bir taraf olmak yasak gibi sanki. Her iki görüşten birisine katılmak zorundasınız. Tarafınız ise “ya bizdensin, ya onlardan” formasyonundan ibaret. 20 yılda en başarılı olduğumuz konu işte bu. Çok yazık.
Örneğin NATO’yu ve ABD’yi eleştirince Putinci ve Rusyacı oluveriyorsunuz. Rusya ve Putin’i eleştirince de NATO’cu ve ABD’ci olmak durumundasınız. Oysa nesnel ve tarafsız olmak her zaman mümkün.
Kendimizi söz konusu son olayda kabaca ifade edersek;
- ABD ve NATO saldırgan, kuşatıcı ve tek kutuplu dünya peşindeki emperyal güçlerdir.
- Rusya bu savaşta her ne kadar haklı gibi görünse de, bir ülkeyi işgal etme davranışı sergileyen ve daha öce de bu konuda sabıkalı tarihi olan başka bir emperyal ülkedir.
- Ukrayna ise bir ülkenin uydusu olmaktan, başka bir ülkenin uydusu olmayı tercih ederek, egemen ve bağımsız bir ülke olmak yerine, ulusal egemenliğini ve halkının çıkarlarını tehlikeye atan, NATO ve ABD tetikçiliğinin son halkasıdır. Ama bu son halka olma isteği kendisine pahalıya mal olacak gibidir.
Örneğin, yukarıdaki paragrafı yazar veya düşünürsek Rusya ve Putin’ci mi oluyoruz?
Elbette hayır… Ama birçok kişiye göre evet…
Örneğin son 8 yıldır Donbas’ta savaş vardı. 2014’te Amerikancı darbeyle hükumet devrildiğinde Kırım, Donetsk ve Luhansk darbeye karşı pozisyon almışlardı. Kırım bağımsızlık ilan etmiş referandumla Rusya’ya katılmıştı. Veya Rusya Kırım’ı topraklarına katmıştı.
Peki Ukrayna ne yaptı? Donetsk ve Luhansk’a saldırdı. 2015’te Minsk Anlaşması’yla bu iki bölgeye “özel statü” verildi. Ancak Ukrayna buna uymadı ve sekiz yıldır Donetsk ve Luhansk’ı, yani Donbas bölgesine saldırmaya devam ediyordu. Donbas’ta 8 yıldır 2 bin 600 sivil, bazı kuruluşların verilerine göre ise 3 bini çocuk olmak üzere 13 bini sivil, toplamda 14 bin insan öldürülmüştü.
Bunları bilmeden Rusya ve Putin’e düşmanlığı yapmak kimseyi savaş karşıtı ve barış yanlısı yapmaz… Bunları yazmak için de Rusya ve Putin sevgisi beslemeye gerek yok.
Dolayısıyla ABD ve onun güdümündeki NATO, bunlar ile işbirliği yapan tüm tetikçi ve taşeron ülkeler, elbette başka bir emperyal güç peşinde olan Rusya hep birlikte tüm kötülüklerin, savaşların, mültecilik ve açlık başta olmak üzere tüm acıların esas sorumluları ve nedensellikleridirler.
Ukrayna’daki çoğu politikacının para ile satın alınmış kişiler olduğu belgeleri ile sabit. Zira Nazi ve mafya örgütlenmeleri inanılmaz boyutlarda. Keza Rusya da aşağı yukarı böyle.
Oligarkların, kartellerin, tröstlerin, çok uluslu hegemonik şirketlerin ülkelerini ve sözde daha gelişmiş demokrasiye sahip görünen ABD ve Avrupa taraftarlığı bize mi kalmış ki, birisinin tarafını tutmak zorundayız?
Bizim olmamız gereken yer yoksul halkların yanı, nesnel gerçeklik ve elbette ülkemizin dürüst ve düzgün dış politika duruşuna ilişkin duyarlılıktır.