Elektrik faturaları milleti perişan ederken, 2.4 milyara malolan Kiğı Barajı, yapılan hatalar nedeniyle tam 20 aydır üretim yapamıyor. iktidarın, hatanın düzeltilmesi işini de, gizli kapaklı ihaleyle, barajı yapan gözde müteahhide verdiği ortaya çıktı. Zarar iki yıldır duran üretimle beraber 1 milyar lirayı bulacak.
İstanbul’un su ihtiyacının karşılanması için milyarlarca lira harcanan ancak yapılan hatalar nedeniyle gövdesinde çatlaklar oluşan Melen’den sonra AKP iktidarında Veysel Eroğlu döneminde yapılan bir baraj daha yapılan hatalar nedeniyle atıl vaziyette bekliyor.
Kiğı Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nde (HES), 2018’de enerji üretimine başlandı. Proje, dönemin bakanı Veysel Eroğlu’nun açıkladığı rakamla “2.4 katrilyona” yani 2.4 milyar liraya mal oldu. İnşaatı AKP’nin gözde müteahhitlerinden Özaltın yaptı.
Ancak 11 Haziran 2020’de olan oldu. Kazı şevlerinde kayma meydana geldi. Yani barajın girişinde elektrik santralinin hemen yanında bulunan tesisin üzerine, yamaçtaki toprak ve kayaların kaymasını önlemek için yapılan şevler işlevini yerine getirmemişti. Üretim durdu.
Sorumlu kim?
Sorumlu kimdi, nasıl çözülecekti… İktidara sorulan sorular yanıtsız kaldı. Enerji Bakanı, “Benimle ilgili değil” diyerek soru önergelerini Tarım ve Orman Bakanı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’na yönlendirdi. Onlardan da ses çıkmadı.
Garanti kapsamında değilmiş!
Tek açıklama bir bürokrattan geldi.
Tam bir yıl önce Bingöl Valisi başkanlığında yapılan toplantıda DSİ 9. Bölge Müdürü Mahmut Dündar, bir gazetecinin, “100 TL’ye alacağınız elektronik bir aletin TSE gereği iki yıl garantisi var, 2,4 milyara mal olan Kiğı Barajı’nın santral şevlerinin yıkılması sonucu 11 aydır enerji üretilmiyor, yüklenici firmanın bu konuda bu yapımdan dolayı bir sorumluluğu yok mu?” şeklinde sorusuna şu cevabı verdi:
“Barajın gövde bölümünün 15 yıllık garantisi var, heyelan nedeniyle çöken santral şevleri, garanti kapsamı dışında” dedi.
SÖZCÜ’nün haberine göre DSİ’den şöyle bir açıklama yapıldı:
“İhmal yok. İhmal olsaydı yeni bir ihale yapılmazdı. Bu doğal olabilecek bir olay. Ciddi bir heyelan geldi. Eğer ihmal olsaydı, bunun belli bir taahhüt süresi var, firmanın 15 yıllık taahhüdü var herhangi bir durumda Genel Müdürlük böyle bir şeye izin vermezdi.”
Dolayısıyla projeyi hazırlayan firma, uygulayan müteahhit ya da bu işin sahibi ve denetiminden sorumlu DSİ’nin hiçbir kusuru yoktu.
Uzmanlar konuştu: Proje ve denetim hatası
Uzmanlar ise farklı görüşte. DSİ’de uzun yıllar görev yapan Su Politikaları Derneği Başkanı İnşaat Mühendisi Dursun Yıldız çok net konuştu: “Şev kayması doğal bir afet değildir. Şev durup dururken kaymaz. Proje ve denetim hatasıdır.”
Yıldız şöyle açıkladı:
“Proje hazırlanırken şevin hangi eğimde açılıp güvenli bir şekilde nasıl duracağı hesaplanır. Buna şev stabilite hesabı denir. Sonra uygulamaya geçilir. Uygulamada toprağın kendisini tutma özelliği yanlış hesaplandıysa o şevler yatırılır. Bu süreçlerde sorun yaşanırsa şev kayar bu da doğal afet sayılamaz.
Bu süreçte iki sorumluluk vardır. Birincisi projenin altına imzasını atan kimse sorumlu odur. İkincisi, uygulamada ortaya çıkan sorunları müteahhitle, idare birlikte ele alıp riskli ortamlar için değerlendirmeler yapar.”
Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Bektaş:
• İster karada olsun, ister denizde olsun eğer bir yapı yapıyorsanız her şeyden önce oranın jeolojik yapısını bilmeniz lazım. Bunun için de son teknolojiyi kullanmanız lazım. Bunları yaptıktan sonra üst yapıyı güvenli yapabilirsiniz. Altyapıyı incelemeden üst yapıya geçerseniz üst yapıyı riske atarsınız. Kiğı Barajı gibi kritik yerlerde şev stabilitesi, kitle hareketleri artık uydudan bile gözlemleniyor ve milimetrik olarak yıllık kayma miktarı hesaplanabiliyor.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Üyesi Orhan Aytaç:
• Kayma esasen başlangıçta yapılan jeolojik etütlerin eksikliğini ortaya koyuyor. Müteahhit işi yaparken detay projelendirme yapmış olmalı. DSİ’nin uygulaması böyledir…
• Projelendirmede hata olduğu anlaşılıyor. Jeolojik yapının, meteorolojik şartların vs. gerektiği kadar irdelenmemiş olduğu görülüyor. Bakanlık veya DSİ işi çok aceleye getirmiş olabilir. DSİ’nin proje onaylaması yükleniciyi sorumluluktan kurtarmaz.
95 milyon, 179.9 milyon oldu
9. Bölge Müdürü geçtiğimiz yıl valilikteki toplantıda o soruya cevap verirken cümlesini şöyle tamamlamıştı:
“İşin sahibi Elektrik Üretim A.Ş.’dir. Sahada yapılan çalışmalar tamamlandı, işin (hatanın düzeltilmesini kastediyor) projesi yapılıyor, 95 milyonluk bir bütçesi onaylandı, bir aya kadar ihale aşamasına gelmesini bekliyoruz.”
İşte o ihalenin bir yıl sonra 10 Ocak 2022 günü gizli kapaklı yapıldığı ortaya çıktı. Ama rakam 95 milyondan tam 179.9 milyon liraya fırladı.
Gizli kapaklı ihaleyle aynı müteahhide verildi
“Bingöl Kiğı Barajı ve HES Tesisleri Santral Kazı Şevlerinde Oluşan Kaymaların Önlenmesi İnşaatı” ihalesi Kimseye duyurulmadan yapıldı. İhale özel olarak davet edilen Özaltın’a 179.9 milyon TL’ye verildi. Barajı da, AKP iktidarının gözde müteahhitlerinden Özaltın yapmıştı. Özaltın’a 2.4 milyar TL ödenmişti.
Yani milletin 179.9 milyon lirası daha, projeyi hazırlayan firmanın ya da müteahhidin ya da işi denetlemekle sorumlu DSİ bürokratlarının yanlışı nedeniyle oluşan zararı düzeltmesi için gözde müteahhide aktarılacak.
İhale sözleşmesi DSİ ile Özaltın arasında 10 Şubat günü imzalandı. Buna göre 25 Şubat’ta başlayacak çalışma 350 gün sürecek ve 10 Şubat 2023’te tamamlanacak.