Erdoğan: Muhalefet ‘Seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz’ diyor, biz göndermeyeceğiz. Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan Türkiye’ye gelmişlerdi. Bugün Ukrayna’dan geliyorlar. Biz ev sahipliğine devam edeceğiz. Bu ülke daima mazlumların sığınağı olmaya devam edecektir.
Video aşağıda – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen ‘Uluslararası İyilik Ödülleri’ töreninde konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarına mülteciler hakkında söylediği sözler damga vurdu.
Erdoğan, “Muhalefet ‘Seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz’ diyor, biz göndermeyeceğiz. Biz ev sahipliğine devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalefet ‘Seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz’ diyor, biz göndermeyeceğiz. Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan Türkiye’ye gelmişlerdi. Bugün Ukrayna’dan geliyorlar. Biz ev sahipliğine devam edeceğiz. Bu ülke daima mazlumların sığınağı olmaya devam edecektir.” dedi.
Biz göndermeyeceğiz!
Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Biz ensarın muhacirin ne olduğunu peygamberi bir metod olarak çok iyi biliriz. Eğer iktidar olurlarsa tekrar bunları Suriye’ye Afganistan’a göndereceklermiş. Biz göndermeyeceğiz, ev sahipliğine devam edeceğiz.
İşte farkımız bu. Kendi insanlarımız içinde de hiç kimseyi boynu bükük kalbi kırık bırakmayacağız. Dün Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan gelmişlerdi. Bugün Ukrayna’dan geliyorlar, bu ülke daima mazlumların sığınağı olmaya devam edecek.”
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yetişmesine katkı sağlayan Türkiye Diyanet Vakfı’na teşekkür ediyorum. Az önce hem ülkemizden hem de dünyanın farklı köşelerinden içimizi ısıtan iyilik hikayelerini hep birlikte dinledik.
Özellikle koronavirüs salgınında yaşadıklarımız tüm insanlığa iyiliğin anlamını göstermiştir. Bu salgın döneminde küresel sistemdeki çarpıklıkları da görmüş olduk. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde temel sağlık hizmetine ulaşamayanları da gördük.
“Dünyaya sırtımızı dönmedik”
Vahim salgın tablosunda vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılarken, Batı’nın yaptığı gibi dünyaya da sırtımızı dönmedik.
Türkiye’den talepte bulunan 160 ülkeye tıbbı ekipman desteğinde bulunduk. 15 milyon doz aşıyı da Afrikalı kardeşlerimize peyderpey ulaştırıyoruz.
İyilere hürmet ve vefa nasıl önemliyse kötülere karşı haşmetli olmak da o derece önemlidir. Bölücü örgüt mensupları tam 40 yıldır sadece kırdılar, sadece yıktılar, baskı ve şiddetle Kürt kardeşlerimizin hayatını zindana çevirdiler.
Terör örgütü elebaşları masum Kürt çocuklarını cehalete mahkûm edip, kendi çocuklarını Avrupa’da okuttular. Diyarbakır Anneleri de bu ikiyüzlülüğe edi bese yani artık yeter dedi. Diyarbakır annelerinin ‘Evlatlarımızı geri istiyoruz’ haykırışı, teröre ve bölücü örgütün uzantılarına vurulmuş en ağır darbelerden biridir.
Bir avuç cesur ana, on yıllardır benim Kürt kardeşlerimin sırtına kene gibi yapışan, kanını sülük gibi emen zalimlere Artık yeter diyerek ihtar verdi.
Diyarbakır Anneleri, korku duvarını yıkmakla kalmadı, siyasetçi görünümlü insan kaçakçılarının maskesini de düşürdü.
Batı’ya sesleniyorum, nöbet tutan teröristler olsa Diyarbakır’dan ayrılmazdınız. Tersi olunca ses çıkarmadınız.
Öte yandan Diyarbakır’a gidip ittifak ortaklarından ürktükleri için anaların kapısını çalmaktan korkan hatta cesur anneleri tehdit eden siyasetçi müsveddelerini gördük.
Bu yılki 2.vefa ödülünü yiğit Diyarbakır Anneleri’ne veriyoruz. Cesaretleriyle, fedakarlıklarıyla, karşılıksız sevgileriyle yolumuzu aydınlatan Diyarbakır Anneleri’ni bir kez daha selamlıyorum.”