Bakan Nebati, “Kadına ağır iş, kadının eline kazma kürek, iş makinesi yakışmıyor” demiş. Kadının ne giydiği, saat kaçta dışarıda olduğu, hangi mesleğin yakıştığı kadar; “neden öldürüldüğü” sorgulanmıyor bu ülkede! Oysa kadına yakışmayan katledilmesi, yediği dayak, gördüğü mobbing değil miydi? Kadına yakışmayan insanlığından önce, yeteneklerinden önce kadınlığının görülmesi!..
“Yetişkinler rakamlara bayılırlar. Onlara yeni bir arkadaştan bahsettiğinizde size esas gerekli şeyleri hiç sormazlar: “Ses tonu nasıldı? Sevdiği oyunlar neler? Kelebek koleksiyonu var mı?” Onların soruları genelde şunlar olur: “Kaç yaşında? Kaç tane erkek kardeşi var? Kaç kilo?” Sadece bu şekilde onu tanıyabileceklerine inanırlar. Eğer yetişkinlere, “Çatısında güvercinler ve pencerelerinde sardunyalar olan pembe tuğladan muhteşem bir ev gördüm…” derseniz bu evi hayal etmekte zorlanırlar. Oysa onlara şöyle demek lazım: “Yüz bin liralık bir ev gördüm.” O zaman sevinçle, “Ne kadar da güzel!” diye haykırırlar.” – Küçük Prens-Antoine de Saint
O hepimizin sevdiği Küçük Prens, yetişkinleri böyle tarif eder. Yetişkinler ve onların çoğu zaman duygudan uzak yaklaşımları. Sözlerime Küçük Prens’le başladım. Kadın olduğum için ne kadar da duygusalım mantığıyla değil lakin. Yetişkinlerin o çok sevdiği sayılardan bahsedeceğim.
Mesela 280 sayısı size bir şey ifade ediyor mu? Ya da 23? 26? 365 desem bir şey çağrıştırır mı ya da 30? Ah bildim biri ay diğeri yıl dediğinizi duyar gibiyim. Ama diğerleri için bu kadar mantıklı cevabınız yok değil mi? O zaman ben yardımcı olayım. 280 geçtiğimiz 2021 yılında katledilen kadın sayısını ifade ediyor! 23 geçtiğimiz şubat ayında, 26 ise geçtiğimiz ocak ayında katledilen kadınları. Veriler Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan.
Yine aynı platformun verilerine göre öldürülen kadınların: 124’ü evli olduğu erkek, 37’si birlikte olduğu erkek, 24’ü tanıdık birisi, 21’i eskiden evli olduğu erkek, 16’sı akrabası, 13’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 13’ü babası, 11’i oğlu, 6’sı kardeşi, 3’ü tanımadığı birisi, 1’i kendisini bir süredir takip eden erkek tarafından öldürülmüştür. 11 kadının ölümüne sebep olan kişilerin yakınlık durumu tespit edilememiş. Yine bu kadınların;178’i evinde, 33’ü sokak ortasında, 12’si arazide, 10’u iş yeri, 9’u arabada, 8’i ıssız yerde, 6’sı otelde, 2’si apartman girişinde, 2’si parkta, 1’i kömürlükte, 1’i barakada, 1’i okul önünde, 1’i minibüste, 1’i evinin dışındaki tuvalette, 1’i avukatlık bürosunda, 1’i fabrikada, 1’i otoparkta, 1’i evinin önünde, 1’i sağlık ocağı bahçesinde öldürülmüştür. 10’unun öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu yıl öldürülen kadınların yüzde 64’ü evlerinde öldürüldü.
Sayı olarak bakınca okuması kolay değil mi? Peki ya Küçük Prens anlattığı gibi bakarsanız hâlâ kolay mı? Katledilen her kadının, ardında bir hikaye var. Hepsinin ardında bıraktığı kocaman hayaller var. Acısı hiç dinmeyecek eşler, aileler, evlatlar, arkadaşlar, dostlar var. Peki ya katilin ardında ne var? Katilin ardında: “Erkeklik gururumla oynadı dayanamadım.” indirimi var. “Beni aldatıyordu.” indirimi var. Aldığı onca bıçak darbesine rağmen hayatta kalan kadına “Öldürme kastı olsa öldürürdü.” açıklaması katili bundan sebep indirim var.
Ve bugün kadınlar günü. Herkes kadın güzellemesi yapacak diye başlardım söze lakin onda bile artık kaş yapayım derken göz çıkartıyoruz.
Bugün Bakan Nebati’nin “Kadınlar Günü” açıklaması şöyle:
“Kızlardaki okullaşma oranı yüzde 97’ye çıktı. Kadın milletvekili sayısı yüzde 4,4’ten yüzde 17,5’a çıktı. Kadınların iş gücüne katılma oranı arttı. Açıkça söyleyeyim; Allah bizi erkek, sizi kadın olarak yarattı. Kadına ağır iş, kadının eline kazma kürek, iş makinesi yakışmıyor. Kadın narindir, merhametlidir, incedir, ince ruhludur. Ona sizin gibi değerli yönetici vasıfları içeren görevler daha yakışır.”
Yine bir erkek üstelik yönetimdeki bir erkek, kadının adına belirlemek istedi yaşamı. Tıpkı daha önce kaç çocuk doğurması gerektiği, nasıl gülmesi gerektiği, bekareti sorgulandığı gibi.
Kadının ne iş yaptığı, ne giydiği, kaç yaşında olduğu, saat kaçta dışarda olduğu, hangi mesleğin yakıştığı kadar neden öldürüldüğü sorgulanmıyor bu ülkede. Oysa kadına yakışmayan töre, namus adına ne derseniz O’nun adına katledilmesi değil miydi? Kadına yakışmayan yediği dayak, gördüğü mobbing! Kadına yakışmayan insanlığından önce, yeteneklerinden önce kadınlığının görülmesi!
Bugün 8 Mart! Ne ayrıcalık ne de hayatımız ve kararlarımızla ilgili fikir belirtmeniz istediğimiz. Kadınız ve erkekle eşitiz. İstediğimiz tek şey eşit hak ve özgürlük! Kadın hakkı kavramına gerek kalmadan insan haklarının yettiği, kadınların katledilmesine kılıf bulunmayan bir dünya dileğiyle… İşte o gün 8 Mart gerçekten kutlu olacak.