CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kaçış planı’ açıklamalarına yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefet liderinin bürokratları açıkça tehdit ettiğini gördük. Bir Cumhurbaşkanının ailesini hedef alarak böyle bir süreci yönetmek akıl karı değildir” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan ve ailesinin vakıflar aracılığıyla yurt dışına para transfer etmesiyle ilgili açıklamalarına yanıt verdi. “Ana muhalefet liderinin bürokratları açıkça tehdit ettiğini gördük. Bir Cumhurbaşkanının ailesini hedef alarak böyle bir süreci yönetmek akıl karı değildir” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Böyle bir rezilliğe, kepazeliğe, ahlaksızlığa izin veremeyiz” dedi.
Erdoğan, “Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İşbirliği Protokolü İmza Töreni’nde” konuştu.
‘KILIÇDAROĞLU KAMU GÖREVLİLERİNİ TEHDİT EDİYOR’
CHP Lideri’nin ‘bürokratları hedef aldığını ve tehdit ettiğini’ öne süren Erdoğan, şunları söyledi:
“Ana muhalefetin başındaki kişinin kullandığı dil demokratik hukuk devletine uygun değildir. Kendisine oy vermediği için çiftçiye, esnafa hakaret ettiği gibi bürokratları tehdit etmektedir. Verdiği karar için hakimi, operasyon için askeri, imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Devletin teamüllerinde böyle bir yöntem olabilir mi?”
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Etik Kurulumuzun giderek artan çabalarını Cumhurbaşkanı olarak daima destekledim, desteklemeyi sürdürüyorum. Türkiye dünyanın en köklü devlet geleceğine sahip ülkelerin başında gelmektedir. Tarihinin en iddialı yönetim değişikliğini gösteren Türkiye, bu vasfını geleceğe taşımak istediğini göstermiştir.
Kurumlarımızın altyapısının geliştirilmesinden elektronik devlet uygulamalarına kadar pek çok reformu hayata geçirdik. Eksikleri bu kadar kısa sürede telafi etmek kolay olmadı. Kamu personeli olmak belirli kurallara, sınavlara bağlı olarak yürütülmektedir. Her bir kamu görevlisi kendisine verilen görevi yerine getirmek için çalışmaktadır. Bunun dışına çıkıp meşru yollara girenler hukuk eliyle tasfiye edilmektedir. Terör örgütleriyle iltisakı nedeniyle ihraç edilen çok sayıda personel oldu.
Son dönemde giderek sıklaşan bir şekilde ana muhalefet partisinin başındaki zatın bürokratları hedef aldığını, tehdit etmeye başladığını görmeye başladık. Kamu görevlileri elbette eleştirilebilir. Evet yapılan iş ve işlemleri eleştirdik, hukuk yoluna başvurduk. Ama ortaya çıkan iş ve işleme de riayet ettik. Demokratik hukuk devletinde olması gereken budur. Eleştirerek demokratik hakkımızı kullandık, iş ve işleyişle hukuka saygımızı gösterdik.
Ana muhalefetin başındaki kişinin kullandığı dil demokratik hukuk devletine uygun değildir. Kendisine oy vermediği için çiftçiye, esnafa hakaret ettiği gibi bürokratları tehdit etmektedir. Verdiği karar için hakimi, operasyon için askeri, imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Devletin teamüllerinde böyle bir yöntem olabilir mi?
‘KAMU GÖREVLİLERİMİZİN BAKACAKLARI YER ANAYASA VE YASALARDIR’
Kamu görevlilerinin etik meselesini konuştuğumuz şu platformda kamu görevlilerin hakkını, hukukunu korumak görevimizdir. Kamu görevlilerimize hukuk sınırları dışında söz söyleyen herkes bu devletin düşmanıdır. Bu çirkefliğin amacı devleti işleyemez hale getirmek, milleti hizmetlerden mahkum etmendir. Böyle bir rezilliğe, kepazeliğe, ahlaksızlığa izin veremeyiz.
Kamu görevlilerimizin vazifelerini yürütürken tek bakacakları yer anayasa ve yasalardır. Hariçten gazel okuyanların naralarıyla kamu görevlisi işini yapmaz. Biz de mesai arkadaşı olarak gördüğümüz kamu görevlilerinin yanındayız. Tüm kamu görevlilerimiz müsterih olsun.”
KILIÇDAROĞLU’NUN ‘KAÇIŞ PLANI’ AÇIKLAMALARI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Mayıs’ta partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada, “Toplu bir kaçış planı yürürlükte” demiş ve Erdoğan’ın vakıf süsü verdiği paralel yapılarla yurt dışına devasa paralar aktardığını ifade etmişti. Yurt dışındaki yapının başlarında da Erdoğan’ın aile bireyleri geldiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şu açıklamalarda bulunmuştu:
“Çok sayıda paralel hayatları var. Çok sayıda paralel planları var. Bugün ben içlerinden çok vahim birini açıklıyorum. Belgeler elimizde. Para akışlarının hepsi elimizde. Bir vakıf kurduruyorlar. Amerika’da. Neden Amerika? Ülkeyi Kataristan’a dönüştürenler Katar’a gider diye bekliyorsunuz ya… Biliyorlar ki o ülkelerde hukuk yok. İlk uçakla geriye gönderirler bunları. Amerika kanunlarının arkasına ise gizlenebilirler. Orası hukuk devleti. Yani hukuksuzlukla yok ettikleri ülkeden, hukuka sığınmak için ABD’ye kaçmak istiyorlar. Kendileri için yeni bir Pensilvanya yaratmanın peşindeler.
Peki ne yapıyorlar? Paravan bir vakıf kuruyorlar. Başına bir Amerikan vatandaşını koyuyorlar. Ama vakfın asıl yönetimi Erdoğan ailesi üyelerine ait. Şimdi isim vermeyeyim. Belki kendileri söyler. Aile içi işlerine karışmayın. Şimdi; bu paravan yapının izin çıkarma hakkı kazanması için paraya ihtiyacı var. Türkiye’den iki vakıf seçiliyor. Öğrenciler için kurulmuş süsü verdikleri vakıflar… Bu vakıfların asıl var olma sebeplerini de bugün öğreneceksiniz. TÜRGEV ve Ensar.”