Türk sinemasının acı günü. Usta sanatçı Cüneyt Arkın hayatını kaybetti. Cüneyt Arkın dün gece saatlerinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan Arkın, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Türk sinemasına damga vuran, yüzlerce filmde rol alan Cüneyt Arkın’ın çok sayıda ödülü bulunuyordu.
Usta oyuncu Cüneyt Arkın dün gece saatlerinde rahatsızlanarak Beşiktaş, Ulus’ta bulunan özel bir hastanede tedavi altına alındı. Eşi Betül Cüreklibatır ve yakınları hastaneye geldi. 84 yaşındaki oyuncu burada hayatını kaybetti. Türk sinemasına damga vuran, yüzlerce filmde rol alan Cüneyt Arkın’ın çok sayıda ödülü bulunuyordu.
HASTANEDEN AÇIKLAMA
Arkın’ın vefat ettiği hastaneden yapılan açıklamada, “Türk sinemasının değerli oyuncusu Sayın Cüneyt Arkın kalbinin durması sebebiyle ambulansla geldiği Liv Hospital’da bütün yeniden canlandırma çabalarına rağmen hayatını kaybetti. Liv Hospital Ailesi olarak Türk sinemasının dev oyuncusunu kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Cüneyt Arkın’ın ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz.”
Ölüm haberinin ardından CNN’e konuşan Orhan Gencebay “Son zamanlarda hastaymış. Durumu iyi değil diye duyuyordum. Allah rahmet eğlesin. Müstesna bir sanatçımızı kaybettik. Beraber çalışmıştık. Çok yakışıklı biriydi. Dünya starı olabilirdi.” dedi.
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, sosyal hesabı üzerinden bir paylaşım yaparak, üzüntüsünü dile getirdi.
https://twitter.com/AliYerlikaya/status/1541670374122946564?s=20&t=9pA6K_6n_1GbQoP9QH00bA
Yapımcı Türker İnanoğlu: Birlikte 32 film yaptık, çok üzgünüm. Çok yakındık sanatçı patron münasebetinin dışında bir ilişkimiz vardı. Benim kurtarıcım gibiydi Cüneyt, beraber İran’da da Roma’da da film çektik, her an beraberdik. Ama kendini çok yıprattı setten sete, setten sete. Uyarırdım ama hiç dinlemezdi. ‘Efsane sanatçı kendi işini kendi yapar’ derdi.
Serdar Gökhan: Tatlı bir rekabet içindeydik onunla 10 yaş büyüğümdür o benim. Aynı filmde de buluştuk onunla. Söyleyecek kelime bulamıyorum, bir efsaneydi. Kalanlara sahip çıkmak lazım, sanatçıların tek bekledikleri şey ilgi alaka. İlgi görmedikleri zaman hemen çöküyorlar. O yüzden umarım bundan sonra kalanlara sahip çıkarız. Allah Cüneyt’e gani gani rahmet eylesin.
Ayla Algan: Atlama, sıçrama ne varsa hepsini kendini yapardı, dublör kesinlikle kullanmazdı. Biz iki gün tatil yapardık o gider teknik çalışırdı. Öyle bir insandı. Hollywood’da o sırada o kadar güzel adam yoktu. Sırayla gidiyoruz, herhalde ben de gideceğim yakında. Yaptıklarımıza baksınlar ders alsınlar. En son bana oğlunu göndermişti eğitmem için. Ona da dedim kendin istiyorsan yap, baban istedi diye değil diye. O da biraz babasından dolayı istemiş. Ama bu iş gerçekten istiyorsan yapılacak ve katlanılacak bir iş.
Tamer Yiğit: Çok üzgünüm. Az önce Betül Hanım ile görüştük, o da çok üzgün. Ne yapacağını bilemiyor, çocuklarını bekliyor. Ben de onun yanına gideceğim şimdi. Sırayla gidiyoruz. En son birlikte dizide oynamıştık. Başımız sağolsun ne diyeyim diyecek bir şey bulamıyorum.
Sibel Oral: Cüneyt Arkın’ı yazdı: Ne geldiği yeri ne yoksulluğunu unuttu, özlüyordu
Sibel Oral, Benim Kahramanım Türk Halkıdır’ı Oksijen’e anlatan Cüneyt Arkın’ı ve röportaj günü yaşananları yazdı: En çok da bozkırda geçirdiği çocukluğunu, köpeğini, babasının hayvanlarını, tabiata olan düşkünlüğü ile inancını anlatırken duruyordu. Ne geldiği yeri, ne yoksulluğunu unuttu, özlüyordu.
CÜNEYT ARKIN VE HAYATI…
Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır’dır. Cüneyt Arkın, 8 Eylül 1937 tarihinde Eskişehir’in merkezine bağlı Karaçay köyünde doğdu. Babası Kurtuluş Savaşı’na katılmış Hacı Yakup Cüreklibatur’dur. Aslen Nogay Türkleri’ndendir. Eskişehir Atatürk Lisesi’nde öğrenim gören Arkın, 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu.
Memleketi Eskişehir’de, yedek subay olarak askerliğini yaparken, Göksel Arsoy’un başrol oynadığı Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ’in dikkatini çekti. Askerliğini bitirdikten sonra Adana ve civarında doktorluk yaptı. 1963 yılında Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu. Bir süre iş arayan Arkın, 1963’te Halit Refiğ’in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı ve 2 yıl içinde 30 kadar film çevirdi.
1964 yılında oynadığı Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın’ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ’in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi.
Bu dönemde İstanbul’a gelen Medrano Sirki’nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi.
Kısa sürede avantürlü filmlerin en çok aranan isimlerinden biri haline geldi. Kariyeri boyunca westernden komediye, macera filmlerinden toplumsal filmlere değişik türlerde filmler çekti.
12 Mart dönemi sırasında, 4. Altın Koza Film Festivali’nde (1972) jürinin ilk oylamasında Yılmaz Güney’i Baba filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu seçmesine rağmen daha sonra siyasi baskılarla Güney’in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın’ı en iyi erkek oyuncu seçti. Bu karara tepki gösteren Arkın ödülü reddetti.
Cüneyt Arkın sinemasına ayrı bir renk getiren, yönetmenliğini Çetin İnanç’ın yaptığı 1982 tarihli Dünyayı Kurtaran Adam zamanla bir kült film haline geldi. 1980’li yıllarda Ölüm Savaşçısı, Kavga, Sürgündeki Adam ve İki Başlı Dev gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990’lı yıllarda polisiye dizilere yöneldi.
Cüneyt Arkın, at binmede ve karatede uzman sporcu unvanına sahiptir. Oyunculuğun yanı sıra televizyon izlenceleri sunmuş ve kısa bir süre gazetelerde sağlıkla ilgili köşe yazarlığı yapmıştır. 2009 yılında omurgasındaki sinir sıkışmasından dolayı yaklaşık üç ay hastanede tedavi görmüştür.
Cüneyt Arkın ilk evliliğini 1964 yılında kendisi gibi doktor olan Güler Mocan ile yaptı. Bu evlilikten kızları Filiz (1966) doğdu. 1968’de boşandıktan bir yıl sonra Betül (Işıl) Cüreklibatur ile evlenen Arkın’ın, bu evlilikten Kaan ve Murat adlarında iki çocuğu vardır. Kızı bir şirkette genel müdürlük yapan Arkın’ın oğullarından Murat da dizilerde oyunculuk yapmaktadır. Bir dönem alkolizm tedavisi görmüş olan Arkın, alkol, uyuşturucu ve gençliğin sorunları konulu sayısız konferans vermiş, bunlarla ilgili teşekkür beratları ve onur ödülleri almıştır.
Türk milliyetçisi kimliğiyle tanınan Cüneyt Arkın 2002 genel seçimlerinde Anavatan Partisi’nden (ANAP) Eskişehir milletvekili adayı olması için Mesut Yılmaz tarafından teklif götürüldü. Sonraki yıllarda İşçi Partisi adına düzenlenen “İşçi Partisi Hükümeti’nde Göreve Hazırız” kampanyasına katılarak, yeniden siyaset sahnesinde adını duyurdu.