CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’ın Didim ilçesindeki vatandaşlara seslendi: “Hepiniz tatildesiniz ama unutmayın, bu kardeşiniz çalışıyor. Sakın ola ki bütün yükü benim sırtıma yıkmayın!”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin Didim’deki toplu açılış törenine katıldı.
Kılıçdaroğlu, törene katılan Didimli yurttaşlara, “Şu gerçeği herkesin bilmesini isterim; sağlıklı bir yapıda değil yönetimimiz. Türkiye yönetimi sağlıklı bir yapıda değil. Sorunlar var. Devlette ciddi çürümeler var. Yolsuzluklar var. Devletin neredeyse dibine dinamit koydular. Bütün bunların hepsinin farkındayım. Sizden bir şey istiyorum, sakın umutsuzluğa kapılmayın. Umutsuzluğa kapılmaya hakkımız yok” dedi.
Türkiye’nin sorunlarına değinen Kılıçdaroğlu, “Açık ve net söylüyorum, Türkiye’nin bütün sorunlarına talibiz ve Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeceğiz. Akılla, mantıkla, bilgiyle, birikimle, denetimle ve halka güvenerek yapacağız bunların tamamını. Sorunumuz var ama çözülemeyecek sorunumuz yok” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun törendeki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“SAKIN OLA Kİ BÜTÜN YÜKÜ BENİM SIRTIMA YIKMAYIN”
“Hepiniz tatildesiniz ama unutmayın bu kardeşiniz çalışıyor. Çalışacağız. Sakın ola ki bütün yükü benim sırtıma yıkmayın. Beraber, birlikte, ortak mücadele edeceğiz. Türkiye, hepimizin Türkiye’si. 85 milyonu kucaklayacağız. Hiç kimseyi ötekileştirmeden. İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun herkesi kucaklayarak yolumuza devam edeceğiz. Bize verilen bir hedef var; çağdaş uygarlığı yakalamak ve onu aşmak… Bunu yapacağız.
Güzel bir yerdesiniz, Didim’desiniz. Gerçekten Aydın’ın incisi. Bu güzel ortamda zaman zaman beraber oluyorsunuz, sohbet ediyorsunuz. Türkiye’yi düşünüyorsunuz. Türkiye’nin geleceği konusunda yorumlar yapıyorsunuz. Elbette, şu gerçeği herkesin bilmesini isterim; sağlıklı bir yapıda değil yönetimimiz. Türkiye yönetimi sağlıklı bir yapıda değil. Sorunlar var. Devlette ciddi çürümeler var. Yolsuzluklar var. Devletin neredeyse dibine dinamit koydular. Bütün bunların hepsinin farkındayım. Sizden bir şey istiyorum, sakın umutsuzluğa kapılmayın. Umutsuzluğa kapılmaya hakkımız yok.
“DİZ ÇÖKECEKSEM HALKIMIN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKERİM”
Beraber, birlikte düzelteceğiz. Yargıda sorunlarımız var, biliyorum. Yargıda hangi kararların kimlerin talimatıyla alındığını da gayet iyi biliyorum. Ama onlar da beni çok iyi biliyorlar. Asla hiç kimsenin önünde hele hele yukarıdan kibirle bakıp, hiç kimsenin önünde diz çökme gibi bir adetim, geleneğim asla ve asla yoktur. Sadece diz çökeceksem halkımın önünde diz çökerim. Halk, bu ülkenin halkı, diz çökülmesi gereken, dillenmesi gereken bir halktır. Bağımsızlığını büyük ölçüde yitirmiş yargıyı bağımsız kılacağız.
Medyayı biliyorum. Medyada kendini bilmezleri de çok iyi biliyorum. Satılan kalemleri de çok iyi biliyorum. Günün 24 saati bizi eleştirenleri de çok iyi biliyorum. Kalemini satmayan yürekli gazetecileri de çok iyi biliyorum. Onların eleştirilerini de yorumlarına da her zaman saygı duydum.
Yasama organı… Yani TBMM. Orada da çok ciddi sorunlarımız var. 600 milletvekiline aylık ödeniyor. Sizin paralarınızla ödeniyor. Öteden beri, ta ilk 600’e çıktığı zaman söyledim. 600 milletvekili sayısı fazla. 600 milletvekilinin AK Parti ve MHP kanadı, asla yasama görevini yerine getirmiyorlar. Onların yaptığı tek iş var, saraydan aldıkları talimat gereği el kaldırıp indiriyorlar, bunu da bilmenizi isterim. Hiçbir AK Partili, MHP’li milletvekili kendi, seçildiği ilin sorunlarını çıkıp TBMM kürsüsünden dile getiremez. Dile getiremediğini de çok iyi biliyorum. Aklını, iradesini kiraya verenlerden bu ülkeye hayır gelmez. Bunu da hepinizin bilmesi isterim.
“DEVLETTE LİYAKATİ SAĞLAYACAĞIZ”
Yürütme organı… Yani karar merci. Bir kişiye ait. Tek kişilik hükümet diyorlar. Bir kişi, ne kadar yetenekli olursa olsun bir devlet bir kişiye teslim edilemez. Bir kişinin iradesine teslim edilemez. Devlette liyakat esası vardır. Yani işi bilene teslim etmeniz gerekiyor… Ama ben her şeyi biliyorum, her şey ben sorulur, ben talimat veririm, talimatım yerini getirilir dendiği andan itibaren o ülkede bürokraside, yargıda çürüme başlar. Devlet dediğimiz kurum ciddi yaralar alır. Bunun da farkındayım. Ama size sözüm söz. Devlette liyakati sağlayacağız. Mutlaka Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeni yakalamak ve aşmak konusunda kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
Ekonomi… İyi olmadığını ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz. Durumu iyi olanlar var. Eyvallah. Ama 85 milyonun yaşadığı bir ülkede, bir anne çocuğunu iyi beslemeden yatağa yatırabiliyorsa, o annenin dramını anlamazsanız sizin siyaset yapma hakkınız yoktur. Siz siyaset yapmak istiyorsanız, Türkiye’nin sorunlarına talipsiniz. Açık ve net söylüyorum, Türkiye’nin bütün sorunlarına talibiz ve Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeceğiz. Akılla, mantıkla, bilgiyle, birikimle, denetimle ve halka güvenerek yapacağız bunların tamamını. Sorunumuz var ama çözülemeyecek sorunumuz yok. Her sorunumuz çözülebilir. Üreten, alın teri döken, çalışan, tarlada, fabrikada, lokantada nerede olursa olsun herkesin hakkının teslim edilmesi lazım.
Üreten, çalışan, kazanan, aydınlık Türkiye… Sorunlarını çözen ve aşan dünyada ve çevresinde itibarlı olan bir Türkiye. Bunu yapacağız. Düne kadar kızdıkları, her türlü hakareti yaptıkları Suudi Prensi, şimdi kucak kucağa. Para için. Üç, beş dolar için bu ülkenin itibarını kimse satamaz. Satmamalıdır. Biz Osmanlı’nın borcunu devralan bir genç Cumhuriyet, son kuruşuna kadar Osmanlı’nın borcunu ödedi. Ülkeyi demir ağlarla ördü, her yere fabrikalar kurdu. Bankalar kurdu. Silah sanayiyi oluşturdu. Demir çelik fabrikalarını kurdu. Hiç kimsenin ayağına gidip yalvarmadılar, kimsenin önünde diz çökmediler, el etek öpmediler. Bunlar diz çöküyorlar ama Türkiye’ye gelip kahraman geçiniyorlar. Bunların kahramanlıklarını ben çok iyi biliyorum.
Ne halt ettiklerini de çok iyi biliyorum. O nedenle bütün hedefleri Kılıçdaroğlu ve Bay Kemal. Göreceksin Bay Kemal sana neler yapacak, göreceksin. Bay Kemal seni nasıl emekli edecek göreceksin. Bay Kemal… Türkiye’ye nasıl itibar kazandırılırmış, onu göreceksin. Alın terinin değerini, Bay Kemal nasıl veriyor onu göreceksin. İstanbul Sözleşmesi’ni ilk bir hafta içinde nasıl yürürlüğe koyuyor Bay Kemal, onu göreceksin.
Beni geceleri rüyasında görüyor, farkındayım. Kâbus gibi görüyor onun da farkındayım. Ama hiç meraklanmasın, adalet, olmazsa olmazımızdır. Adaletle davranacağız. Kin ve öfke ile devleti yönetmeyeceğiz. Adalet ile yöneteceğiz. Onlar da adaletin, hakkın, hukukun önemini bilecekler.
“BAY KEMAL, BEŞLİ ÇETEDEN DE HESAP SORACAK”
Belediye başkanımız yaptığı yatırımları kaça yaptığını söyledi değil mi? Koca koca havalimanları yapıyorlar, kaça yapıldığını kimse bilmiyor. Hastaneler yapıyorlar, kaça yapıldığını kimse bilmiyor. Bu kardeşiniz Bay Kemal, beşli çeteden de hesap soracak. Hiç endişe etmeyin. Onlar da geceleri uyumuyorlar. Ya Bay Kemal iktidara gelirse. Bay Kemal iktidara gelirse çiftçinin, işçinin, emeklinin, memurunun, sanayicinin, herkesin hakkını, hukukunu savunacak. Böyle bilsinler.
Hava sıcak, o nedenle ben sizi daha fazla tutmak istemem. İstanbul’a gideceğim. İstanbul’da çalışacağım. Türkiye’yi adım adım gezeceğim; sizin için, bu ülke için, bu ülkenin insanları için, geleceğimiz için, evlatlarımız için, Türkiye’nin itibarı için, Türkiye’nin saygınlığı için, bu ülkede herkesin kardeşçe yaşayabileceği bir ortamı yaratmak için…”
Konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu’na Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay, adaletin sembolü olan Themis Heykeli hediye etti. Daha sonra Kılıçdaroğlu, CHP genel başkan yardımcısı, milletvekilleri ve belediye başkanlar ile birlikte temel atma ve toplu açılış törenini yaptı. (ANKA)