“İp atlayabilir”, “Öğretmen olabilir”, “Satranç oynayabilir” gibi alanlarda aile hekimlerinden istenen sağlık raporları tepki çekiyor. “Sağlık raporu basit bir imza değildir” diyen hekimler, koruyucu hekimliğin aksadığını söylüyor.
Aile hekimlerine ‘sağlık raporu’ işkencesi
Aile hekimlerinden çok farklı alanda sağlık raporu yazmalarının istenmesi, hem iş yükünü arttırıyor hem de “Bu raporlar bilimsel bir gereklilikten mi isteniyor?” denilerek tepkilere de neden oluyor. Hem hekimler hem yurttaşlar bu kadar çok alanda rapor istenmesine tepkili. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Örgütlenme Komisyonu Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan, yıllardır gündemde olan ancak seslerini duyuramadıkları konulardan birinin raporlar konusu olduğunu belirterek “Aile hekimlerinden öğretmen olabilir raporundan tutun da ip atlayabilir raporuna varana kadar 250’ye yakın konuda rapor yazmaları isteniyor. Aile hekimlerinin işi rapor merkezi değil, koruyucu hekimliktir” dedi.
Her şeye sağlık raporu
Urfa Aile Hekimler Derneği Başkanı da olan Eryazğan, çok sayıda yurttaşın ASM’lere gelerek aile hekimlerinden rapor almak istediğini, bunun sıkıntılar yarattığını anlattı.
BirGün‘e değerlendirmelerde bulunan Eryazğan, aile hekimlerinden çok sayıda işin arasında rapor istenmesinin iş yükü olarak hekimlerin karşısına çıktığını söyledi.
250 çeşit sağlık raporu gerçekten bilimsel bir gereklilik için mi isteniyor?
Sağlık raporu meselesinin yıllardır gündemlerinde olduğunu ancak bu konuda bir adım atılmadığını vurgulayan Eryazğan “Aile hekimlerine yönlendirilen 250 çeşit rapor isteği çeşidi var. Peki 250 çeşit rapor gerçekten bilimsel bir gereklilik için mi isteniyor?” sorusunu yöneltti.
İstenen raporlardan bazıları:
Dr. Eryazğan, aile hekimlerinden istenen bazı raporları şöyle sıraladı:
- Askerlik raporu
- Ehliyet raporu
- İşe giriş raporu
- Sporcu raporu
- Evlilik raporu
- Silah raporu
- Halk eğitim usta öğretici raporu
- Yurtta kalabilir raporu
- Gemici olabilir raporu
- Drone pilotu raporu
- Satranç oynayabilir raporu
Bu raporların çoğunun kurumlar ya da kişiler tarafından istendiğini, bunun yanlış olduğunu anlatan Eryazğan, şöyle devam etti:
“Tıp öğrenimi, tıp bilimi ile uzaktan yakından alakalı olmadığı halde ve Sağlık Bakanlığı’na danışılmadan ortak bir protokol sağlanmadan her seye rapor isteniyor. ‘İp atlayabilir’ raporundan tutun da ‘öğretmenlik yapabilir’e varan, uzaktan yakından tıp ilminin hiçbir tarafını ilgelendirmeyen gereksiz rapor istemleri aile hekimliğinin zaten var olan onlarca işinin arasında gereksiz iş yükü olarak ortaya çıkmaktadır. Rapor çeşitliliğinin sıkıntısı şu. Mesela üniversitede spor branşında bir alım yapılacak, üniversitedeki spor bölümündeki hocalar ‘bu kişi şu şekilde rapor getirsin’ diye kendi mevzuatlarına bir ibare koydurabiliyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın engel olması gereken konulardan birisi bu. Bunu yazan kişinin tıp ile ilgili bilgisi yok, ‘bu sporu yapabilir’ ne demek. Mesela sağ kolu tutmayan biri ya da sol gözü görmeyen bu sporu yapabilir mi, tüberküloz geçirmiş biri bu sporu yapabilir mi? Yani bu sonsuz bir şey ve bunu tıp ile ilgisi olmayan insanlar oraya yazıyor ve milleti aile hekimine yönlendiriyor. Bu sağlıkta şiddete dönüşüyor. Bir kişinin öğretmen olup olmayacağına rapor mu karar verecek? Bu kişi eğitim fakültesinden mezun olmuş, diplamasını almış ama ‘öğretmen olabilir’ raporu isteniyor.”
USULE BAĞLANMALI
Raporların bir usul ve esasa bağlanması ve aile hekimlerinin üzerinden alnması gerektiğini söyleyen Eryazğan, Avrupa’da bunun kişinin beyanına göre yapıldığını anlattı. Eryazğan, şöyle devam etti:
“Kişi der ki ‘benim şu hastalığım var veya yok.’ Aile hekimleri olarak bu konuyu bakanlığa yüzlerce defa sunduk, çoğu rapor isteminde aslında kişiden beyan alınması gerekli, beyan esas alınarak 250 rapor çeşidinin yaklaşık 235’inin ortadan kalkacağı açıktır. Bu konuda raporun istendiği aile hekimleri kadar rapor talep edilen vatandaşta dertli. Kalan çok önemli rapor çeşitleri askerlik, evlilik, ehliyet, lisanslı sporcu, servis şoförlerine rapor gibi ileri tetkik ve birkaç uzmanlık dalının ortak karar vermesi gereken rapor çeşitleridir. Rapor basit bir imza değildir, ‘git aile hekimi versin’ demekle bu çok önemli raporlarda aile hekimi büyük hukuki sorumluluğa sokulmakta, hem de gerekli bir dolu inceleme yapılması gerekirken vatandaşın bir an önce ‘rapor alacağım’ baskısı sağlıkta şiddete dönüşebilmektedir. O kadar çok örnek var ki yakın zamandaki metrobüs kazasında şoförün baygınlık geçirmesi, bir başka servis şoförünün epileptik atak geçirmesi ve kaza yapması, spor yaparken kalp krizi geçirip ölmesi ve yüzlerce örnek bu önemli raporların bir kurulca verilmesi gerektiğini bas bas bağırıyor. AHEF, Birlik Dayanışma Sendikası ve bir çok meslek örgütü rapor basit bir imza değildir” diyor.