Denizler de bitti: Avlanan balık miktarı yarı yarıya düştü!

Av yasağı 1 Eylül’de bitti ama vatandaş balığa hasret kaldı. Yanlış politikalar yüzünden Türk karasularının tamamından 20 yıl önce 600 bin ton balık avlanırken, bu rakam 300 bin tona kadar düştü.

balık

Denizler de bitti: Avlanan balık miktarı yarı yarıya düştü! 1 Eylül’de av yasağının sona ermesiyle balıkçılar yeniden ağ atarken, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı‘dan uyarılar geldi.

Geçmiş yıllara oranla avlanan balık miktarının azlığına dikkat çeken Prof. Dr. Sarı, “Biz veriyle çalışırız, veriye bakmak zorundayız. Umudumuzu koruyalım balıkçılarımıza iyi dileklerimizi iletelim, zor işlerinde kolaylıklar dileyelim ama bilim veriyle çalışır. Veriler, çok umutlu değil” dedi.


20 YILDA YÜZDE 50 AZALDI

Denizlerin tamamından 20 yıl önce 600 bin ton balık avlandığını söyleyen Sarı, geçen yıl bu oranın 300 bin ton olduğunu belirtti. Avlanan balık miktarının geçen 20 yılda yüzde 50 azaldığına dikkat çeken Sarı, şunları söyledi:

• 2000’li yıllarda biz denizlerimizin tamamında 500-600 bin ton arasında seyreden bir balık alıyorduk. Şu anda 2021 yılı istatistiklerine göre 300 bin tonun azıcık üstünde bir avcılık yaptık. Yarı yarıya azaldı.

• Ne avlıyorduk o yıllarda? Hamsi avlıyorduk, şu anda da olduğu gibi çoğunlukla. Ne kadar avlıyorduk? 350 bin tonlar civarında hamsi avlıyorduk.


BARBUN VE TEKİR AZALIYOR

• Geçen yıl avladığımız hamsi ne kadar? 150 bin ton civarında. Yarı yarıya azaldı. İstavrit, lüfer, sardalya, çaça hepsinde azalma var. Dip balıklarından bahsetmiyorum bile. Mezgit azalarak devam ediyor.

• Barbun, tekir, paşa barbunu azalarak devam ediyor. En kıymetli balıklarımızdan lüfer 25 bin ton civarında avlanıyordu, 5 bin tona geriledi. Bütün bunları üst üste koyduğumuzda aslında işlerin iyi gitmediğini görüyoruz.

ROTAYI DEĞİŞTİRMEMİZ LAZIM

• Sezonluk bakmayalım, büyük resme bakalım. Türkiye 1940’lı yıllardan itibaren uyguladığı balıkçılık yönetiminin politikasını değiştirmek zorunda. Deniz bitti, rotayı değiştirmemiz lazım. Bu rotayı ABD ve Kanada 90’lı yıllarda değiştirdi. Avrupa Birliği 2022 yılında değiştirdi. Komple ortak balıkçılık politikasını değiştirdi. Şili 2013’te, Japonya 2003 yılında değiştirdi. Biz halen eski politikayı sürdürmeye devam ediyoruz. Rotayı değiştirmemiz lazım. Gemi yanlış yönde gidiyor. Biz sürekli geminin içinde düzenlemeler yapıyoruz.

ACI REÇETEYİ ÖNÜMÜZE KOYACAĞIZ

• Rota değişikliği illa balıkçılık yönetimi otoritesini yönetenleri değiştirmek, onu bunu değiştirmek anlamına gelmiyor. Tüm taraflar paydaşlar, ilim idare yönetim otoritesi, balıkçılar bir araya geleceğiz, bu acı reçeteyi önümüze koyacağız. Acı reçeteye uygun bir yeni rota belirlememiz gerekiyor. Balık stoklarını sürdürülebilir bir şekilde avlak üzerine bir politika belirlememiz gerekiyor.

DENİZLER SÜREKLİ ISINIYOR


• İklim değişti. Yani Akdeniz’den itibaren Karadeniz’e kadar denizler sürekli ısınıyor. Denizler ısınırken biz halen aynı şekilde, aynı politikalarla balıkçılığı yönetemeyiz. Denizler kirleniyor, bir taraftan kıyı tahribi artıyor. Habitatlarını tahrip ediyoruz biz bu balıkların, işte müsilaj geçen yıl yaşadık. Tüm bunlar burada dururken biz hiçbir şey olmamış gibi balıkçılığı yönetemeyiz. (DHA)

Türkiye için korkutan uyarı: Görülmemiş aşırı hava olaylarıyla sarsılacak! || Bizi takip edin: Facebook, TwitterInstagram


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.