Yin Play yoluyla farkındalık

Yaşadığımız devrin şartları insanları giderek daha çok özünden uzaklaştırıyor. İçinde bulunduğumuz anları tam anlamıyla fark edemiyor, duyguları yeterince hissedemiyor, hatta kendimizle ve çevremizle bağlantı kurmakta zorlanıyoruz. Ve gene Yoga felsefesi ve pratikleri bizlere özümüze dönmek ve farkındalığımızı yükseltmek için rehber oluyor. Yin Play, aynı zamanda bir ebe olan Yoga eğitmeni Özge Cevher Yüksel’in geliştirdiği bağlantı çalışmalarının adı.

özge yükselRöportaj: Özge Yüksel

Özge Hanım, Yin Play’in ne olduğunu anlatır mısınız bize?

Ö.Y.: Beden, zihin ve ruh birbiriyle sürekli etkileşim ve iletişim halinde. “Yin-Play beden aracılılığıyla gerçekleştirdiğimiz oyunlar ve deneyimlemelerle bedenin ötesinde bir anlayışa doğru yaptığımız bir yolculuktur” diyebilirim. Yoga matımızın üzerinde yaptığımız haraketleri yaşamımızın içine taşımayı hedefliyoruz. Bir şeyleri “yapma” halinden “olma” haline geçirmeyi deniyoruz.

Şiddetsiz iletişim ışığında, yoga hareketlerinden dansa, müzikten meditasyon ve nefes çalışmalarına, oyunculuk çalışmalarından ses ve beden doğaçlamalarına kadar farklı egzersizleri kapsayan ve kendini sürekli güncelleyen somatik (bedensel) bir çalışma yöntemi. Beden üzerinde araştırmalar yapıp, donanım ve yazılım olarak resetlenme üzerine çalışıyoruz.


Son cümlenizi biraz açar mısınız?

Ö.Y.: Bedenimiz yaşam boyunca deneyimlediği fiziksel, ruhsal ve sosyal tecrübeler sonucunda yeni şekiller alır. Vücudumuzu bir hamura benzetirsek aslında oldukça sert ve yeniden şekillenmesi ve yeni kalıplara girmesi çok zordur. Çünkü, eğer zaman içinde müdahale edilmemişse, kalıplaşmış ve sertleşmiştir.

Yazılım dediğim bu hamuru yeniden akışkan bir hale getirmek için yapılan egzersizlerdir. Donanım ise vücudu daha sonra bu hamura vereceğimiz şekillere hazırlamamız. Yani önce bedenimizdeki bağlantıları yenileyip, üstüne yeni bağlantı yolları araştırıyoruz.

yin play yoga

Mat üzerinde genelde yoga hareketleri mi yapıyorsunuz?

Ö.Y.: Sadece Yoga hareketleri değil. Yin Yoga anlayış ve temeli ışığında aktif/pasif esnemeler, oyunsu araştırmalar, ses, beden, müzik doğaçlamaları, oyunculuk çalışmaları, salınımlar, dişil/eril enerji araştırmaları da çalışmalara dahil. Ayrıca bazı dans ekollerinden ilham aldığım hareketler var. Yin Yoga tavrı ve felsefesi üzerine oturtulmuş, genel yoga sistemleri ve terapilerinin de içinde olduğu bir sistem Yin Play ve bu temel üzerine oturtulmuş herbir kat birbirinden faklı oluyor.

Çalıştığım kişinin ya da grubun ihtiyacına göre de belirliyorum hareketleri. Benim de hala beslenmeye devam ettiğim şeyleri sunuyorum.

Aslında ebe ve hemşiresiniz de. Yogayla tanışmanız ve eğitmenliğe kadar ilerlemeniz nasıl oldu?

Ö.Y.: 13 yaşında oyunculuğa başladım ve orada bedenin dönüştürücü etkisini fark ettim. Oyunculuk çalışmalarında bedenle çalışmayı sevdiğimi fark ettim. Oyunla bir şeylerin nasıl dönüştüğünü gördüm. Bu deneyimler bende bir dönüşüme yol açtı. Ruh, beden, zihin ilişkisi üzerine olan her şey ilgimi çekiyor aslında. Sanatın da, oyunculuğun da spiritüel bir tavır olduğunu düşünüyorum.

İstanbul Üniversitesi’nde Ebe ve Hemşirelik okuduğum dönemde oyunculuğuma hizmet etsin diye yoga yapmaya başladım ama yoga bende ayrı bir kapı açtı. Bu konuda derinleşmeye, yoga tarzlarını araştırmaya başladım. Yin Yoga, yoga terapi vs.

Şu aralar rahim bilgeliği, dişil-eril çalışmaları ve şiddetsiz iletişimi bedenlendirmek üzerine derinleşiyorum; içimizdeki tanrıçayı, psişeyi uyandırmaya yönelik çalışmalara yoğunlaşıyorum.


Peki tam olarak farkındalık üzerine yoğunlaşmanız nasıl oldu?

Ö.Y.: Farkındalık konusunda aileden gelen bir hal ve tavır var. Buna hizmet eden bir ailede büyüdüm. O zamanlar farketmemiştim ama sonradan anladım; kendi içimizde çember oluşturup meşk ederdik.

Ama farkındalığım daha çok oyunculukla başladı. Oyunculuk sayesinde kendimle bağlantı kurabildim. Bir şeyler değişmeye başladı ve bu bağlantı halini destekleyecek ne varsa hayatıma almaya başladım.

yin play

Farkındalık neden bu kadar önemli sizce?

Ö.Y.: “Farkındalık” kelimesine biraz mesafeliyim ben çünkü bu kelime çok fazla kullanılıyor. “Bağlantı kurma” olarak kullanmayı tercih ediyorum. Ben “bağlantı çalışmaları” yaptırıyorum. Farkındalık bunun sonucu ya da etkisi oluyor. Çünkü bağlantı kurabildiğinde farkediyorsun. Bu önce kendinle başlıyor, ondan sonra kendin dışındakilerle bağlantı kurabiliyorsun. Kurduğun bu yol aslında bir köprü. Bu köprü de farkındalığı açıyor.

“Ben şu anda ne hissediyorum, neye ihtiyacım?” var sorusuyla bağlantı kurabildiğin zaman farkındalık başlıyor. Bunu gördükten sonra yanındakinin ihtiyacını farkedebiliyorsun. Bu konuşmanın da ötesinde iletişime geçebildiğimiz bir hale dönüşüyor. Haller huya, huylar da bir süre sonra alışkanlıklara, bizi biz yapan şeylere dönüşmüş oluyor.

Peki nelerin farkında olmalıyız? Sizce insan bedeni ve zihni her şeyin farkına varabilir mi?

Ö.Y.: İnsan bedeni, zihni ve ruhu “bir” olmaya çalışıyor. Üçünün bir akması üzerine bir arayış. Her şeyin farkına varılabilir mi, varınca ne olur? Bilmiyorum. Bulunduğum seviyede bu sorunun cevabı tam olarak ben de yok. İnsan olma deneyiminde bunun kelimelerle bir ifadesi var mıdır, bilemiyorum. Belki üstatların söylediği “ermişlik” hali burasıdır.

Farkındalık için Yin Play den başka yöntemler de kullanıyor musunuz?

Ö.Y.: Dediğim gibi farkındalık bağlantı çalışmalarının ürünü gibi oluyor. Bağlantıyı sağlamak ve keşfetmek için daha önce de bahsettiğim çalışmalar dışında bir de şiddetsiz iletişim yöntemlerini kullanıyorum. Ama en temelinde her şeyi oyunsu bir hale dönüştürmeye çalışıyorum. Çünkü en iyi oyunla öğrenebildiğimizi, oyunla dönüşebildiğimizi düşünüyorum. Yetişkinliğimizle bağlantıya en kolay oyunla geçebiliyoruz. Benim için en önemli tavır bu; her ne yapıyorsak oyunsu bir tavır koymak ve buna en insani halimizle cevap vermek.

Bu genç yaşınızda farkındalık konusunda oldukça yol kat etmişsiz. Motivasyonunuzu nereden alıyorsunuz?

Ö.Y.: “Küçük Kara Balık” kitabında geçen “büyük denizleri merak ediyordu çünkü önünde uzun ve coşku dolu bir hayat vardı” cümlesi beni çok etkilemiştir. Araştırmaya, okumaya, deneyimlemeye, bana ilham olan şeylerle bağlantı kurmaya, insanlık hallerimi araştırmaya devam ediyorum çünkü bunlardan besleniyorum.

yoga merkezi

Yin Play çalışmalarınıza nasıl katılabiliriz? Nerelerde ders veriyorsunuz?

Ö.Y.: Bir süredir Fethiye’deyim fakat İstanbul’la bağlantı halinde çalışmalarımı yürütüyorum. Faralya Şifa Art &Sience, Kayaköy İntoku Kamping ve Sanat Kampı’nda dersler veriyorum. Bunun dışında farklı yerlerde inzivalar düzenliyorum. Kişiye ya da küçük gruplara özel alanlar açıyorum. Onların ihtiyaçlarına göre şekillenen 3 gece 4 günlük inzivalar sunuyorum. Bunun dışında online grup ve özel dersler de veriyorum. Bütün faaliyetler ozgeyukk ve yinnplay Instagram hesaplarımdan takip edilebilir. Ayrıca [email protected] mail adresim aracılığıyla da bilgilendirebilirim.

Özge Yüksel kimdir?

özge yüksel


1993 yılında İstanbul’da doğan Özge Yüksel, oyunculuk ve yazarlık üzerine ilk deneyimlerini ilkokul yıllarında kazandı. Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde Ebelik ve Hemşirelik eğitimiyle aynı anda Kadıköy Deneme Sahnesi’nde tiyatro ve oyunculuk eğitimine devam etti. Üniversite eğitimi boyunca fotoğrafçılık ve DJ’lik yaptı. Tiyatro eğitimini aldığı Deneme Sahnesi’nde asistan hoca olarak görev yaparken hocalarıyla beraber Kadıköy Tiyatro Oyuncuları Topluluğu’nu kurdu. Katot Özel Tiyatrosu’nda kurucu üyelik, oyunculuk ve asistanlık yaptı, 20‘den fazla oyun ve çalışmada yer aldı. Üniversitede arkadaşlarıyla kurdukları “Gebe Okulu”nda gebelikte yoga, pilates, nefes teknikleri üzerine sunumlar yaptı. Yine okurken ağrısız doğum üzerine eğitimlerle bilgisini perçinledi. Sanatın şifalanma sürecini keşfederken, bir yandan da edebiyat yöneldi. Uçurtma Çocuk Dergisi’nde yazarlık ve editörlük yaptı. Çocuklar için Zumba dersleri verirken “beden müziği” ilgili çalışmalara katılmaya başladı. Bu dalda araştırmaya devam ederken “ikinci dönüşümüm” dediği yoga ile tanıştı. Özellikle Yin-Yoga üzerine yoğunlaşan Özge Yüksel, oyunculuk, diğer bedensel çalışmalar ve şiddetsiz iletişimle harmanladığı YİN-PLAY olarak adlandırdığı dersleri vermeye başladı. Grotowski – Open Program’a katıldı, Erol Babaoğlu, Ayla Algan, Hasan Şahintürk, Deniz Erdem, Erol Benjamin Scott, Zeynep Aksoy gibi çeşitli hocalarla beden-ruh-zihin ilişkisi üzerine çalışmalar yaptı.

Teknolojik rehavet ve Yoga


Deniz Alan Held
1974 Ankara doğumlu ama 2 yaşından beri Istanbullu. Çocukluk ve gençliği cimnastik ve dans çalışmalarıyla geçti. 2000 yılından beri yoga yapıyor. 2002 yılında evlenip yurtdışına yerleşti ama bir ayağı hep Istanbul'da oldu. Çocuklardan sonra, Norveç'te hayalindeki işin eğitimini alma fırsatı geçti eline. Trondheim Üniversitesi'nde Medya Bilimi ve Görsel Kültür dalında lisans ve yüksek lisans okudu. İki yıl Zürih, 10 yıl Trondheim'da yaşadıktan sonra 2014 yazında eşinin memleketi Almanya'ya yerleşti. Şİmdi iki oğlu ve eşi ile sakin bir hayat sürmekte, ve Türkiye'nin Gezi Gençleri'nce yönetileceği çağdaş bir ülke olduğu hayalini kurmakta. // ENGLISH: Born in Ankara in 1974, moved to Istanbul at age 2. Spent lots of time with gymnastic and contemporary dance at early ages. since 2000 practices rather yoga. Married to a German in 2002 and move to Zurich. Later lived 10 years in Norway/Trondheim and eventually settled down in Germany. Studied Media Science in Trondheim and finished master degree in 2012. Has two sons. Looking forward to the days that Turkey is eventually led democratically by the Gezi youth.