Aflatoksin nedir? Baharat, kuruyemiş ve süt ürünlerinde zehir saçan madde!

Baharat, kuru yemiş hatta süt ürünlerinde dahi görülebilen aflatoksin maddesinin kansere davetiye çıkardığını belirten Gıda Mühendisi Murat Doğan, bu maddenin görüldüğü sütlerin işlendiğinde zehir miktarının 15 kat arttığını kaydetti.

Aflatoksin nedir

Uygun koşullarda üretilmeyen ve saklanmayan kuru yemiş, baharat ve süt ürünlerinde aflatoksin maddesinin görülme ihtimalinin yüksek olduğunu belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Doç. Dr. Gıda Mühendisi Murat Doğan, küflenen gıdalara karşı dikkatli olunması konusunda uyarılarda bulundu.

Küflerin oluşturduğu toksik bir madde olan aflatoksinin zehir saçtığını söyleyen Murat Doğan, üretim şekline bakıldığında tüm ürünlerde bu maddenin oluşabildiğine dikkat çekerek, “Uygun koşullarda ürünlerin depolanması ve üretimi yapılmıyorsa nemden kaynaklı olarak bu küf üreyebiliyor. Bu küfler üredikten sonra da bir toksin üretiyor. Bu toksinler karaciğer, böbrekler ve sinir sisteminde birçok probleme neden oluyor” dedi.


Yüksek sıcaklıklara (200-300 C) dayanıklı olan aflatoksinler, gıdaların ısıtılması, pişirilmesi gibi işlemlerle kaybolmazlar.

Diğer mikroorganizmalardan farklı olarak bu toksinlerin neden olduğu zehrin, ürün işlem görse dahi yok olmadığını söyleyen Doğan, “Bir fındık veya fıstık baklava ya da başka bir üründe kullanıldığında eğer aflatoksin madde varsa pişirme işlemi bu zehri yok etmiyor. Bu ürünler tüketilerek zehir vücuda alınmış oluyor. Minimum miktarda alınıyor belki ama 20-30 yıl sonra sağlık problemi olarak geri dönüyor” ifadelerinde bulundu.

Zehirli süt işlendiğinde zehir miktarı da artıyor!

süt ürünleri

Hayvan yemleri vasıtasıyla süt ürünlerinde de aflatoksin maddesi görülebildiğini kaydeden Doğan, “Uygun koşullarda saklanamayan hayvan yemlerinde bu küf üreyebiliyor. Küf yemde aflatoksin zehrini üretiyor. Bu yemleri hayvanlar tükettiğinde ise zehri sütüne aktarmış oluyor. Hayvan kendi vücuduna aldığı zehri, sütü vasıtasıyla dışarı atıyor. Bizler de bu sütleri tüketerek, zehri vücudumuza almış oluyoruz. Ayrıca zehirli olan bu sütlerden başka bir ürün yapılırsa o üründe sütten daha fazla zehir miktarı olabiliyor. Yani sütte 1 birim zehir varsa peynirde bu birim 15’e kadar çıkabiliyor” şeklinde konuştu.


Geleneksel yöntemler küf oluşumuna neden oluyor

Kuru yemiş ve baharatların geleneksel yöntemlerle kurutulması ve muhafaza edilmesinde yanlış yöntemler kullanıldığını belirten Doğan, “Pul biberler geleneksel yöntemlerle üretiliyor. Bu yöntemde ise dışarda kurutma işlemi yapılıyor. Dışarda yapılan kurutma işlemi ile bu küfler kolaylıkla havadan gelip, çoğalabiliyor. Dolayısıyla da bu küf aflatoksin üretiyor. Yani zehir üretiyor. Pul biber fabrikasyon koşullarda kurutma kabinlerinde kurutulursa, bu toksinler engellenebilir” diye konuştu.

Nemli depolar aflatoksin üretiyor

aflatoksin fındık

Fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu kuru yemişlerde de küfe bağlı aflatoksin maddesi görülebildiğini kaydeden Doğan, “Örneğin fındık toplandıktan sonra çotanak içinde depolarda bekletiliyor. Nem sonucunda küflenmesiyle de aflatoksin üretiyor. Kabuklu kuruyemişlerin dışında biraz bile küf olsa o küfün tadı ve kokusu içine işleyebiliyor” dedi.

Genetik yatkınlık, zehrin etkisini hızlandırabiliyor

Gıdalardan alınan zehirli maddelerin kronik zehirlenmelere neden olduğunu belirten Doğan, “Bu madde bakıldığında üç temel probleme neden oluyor. Karaciğer, böbrekler ve sinir sistemine etki ediyor. Bu etki zamanla oluyor. Ayıca genetik yatkınlık varsa daha hızlı etki edebiliyor” dedi.

Baharatlarda kansere neden olan yasaklı boya ‘Sudan Kırmızısı’ tespit edildi

pul biber


Pul biber ve kırmızı toz biberdeki boya tehlikesinden de bahseden Doğan, “Yapılan son araştırmalarda pul biber ve kırmızı toz biberde boya tespit edildi. Ancak hangi boya olduğu açıklanmadı. Sudan kırmızısı denilen bir boya var. Bu boya 90’lı yıllara kadar birçok sektörde kullanıldı. Yasaklı olan bu boya son yıllarda eser miktarda da olsa bazı denetimden kaçan firmaların ürünlerinde görüldü. Bu boya kansere neden oluyor” ifadelerinde bulundu.

Çiğ köfte incelendi: Salmonella ve Koli Basili çıktı!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.