Düzce depremi İstanbul depremini tetikler mi? Uzmanlar yorumladı

Uzmanlar Düzce’de meydana gelen 5,9’luk depremini yorumladı. Saat 04.08’de merkez üssü Düzce’nin Gölyaka ilçesi olan 5,9 büyüklüğünde deprem İstanbul, Ankara, Bolu, Bursa, Eskişehir, Kocaeli gibi çok sayıda da hissedildi. En çok merak edilen sorulardan biri sarsıntının beklenen İstanbul depremini tetikleyip tetiklemeyeceğiydi.

Düzce depremi

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat, Düzce depremine ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Daha büyük bir deprem olasılığı riski çok düşüktür”

doğan kalafat

Dr. Kalafat, “Depremin büyüklüğünü 6,0 olarak verdik. Ana şok sonrasındaki süreç bizim için olumludur. Artçıların zaman içerisinde hem büyüklükleri hem de sıkılıkları azalarak devam edecektir. 8 kilometrelik uzunluğundaki bu fay parçası ana depremde kırılmıştır. Enerjisi boşalmıştır. Bunun dışında orada daha büyük bir deprem olasılığı riski çok düşüktür” dedi.


Doç. Dr. Doğan Kalafat şöyle konuştu:

“İstanbul depremini takip ediyoruz. Bildiğiniz gibi Marmara’da iki sismik boşluk var. Sismik boşluğun hangisinin kırılacağına daha bilmiyoruz ama Marmara Bölgesi’ndeki 7 il ve ilçelerin tamamı bu depremlerden etkilenecek. Marmara Bölgesi’nde yaşayan vatandaşlarımızın deprem bilinci yüksek bir toplum haline gelebilmesi lazım. Düzce’de yaşanan deprem İstanbul’u etkilemez. Bu deprem Kuzey Anadolu Fayı’nın ana parçası üzerinde olan bir deprem değil. İstanbul için beklediğimiz Kuzey Anadolu Fayı’nın ana parçalarında olması.”

Düzce depremi İstanbul’u etkiler mi?

PROF. DR. ŞÜKRÜ ERSOY:

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: İstanbul'da deprem milli güvenlik sorunudur

Konuyla ilgili NTV’ye açıklama yapan Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Beklenen İstanbul depreminin öncüsü falan değil. Biz Marmara Denizi içerisinde 7’den büyük bir deprem bekliyoruz, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde. Şu anda böyle bir depremden söz etmiyoruz. Daha doğudaki bir depremden söz ediyoruz” dedi.

Düzce’nin zemin olarak iyi olmadığını bilgisini veren Ersoy, 1999 depremi sonrası yapı stoku yenilendiği için büyük bir hasar beklenmediğini kaydetti.

Ersoy, artçı sarsıntılara da dikkat çekerek, “Bundan sonra 5 civarında artçılar hissedilebilir. Bu en az bir hafta 10 gün sürebilir. Buna hazır olunmalı” diye konuştu.

PROF. DR. OKAN TÜYSÜZ:

OKAN TÜYSÜZ

Jeolog Okan Tüysüz Prof Dr. Okan Tüysüz ise depremin şiddetinin 5,9 olduğunu ancak yüzeyde oluşan şiddetin 8 civarında olduğunu söyledi. Tüysüz, “Aşağı yukarı 700 bin ton civarında bir dinamitin patlamasına eşdeğer bir enerjinin bu deprem vasıtasıyla boşaltıldığını gösteriyor. Dolayısıyla oldukça kuvvetli bir deprem” dedi.

Sarsıntının İstanbul’dan Ankara’ya kadar geniş alanda hissedildiğini anlatan Ersoy, “Yüzeye yakın bir deprem, 7 kilometre ile 3.5 kilometre arasında derinlik değerleri veriliyor. Yüzeyde hissedilmesinin önemli nedenlerinden biri” ifadelerini kullandı.


Bir diğer önemli nedenin de Gölyaka ve Düzce’nin zayıf bir zemine sahip olması olduğunu kaydeden Tüysüz, “Bu tür zeminler deprem dalgalarını büyüterek insanlara iletiyor. Bu büyüklükteki bir depremin hasar yaratması beklenir. Binaların yüzde 80 oranında yenilenmesi, hasarın büyük olmasını engelleyen temel faktörlerden” diye konuştu.

Devam eden artçı sarsıntıların 5 büyüklüğüne kadar ulaşabileceği bilgisini veren Tüysüz, “Hasarlı yapılara girmemek ve yetkililer tarafından incelenmesinin beklenmesi gerekiyor” uyarısını yaptı.

PROF. DR. ERÇİN KASAPOĞLU: TETİKLEYEBİLİR

ERÇİN KASAPOĞLU

NTV’nin haberine göre Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Erçin Kasapoğlu ise depremin batıda oluşabilecek bir depreme neden olabileceğini belirtti. Kasapoğlu şunları söyledi:

“Bu deprem Türkiye’nin en aktif fay hattı olan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde oluşan bir deprem. Orta büyüklükte bir depremdir. Buna rağmen büyük bir enerji boşalımı söz konusudur. Boşalan enerjinin bir kısmı artçı depremlerle sönümleniyor. Ama Kuzey Anadolu Fayı’nın batısına doğru bir gerilim birikimi oluşturmaktadır. Bu depremle boşalan enerji batıya doğru baskıya ve gerilim birikimine neden olacaktır. İnşallah olmaz ama batıda da bir depremi beklemek durumundayız.”

“İstanbul depremi ne zaman bilmiyoruz”

Depreme yönelik önlemlerin bir an önce alınması gerektiğinin altını çizen Kasapoğlu, “Bugün depremden sonra herkesin aklındaki soru İstanbul depremini tetikler mi? Tetikleyebilir ama ne zaman bilmiyoruz. Bu nedenle deprem yarın olacakmış gibi depreme karşı önlemleri almalıyız. Binalarımızı büyük depreme dayanıklı hale getirmeliyiz.”

PROF. DR. NACİ GÖRÜR:

naci görür marmara depremi

Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Naci Görür de, Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Görür, “Sarıdere-Gölyaka/Düzce’de 6,0 deprem oldu. 1999 depremleri KAF’ın bu kesimini Bolu Tüneline kadar kırmıştı. Biz bu hattın Bolu kesiminin de kırılmasını beklediğimize dair bir tweet atmıştık. Bugünkü deprem muhtemelen Gölyaka-Sarıdere arasında kırılmamış KD-GB uzanımlı kısımda oldu” ifadelerine yer verildi.


Düzce’de olan bugünkü deprem ile bu yörede enerjinin büyük ölçüde boşaldığını belirten Görür, “Ancak Bolu Dağı Tüneli ile Bolu güneyi arasında, KAF’a (Kuzey Anadolu Fayı) bağlanan hat henüz kırılmadığı için bu kesim riskli bölge olarak düşünülmelidir.” dedi.

Yeni fay haritası: 7 üzeri deprem üretme potansiyeli olan 4 fay var!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.