Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfus artış gösteriyor. Yaş ilerledikçe ortaya çıkabilen sağlık sorunlarını yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görmek yerine, rutin taramalar ve uygulanacak aşılar ile önlemek mümkün.
Geriatri biliminin önceliğinin yaşama yıllar katmaktan öte, yaşlılığın her dönemindeki yıllara yaşam katmak olduğunu söyleyen Liv Hospital İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Doç. Dr. Birkan İlhan yaşlılıkta hayat kalitesini yükseltmenin yollarını anlattı.
Amaç bağımsız ve sağlıklı bir yaşam
Ülkemizde ortalama yaşam süresinin 75 yaşı geçmesi ve 85 yaş üzerindeki nüfusun en hızlı artan dilimi oluşturması, kaliteli bir yaşlılığın önemini ortaya koyuyor. Sağlıklı yaşlanmak, ileri yaşlarda kimseye bağımlı olmamak, fiziksel ve ruhsal olarak zinde hissetmek kuşkusuz çok daha fazla önem taşıyor.
Yaşlılıkta yaşam kalitesi artırılıyor
Yaşlı bireyin mevcut sağlık durumu ne olursa olsun öncelikli yaklaşım hayat kalitesini artırmaktır. 65 yaş ve üzeri olmak “yaşlılık” olarak tanımlansa da önemli olan kişinin biyolojik yaşıdır. Dinç grupta sağlık taramaları ve aşılama gibi koruyucu tıp uygulamaları büyük önem arz ederken yatağa bağımlı grupta hayat kalitesini bozan ağrı, basınç ülserleri, zihin karışıklığı, uyku problemleri gibi durumların tedavisi ön plana çıkar.
Geriatrik tıp, yaşlı bireylerde sıkça görülen “Geriatrik Sendromlar”ı tanıyıp, hipertansiyon, diyabet gibi sık görülen kronik hastalıkların optimal düzeyde ve kişiye özgü tedavisini sağlayıp, çok sayıda karmaşık hastalıkları ve ilaç kullanımı olan yaşlı bireylerin de tedavilerini üstlenerek, ileri yaştaki bu bireylerde bağımlılığı azaltmayı, hastanın ve ailesinin hayat kalitesini yükseltmeyi, sonuç olarak da yıllara yaşam katmayı hedefler.
Geriatrik Sendrom nedir?
Yaşlılıkta sık karşılaşılan ve kişinin hayat kalitesini, fiziki ve ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkileyen durumlardır. Geriatrik sendromların başında beslenme yetersizliği (malnütrisyon), kas kuvvetinde azalma (sarkopeni), düşmeler, unutkanlık, uyku problemleri, kabızlık ve idrar kaçırma gelir. Bu sorunlara yaşlı bireylerin birçoğunda rastlanır fakat çoğu zaman yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görüldüğünden hekime bildirilmez. Örneğin; kilo kaybı, iştah kaybı, yemek miktarı ve öğün sıklığının azalması, kas kütlesindeki kayıplar malnütrisyonun belirtileridir. Malnütrisyon halsizlik, yorgunluk başta olmak üzere bağışıklık sisteminin baskılanması, hastalıklara yatkınlık ve iyileşme sürelerinin uzaması, dengesizlik, düşmeler ve kemik kırıklıkları, sarkopeni ile yakından ilişkilidir. Malnütrisyon gibi diğer geriatrik sendromlar da tedavi edilebilir ve kişinin genel sağlık durumu ile hayat kalitesi yükselir.
Yaşlılıkta aşı uygulamaları nelerdir?
65 yaş ve üzerindekilerde aşılardan korkmamak ve düzenli olarak bu konuda takipte olmak gerekir. Her yıl grip aşısı ve 65 yaşın üzerinde sadece bir veya iki kez uygulanması yeterli olan zatürre aşıları ile bir kere zona aşısı yaptırılmalıdır. Tetanoz ve difteri için de 10 yılda bir kez olmak üzere aşı uygulanması önerilir. Pandemi süresince yaşlı bireylerde de Covid-19 aşısı yapılmalıdır.
Hangi taramalar yapılmalıdır?
- Hipertansiyon, diyabet ve hiperkolesterolemi açısından tarama ve kontrol, unutkanlığı olanlarda demans taraması, tüm yaşlı bireylerde depresyon sorgulaması, görme ve işitme muayeneleri yapılmalıdır.
- Kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz 65 yaşın üzerindeki bütün kadınlarda ve erkeklerde taranmalıdır.
- Kolon kanseri, kadınlarda meme ve rahim ağzı kanserleri için hiçbir şikayet olmasa dahi tarama yapılmalıdır. Erkeklerde prostat kanserinin eskiden rutin olarak taranması önerilirken günümüzde belirli gruplarda taranması öneriliyor.
- Belli miktarın üzerinde sigara içenlerde akciğer kanseri ve aort genişlemesi (abdominal aort anevrizması) taraması yapılmalıdır.