Pankreas kanseri hakkında en çok merak edilen 5 soru

Pankreas kanseri, dünyada kanserlere bağlı ölüm nedenleri arasında 2020 yılında yaklaşık 500.000 ölümle yedinci sırada yer alıyor. Nedenleri ve belirtileri neler? Geç tanıda tedavi nasıl oluyor? Whipple tekniği nedir?

Pankreas kanseri

Pankreas kanserinin erken dönemde belirti vermediği için tanısı zor olan bir kanser türü olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Yedibela, “Pankreas kanseri tedavisinde cerrahi oldukça önemli. Tümörün bulunduğu yere göre cerrahi teknikler farklılık gösterebiliyor. Örneğin tümörün pankreasın başında olduğu hastalarda, ‘whipple’ tekniği kullanılıyor. Whipple, hem hastalar hem de cerrahlar için elbette büyük ve zor bir ameliyat. Ancak bu alanda tecrübeli ekiplerin yaptığı ameliyatlardan sonra hastalar iki hafta içinde normal yaşamlarına dönebiliyor” açıklamasında bulundu.

Prof. Dr. Süleyman Yedibela, Pankreas Kanseri hastalığında, özellikle de whipple tekniği ile ilgili en çok sorulan 5 soruyu cevapladı…


1. Pankreas kanserinin nedenleri neler? 

Bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre pankreas kanserinin oluşumunda sigara ve ailesel olarak kansere eğilim yarattığı bilinen bazı genlerin varlığı önemli. Bunun yanı sıra erkeklerde ve 65 yaş üstü bireylerde pankreas kanserinin gelişim olasılığı daha yüksek. Ayrıca bazı çalışmalar güçlü bir şekilde obezite ve diyabetin de pankreas kanseriyle ilişkili olduğunu gösteriyor.

2. Belirtileri neler?

Pankreas kanserinin ilk dönemlerinde görülmeyen belirtiler, hastalığın ileri evrelerinde ortaya çıkmaya başlıyor. Genellikle sarılık, kaşıntı, hazımsızlık, kilo kaybı ve ağrı şeklinde belirtiler görülüyor. Ancak belirtiler konusunda şunun altını çizelim:

Erken evrede “ağrısız” bir sarılık gelişirse, bu öncelikle pankreasta bir kanser olabileceği şeklinde yorumlanır. Eğer sarılığa ağrı eşlik ediyorsa, bunun altında yatan neden çoğunlukla safra kesesindeki taşlardır. Pankreasta bir kitle saptandığında, eğer kötü huylu olma şüphesi varsa bu nadiren endokrin kaynaklı bir tümör olabiliyor. Ancak esas daha sık görüleni ve ilk akla gelen, pankreasın dış salgı bezlerine bağlı olarak ortaya çıkmış hali. Bu aşamada kesin tanı için kitleden biyopsi için parça alınarak inceleniyor ve kitlenin hücresel olarak kökeni saptanıyor. Sonraki adımda ise kitlenin çevre doku ve damarlarla ilişkisine, başka organlara sıçrayıp sıçramadığına bakılıyor. Eğer herhangi bir uzak metastaz yoksa ve hastalık sadece o bölgede sınırlı kalmışsa çevre dokularla ilişkisine göre ameliyata uygun olup olmadığına karar veriliyor.


3. Geç tanıda tedavi nasıl oluyor?

Belirti vermemesi nedeniyle pankreas kanserinde hastalar genellikle kanser ilerlediğinde hastaneye başvuruyor. Geç tanı alan bu hastalarda ise en iyi tedavi seçeneği cerrahi. Son yıllarda kemoterapide yeni ajanlar da dahil hedefe yönelik tedavilerde de önemli gelişmeler var. Radyoterapi ve immünoterapi gibi seçenekler de artık pankreas kanserinin tedavi planlamasında güçlü bir yere sahip. Özellikle ameliyata uygun olmayan hastalar için önerilen, tümörlerin genetik incelenmesini içeren yeni nesil dizileme ve hedefe yönelik tedaviler hasta yararına gittikçe daha dikkat çekici sonuçlar veriyor.

İstatistiklere göre, erken dönemde belirti vermediği için, ameliyata uygun olan Evre 1’deki hastaların, evre değişmeden doktora başvurma oranları oldukça düşük. Bu yüzden pankreas kanserinde düzenli check-up’lar erken tanı için kritik bir önlem teşkil ediyor.

4. “Whipple tekniği” her hasta için uygun mu?

Tümörün nerede olduğuna göre cerrahi teknikler farklılık gösterebiliyor. Örneğin tümörün pankreasın başında olduğu hastalarda, “whipple” tekniği kullanılıyor. Çok zor ve komplikasyonları yüksek olan whipple tekniğinde; midenin en alt kısmı, on iki parmak bağırsağı, pankreas başı, safra kanalı ve kesesi alınıyor. Ayrıca bu bölgelerdeki lenf nodlarının da alınması önemli. Son olarak ise pankreas kanalı, safra kanalı ve mide, tekrar ince bağırsakla birleştirilerek ameliyat tamamlanıyor. Tekniğin uygulanmasına, bazı kriterler çerçevesinde hastanın durumuna bakılarak karar veriliyor. Atardamarları tutmuş hastalarda bu tekniği kullanmak için bazı kriterlerin gözetilmesi önemli. Yine de damarların tutulması da bazen bir engel oluşturmuyor.

5. Pankreas ameliyatından sonra hastalar nelere dikkat etmeli?

Pankreasın bir bölümü alındığı için hastalarda diyabet gelişebiliyor, bu nedenle hastaların bilgilendirilmesi çok önemli. Pankreas başı bazı önemli enzimlerin oluştuğu bir bölge ve bu enzimlerin yerine getirilmesi amacıyla bazı ilaç tedavilerine ihtiyaç duyulabilir.


Whipple dışında başka bir teknik uygulanırsa, pankreas ya da bağırsak gibi bölgelerin ne derece etkilendiğine göre, ameliyat sonrasında hastaların yaşamlarında farklı kısıtlamalar gerekebilir. Tümörün evresine göre ek olarak kemoterapiden de faydalanılır.

Pankreatik kanserler hakkında doğru sanılan 11 yanlış bilgi


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.