Efsanevi bir tekeyi vurmak için dağa çıkan bir avcı… Kaçkar Dağları’nda geçen unutulmaz çizgi roman… Yalçın Didman ve Aynalı Teke…
Çocukluğuma rastlayan 1980’li yıllarda gazetelerin iç sayfalarında veya eklerinde düzenli olarak çizgi roman yayımı yapılırdı. O dönemde gazetelerin iç sayfalarının renksiz olmasından dolayı bu yayımlar da çoğunlukla renksiz olur, her gün yalnızca bir sayfa yayımlandığından çizgi roman okuyucusundan serüvenin bir gün önce kaldığı yeri aklında tutması beklenirdi.
Okuma yazmayı öğrendiğimden beri başedilmesi olanaksız bir çizgi roman sever olduğumdan olsa gerek; evimize alınan gazetenin yayımlandığı çizgi romanı her gün makasla kesip biriktirir, metot defterlerine tutkal ile yapıştırarak kendimce çizgi roman albümleri oluşturmaya bayılırdım.
Geçenlerde sıkça uğradığım çizgi roman satan kitapçılardan birinde yeni çıkan yapıtları incelerken az önce sözünü yıllara uzanan bir çizgi roman gözüme çarptı. Ünlü usta Yalçın Didman‘dan Aynalı Teke… Görmem ile almam bir oldu. 1986 yılında Güneş gazetesinde yayınlanmış olan Aynalı Teke, çocukken methini işittiğim ama evimize başka bir gazete aldığımız için kesip biriktiremediğim çizgi romanlardan birisidir.
Yalçın Didman, başarılarla dolu saygın bir kariyere sahip
1947 yılında Adapazarı’nda doğan Yalçın Didman 1970’li yılların başından bu yana yazar/çizer olarak yaptığı çalışmalarla uluslararası festival ve organizasyonlara katılma başarısı kazanmış bir sanatçı. Günaydın, Güneş, Hürriyet ve Sabah gibi günlük gazetelerde ve Türkiye’nin en çok satan mizah dergilerinden Gırgır ve Hıbır’ın kadrolarında yaptığı karikatür ve çizgi roman çalışmalarıyla tanınır.
Aynalı Teke, çizgi roman dünyasında iz bırakan yapıtlardan biri
Ünlü çizgi roman 2022 yılının Aralık ayında Marmara Çizgi tarafından kitap olarak okuyucuların beğenisine sunuldu. Yapıt, gazetede yayınlandığı dönemdeki özgünlüğüne bağlı kalınarak siyah beyaz sayfalarla yayınlanmış olmasından ötürü geçmişe özlem duymaktan hoşlanan okuyucular için özel bir tat sunduğu gibi genç okurlara 1980’li yılların çalışmalarını görme olanağı tanımakta.
“Bizim bu dağlarda erkek bir dağ keçisi dolaşır… Söylendiğine göre sahipliymiş… Yani derler ki çok güzel bir peri kızı bu tekeyi besleyip büyütmüş… Hiçbir avcının da onu vurmasına izin vermezmiş. Ona kurşun atan her avcının başına bir aksilik gelmiş.”
Aynalı Teke, Karadeniz’in incilerinden Çamlıhemşin’de geçiyor. Karadeniz yaylasına konuk olarak gelen gençler yörede yaşamakta olan arkadaşlarıyla beraber avlanmak üzere Kaçkar Dağları’na çıkarlar. Arkadaş grubu içerisindeki Cemal, yöre halkı tarafından ‘aynalı teke’ olarak anılan gizemli keçiden çok etkilenir; aynalı tekeyi vurup postunu yaylaya getirmeyi aklına koyar.
Kaçkar Dağları’nın büyüleyici yaylarında geçen gizemli bir öykü
Didman, göz alıcı desenler ve bilgi verici diyaloglar aracılığıyla bölgenin yayla yaşamını ayrıntılı olarak anlatmış Aynalı Teke’de. Evlerin mimari özelliklerinden yöresel giysilere, horon oynarken söylenen Karadeniz türkülerinden avcıların yaşamına, yöresel ağızdan iklim koşullarına kadar Karadeniz kültürüyle özdeşleşmiş birçok noktaya değinmekte.
Özellikle, Kaçkar Dağları’nın taş tepelerine ve zorlayıcı iklim koşullarına meydan okuyan avcıların yaşamına ilişkin iletilen ayrıntılar oldukça ilgi çekici. Bölgedeki avcıların dağda geçirdikleri süre boyunca karşı karşıya kaldıkları koşullar, başlarına gelebilecek kazalar, coğrafi yapının yol açtığı zorluklar ve büyükten küçüğe aktarılan sözlü kurallar başta olmak üzere birçok incelik yansıtılmış.
Aynalı Teke görsel açıdan etkilemesinin yanısıra sözel yönüyle de okuyucuyu düşünmeye yönlendiren mesajlar veriyor
Kitabı okurken zihnimde ışıklar yakan başlıca noktaları da paylaşmakta yarar görüyorum. Öncelikle, halk tarafından benimsenmiş değerlere el uzatmanın sakıncalarına ilişkin çok güzel bir mesaj var yapıtta. Cemal karakterinin yöre halkının öğütlerini kulak arkası ederek aynalı teke olarak adlandırılan efsanevi hayvanı vurmayı bir saplantı haline getirmesi sonucunda yaşadıkları aracılığıyla yöresel değerlere saygılı olmanın ve bu değerlerin sürekliliğini sağlamanın ne denli yerinde olduğuna ilişkin akılda kalıcı bir ders veriliyor.
Bununla birlikte, ünlü yazar/çizer avcılığa karşı olanlar ile avcılığı destekleyenler arasında bir taraf seçmek yerine ikisinin ortasında kalmayı yeğlemiş. Şöyle ki, avcılıkla ilgili bilgi verdiği bölümlerde avcıların hayvan öldürmekten aldığı heyecana değinmesinin yanında avcılığın geleneksel bir etkinlik olduğu da yansıtılmış. Öte yandan, bir cana son vermenin avcılara hissettirdiği üzüntüyü de dile getirdiği gibi yavru ve dişi hayvan vurmamaya özen gösterilmesi ve sürüye ateş edilmemesi gibi gelenekler de aktarılmış.
Okuduktan sonra içinizden Karadeniz’in yaylalarını gezmek gelirse hiç şaşırmayın.
Aynalı Teke, çizgi roman sanatının 1980’li yıllardaki durumunu yansıtan başarılı bir örnek. Yer yer duygusal, yer yer sürükleyici. Yalçın Didman’ın öykü anlatımı ve çizim sanatına ilişkin yeteneklerini yansıtan, yöresel efsanelere saygılar sunan, etkileyici bir yapıt. Çizgi roman severlerin çok hoşlanacağına eminim.