Türk sporunun ilk teşkilatı olan Türk İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurulmasının ardından Yusuf Ziya Öniş başkanlığında ilk Türk Futbol Federasyonu (TFF) 1923 yılında “Futbol Heyet-i Müttehidesi” adıyla kurulmuştur. Futbol dünyasının en eski kuruluşlarından biri olan TFF kurulduğu günden bu güne yasal düzenlemeler, yönetim ve organizasyon çerçevesinde birçok yapısal sorunları devam etmektedir.
Son yıllarda yaşanan TFF yönetimindeki istifalar ve değişiklikler ile birlikte yayın ihalesindeki belirsizlikle, hakemlik kurumundaki krizler, Profesyonel Liglerdeki, Bölgesel Amatör Liglerdeki statü tartışmaları gibi halının altına süpürülmüş problemler yumağı, Türk futbolunu tükenmişlik sınırına getirmiştir.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ramazan Bayramı vesilesiyle Hürriyet’e verdiği röportajda, 10 ayı geride bırakan görev süresinin değerlendirmesini yaptı. İcraatlarını anlatırken bugüne dek verdiği en doğru kararları ve yanlışlarını açık bir şekilde dile getiren Büyükekşi, haziran ayında yapılacak TFF seçimlerinde başkanlığa yeniden aday olacağını ilk kez açıkladı.
TFF Başkanı, “Bununla birlikte başlattığımız projelerimizin tamamına yakını Türk futbolunun uzun zamandır çözülemeyen meselelerine kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretecek nitelikte. 10 ayda, uzun zamandır süren yapısal sorunları ortadan kaldırmak tabii ki imkânsız. Ancak bu projelerin devam etmesi gerekiyor. En önem verdiğim ve doğru olduğunu düşündüğüm işlerimiz olarak Altyapı/ Akademi Pojesi ve Akademilere Finansman Desteği, Hakem Gelişim Sistemi ve Akademisi, TFF’nin tüm departmanlarında gerçekleştirdiğimiz dijitalleşme adımları, sponsorlukların genişletilmesi ve 2 milyon metrekare arazinin tahsisini gerçekleştirdiğimiz GES Projesini örnek verebilirim. Tüm bu projeler 10 ay içerisinde sorunlar belirlenerek planlandı ve hayata geçirildi“. Şeklinde ifadelere yer vermiştir.
Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda; 2023 Haziran’a kadar bir yıllığına göreve gelen TFF yönetimi, Süper Lig yayın haklarını beINSPORTS’ a, 2.3.Lig Yayın Haklarını FuchsSports’a, Türk Futbolu Stratejisini “The Game Plan” KPMG firmasına, “Futbol Akademileri” projesini DoublePass firmasına vererek, 2023 Haziran’da seçilip seçilmeyeceği belli olmayan TFF yönetimi, 2 yıllık, 5 yıllık anlaşmalar imzalayarak, TFF bütçesini zarara sokarak, yabancı yatırımcılara kaptırarak, Türk futbolunun geleceğini ipotek altına bırakmıştır.
Türk Futbolunun göz bebeği Süper Lig’in değeri 2015 yılında 880 milyon Euro olarak açıklanan değeri, 2016 yılında 508 milyon Euro olmuş, Süper Lig, 5 yılda %42.3 erirken, son yılların en düşük değeri ortaya çıkmıştır.
Süper Ligin değerinin erimesiyle birlikte son yıllarda dört ülke, değer sıralamasında Türkiye’nin üzerine çıkmıştır. Portekiz 976 milyon Euro ile 6. sıraya yerleşirken, Rusya 910 milyon Euro ile 7. durumda. Hollanda’nın 888 milyon Euro ile 8. sıraya yükseldiği listede, Belçika ise 682 milyon Euro ile 9. sırayı almıştır.
Türk futbol yönetiminden sahip olmuş olduğu esnek olmayan hantal yapılardan kaynaklanan problemlerden dolayı, dünyadaki bilim ve teknolojilerdeki gelişmelere ayak uyduramamıştır. Dünya’daki rakipleri ile rekabet edebilecek düzeyi yakalayamamıştır.
Türk futbolu uzun yıllar kendi markasını oluşturamamış, ligini, kulüplerini, futbolcularını ihraç edememiş, üretmeden tüketici durumunda kalarak yüksek fiyatlı ithal futbolcu, teknik heyetler transfer ederek ile sınırlı gelirleri bol bol harcayarak çökme noktasına getirilmiştir.
Nitekim; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Dolmabahçe’de depremzede çocukları kabul ettiği toplantıda söz alan bir çocuğun, “Cumhurbaşkanı olduğumu varsayıyorum, ilk işim olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nun başkanını değişirdim. Fenerbahçe’nin hakemlerle sorunu var çünkü.” ifadelerini kullanması etkinliğe damga vurmuştur.
Cumhuriyetin 100. Yılında 100. Yaşını Kutlayacak olan Türk Futbolunun en önemli problemi “Yönetişim Problemidir.”
Son yaptığım mini ankette; Türk Futbolunun en önemli problemi nedir sorusuna, katılımcılar; %70 Yönetim, % 16 Hakemler, % 11 Finans, % 3 Sportif Başarı olarak cevap vermişlerdir.
Bugün geldiğimiz noktada; Türkiye Futbol Federasyon Kanununda 1923 yılından bu güne kadar 7 defa değişiklik yapılmış, 42 Federasyon başkanı görev yapmıştır. 6 bin tescilli futbol kulübün temsil ettiği Anadolu kulüplerinin ve Amatör futbolun çok az temsil edildiği 300 delegenin Türk Futbolunda başkan adayının belirlenmesinden çok yapısal reformlara ihtiyaç bulunmaktadır.
Son yıllarda Paraşüt Metodu ile TFF yönetimine seçilen Başkanlar, TFF’ nin halının altına süpürülmüş problemlerini çözmek yerine, TFF’nin gücünü kullanarak, makamları kendi ticaret ve siyasi kariyerlerini geliştirmeyeyönelmişlerdir.
Yönetim kavram olarak; kaynakları planlayarak, örgütleyerek, yönelterek, koordine ve kontrol ederek başkaları aracılığıyla etkin ve verimli bir şekilde amaçlara ulaşma işi olarak tanımlanır.
Yönetişim kavramı ise; bir tarafın diğerlerini yönetmesinden ziyade karşılıklı etkileşimin ön planda olduğu bir ilişkiler bütününü temsil eder ve “birlikte yönetmek” anlamına gelir. Katılımcı, paylaşımcı, tutarlı, sorumlu, şeffaf, hesap verebilir ve adil bir yaklaşımla karşılıklı etkileşime dayalı yönetimfaaliyetlerini vurgulamak için kullanılır.
Türk futbolunun kurtuluşu ve rekabetçi bir yapıya kavuşmasının en temel çözümü; yasal düzenlemelerde yapılacak olan reform niteliğindeki değişiklikler ile birlikte, futbolun tüm paydaşlarının içinde yer alabileceği, sürdürülebilir yönetişim anlayışının tesis edilmesidir.