Çocuk gelişiminde sosyal etkileşim neden önemlidir?

Çocuğun etrafıyla iletişim kurabilmesi, sosyal uyaranlara duyarlılık kazanması, yaşadığı toplumun değer ve kurallarını öğrenerek buna uygun davranışlar geliştirmesi, kendisini ifade edebilme becerileri kazanması sosyal gelişimin basamaklarıdır.

Çocuk gelişiminde sosyal

Başkasının bize gülümsemesindeki anlam; artık yalnızca “iyiyim” değil, aynı zamanda burada olmana sevindim” manasına da gelir. Sosyalleşme, bebek doğumdan birkaç hafta sonra başlar ve bebekler anneye veya kendilerinin bakımını sağlamakta olan kişilere “sosyal gülümse ile merhaba” der. Doğduğu andan itibaren insanlar arasında olmayı tercih eden, insan yüzlerine duyarlı olan bebeğin sosyal gelişimi de işte burada başlar.

Anneyle başlayan sosyal gelişim, anne ile bebek arasında bir bağa dönüşür, sonra aile çevresindeki diğer yakın kişilerle devam eder. Bebek fiziksel gelişimini tamamladıkça ve çevresiyle iletişimi arttıkça hareketlerini etrafıyla uygun olarak düzenleme, yetişkinlerin düşünce ve davranışlarını anlama ve kendini ifade edebilme becerileri geliştirir.


Bir ebeveyn olarak, muhtemelen çocuklarınız için en iyisini yapmak için çok zaman harcıyorsunuz. Sebzelerini yemelerini, dişlerini fırçalamalarını, vitaminlerini almalarını ve yeterince su içmelerini sağlıyorsunuz. Çocuklarınızı koruyorsunuz; ancak bazı ebeveynler, gelişimleri için olumlu sosyal deneyimleri unutarak bunu yapıyorlar.

Herhangi bir ebeveyne çocuğunun gelişimi hakkında soru sorarsanız, genel olarak konuşma, dil gelişimi, kaba motor becerileri ve hatta fiziksel büyüme hakkında konuşurlar. Ancak bir çocuğun sosyal gelişimi, diğer çocuklarla ve yetişkinlerle etkileşim kurma yeteneği, gelişim bulmacasının kritik bir parçasıdır.

Çocuk fiziksel, duygusal, zihinsel ve dil yönünden geliştikçe çevresi de genişler. Aile içinde başlayan bu sosyal etkileşim, arkadaş ilişkileri ve okuldaki yaşantılarla devam eder. Yetişkinlik döneminde ise, iş yaşantısı ile daha farklı bir boyut kazanır. [*]

Sosyal gelişim açısından yeterince gelişememiş ya da geri kalmış biri, toplumda birlikte yaşadığı insanlarla sağlıklı bir iletişim kuramaz. Konuşma ve tartışma becerileri olgunlaşmamış biri başkalarıyla sağlıklı ilişkileri sürdürme ve önemli bağlantılar kurma becerisinden yoksun kalır ve kurduğu iletişim kısa sürede sürtüşme ve çatışmaya dönüşebilir. Yardımlaşma, paylaşma, iş birliği ve başkaları ile iyi ilişkiler kurma gibi sosyal becerileri edinmediği için toplumdaki diğer insanlarla uyum içinde yaşamayı başaramaz. Çoğunlukla mutsuz ve başarısız bir yaşam sürer. Yaşının gerektiği sosyal gelişim düzeyine ulaşamamış kişi, davranışlarındaki toplumca onaylanmayan bozukluk ve toplumun kurallarından dolayı, toplumsal baskı altına alınır. Toplumsal baskı, bireyin yargılanmasıyla birlikte toplumdan dışlanmasına kadar gidebilir. Bu da kişinin mutsuz olmasına ve çevresiyle uyumsuzluğuna neden olabilir.

Sosyalleşme-Sosyalleştirme

çocuklar arkadaşlık

Hayatı tek başımıza yaşamak için yaratılmadık. Toplumdan gelen sağlıklı ilişkiler ve sosyal destek sistemleri yaşam boyu sağlık için hayati önem taşır ve bu etkileşimler çocuklukta başlar. Sosyal bağlantılar, “yalnız” hissetmemenin çok ötesine geçer, daha ziyade sağlıklı çocukluk gelişiminin kanallarıdır. Hayatın her aşamasındaki insanlarla olumlu sosyal bağlar hem fiziksel hem de duygusal olarak sağlıklı gelişimin sağlanmasına yardımcı olur. Çocuklar örnek alarak öğrenirler ve olumlu ilişkilere tanık olduklarında veya duygusal olarak desteklendiklerinde, davranışlarının daha sonra duygusal becerilerine ve bilişsel işlevlerine yardımcı olacağını unutmayın. Gelişmekte olan çocuğunuz bir bebekten, yeni yürümeye başlayan bir çocuğa, ardından bir genç ve bir yetişkine dönüştüğünde, sosyal ağları önemli ölçüde değişecek ve değişecektir.

Çocuklar sosyal olmayı buna motive edilirlerse öğrenebilirler. Motivasyon çocuğun ev dışı aktivitelerden ne kadar tatmin olduğuna bağlı olarak değişir. Eğer çocuk arkadaşlarıyla birlikte olmaktan keyif alırsa, bunu yinelemek ister. Bu durum da sosyal etkileşimi artırır.
Çocuğun sosyal gelişiminde aile ilişkiler, gruba katılma, rekabet gibi duyguların önemi büyüktür. 0-12 yaş çocuklarda sosyalleşme özelliklerine birlikte bakalım:


Aile İlişkileri: Aile yaşamında, çocuğunuzla her gün fazla zaman geçirmenizin mümkün olmadığı zamanlar olabilir. Ancak çocukla düzenli olarak bire bir etkinlik planlamak, zamanı değerlendirmenize yardımcı olabilir. Çocuklarınız bu sayede özgür ve arkadaşlarıyla ilişkilerinde başarılı olurlar.

Arkadaş Edinme: Çocuk sosyal yönden gelişebilmek için arkadaş grubuna girmelidir. Arkadaşlıklar, okul çağındaki çocuklara aidiyet duygusu verir. Ayrıca çocukların özgüvenini de geliştirir.

Gruba Katılma: Gruba katılma en temel sosyal gereksinimlerden birisidir. Her çocuk arkadaş edinme ve gruba katılma ihtiyacı duyar. Okul yıllarında oluşturulan akran grupları, oyun oynamanın ötesinde, ortak hedefler doğrultusunda çalışma biçiminin belirlendiği gruplardır.

Çocuk Kavga ve Tartışmaları: Bilinçli ebeveynler, çocuklarının fiziksel hasar görme tehlikesiyle karşı karşıya kalmadıkları sürece kavgalarına ve tartışmalarına katılmayı reddederler. Çocukların kendi tartışmalarını hesaplamalarını üstlenmelerine izin verirler. Çocukların kavga etmemeyi ve tartışmamayı öğrenmeleri gerekir, ancak çatışmalarını onlar adına kontrol etmek iyi bir eğitim modeli değildir.

İş birliği: Okulda geçirdikleri süre boyunca farklı arkadaşlıklar kurmak, çocukların farklı sosyal becerilerini geliştirmesine olanak verir. İnsanlarla nasıl konuşulacağı ve sorunlarla nasıl başa çıkılacağı gibi önemli yaşamsal sorunları öğrenen çocuklar, yetişkin dönemlerinde hayatları zenginleşir.

Rekabet: Arkadaşlar arasında oluşan her türlü mücadele, çocukları güçlendirir ve karşı koymaya dayanıklı olmayı öğretir. Ancak ebeveynlerin mükemmeliyetçi ve yıkıcı rekabetçi bir rol model oluşturmak yerine hedef odaklı, kendi güçlü ve geliştirilmesi gereken yanlarının farkında olan, hatta zaman zaman istediği başarıya ulaşamayan ve bu durumu sakinlikle karşılayan bir model çizmeleri önemlidir.

Çocukların sosyal gelişimi, insanların hayata olumlu bir bakış açısına sahip olmalarına yardım etmenin yanı sıra, kendileri ve arkadaşları için arkadaşça bir ortam yaratmalarına da olanak tanır. İyi sosyal becerilere sahip olmak, güçlü ilişkiler kurmamıza yardımcı olur ve yaşamda mutlu bireyler olmamızı sağlar.



Kaynakça
Aral, N. A, Gürsoy, F. G. (2010). Bebeklik, Çocukluk ve Ergenlik Dönemi, Çocuk Gelişimi I, Sosyal Gelişim, İstanbul Üniversitesi, Çocuk Gelişimi Lisans Programı, Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi.

Ebeveynler çocuklarını mükemmel bir görünüşe doğru itebiliyor


Elif Mert
Üç kuşak İstanbullu bir aileden geliyor. Eğitim hayatını İstanbul’da tamamladı. Marmara Üniversitesi Fransız Dili ve Eğitimi Bölümü mezunu. Kısa bir dönem Saint Joseph Lisesi'nde öğretmenlik yaptıktan sonra gönüllü kuruluşlarda çocuklarla çalıştı. Düşünen, sorgulayan, barışçıl, kendi iç yaratıcılığını harekete geçiren, farklı dil ve dinlere karşı saygılı, özgüvenli çocukların yetişmesine destek olan bir vakfın eğitim programları bölümünde eğitim uzmanı olarak çalışıyor. Türkiye’nin yetmişe yakın ilini gördü ve farklı renklere sahip Türkiye’nin çocukları ile çalışmak, çocuk ve insan sevgisini daha da yükseltti. Her şey sizin bakış açınızda gizli. Siz hayata güzel bakarsanız, hayatın size akacağına, iyiliğin ve güzelliğin hep sizinle olacağına inanıyor. Okumayı, deneme, makale yazmayı, yeni kültürleri, doğayı, insan psikolojisini, yabancı dilleri ve bu dilleri konuşmayı ve insanları seviyor. Kitap değerlendirme yazıları ve ailelere yönelik eğitim yazıları yazıyor. İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünde eğitim alıyor, öğrenmeyi çok seviyor; bu nedenle çok okuyor ve eğitimlere katılıyor.