Preply: Çok kültürlü ülkelerde dil öğrenmek daha kolay

Dil öğrenmek isteyenler, online İngilizce derslerini veya yurt dışındaki yabancı dil programlarını araştırıyor. Hangi ülkeye gitmek gerekir? Dil öğrenme süreci, en verimli hangi ülkede yürütülebilir? Preply Türkiye’nin de dahil olduğu 31 ülkede gerçekleştirdiği Dünya Dil Endeksi araştırması, tüm bu sorulara yanıt veriyor.

dil öğrenmek preply Pek çok insan birden fazla dil konuşmayı, anadilinden başka dilleri de akıcı bir biçimde öğrenmeyi öncelikli hedeflerinden biri olarak görüyor. Zira dil bilmek eğitim ve kariyer olasılıklarına pozitif katkılarda bulunurken, birçok kişi dil öğrenmek için online dil kurslarına veya yurt dışı dil programlarına yöneliyor. Dünyanın dört bir yanından anadilini konuşan eğitmenleri, o dili öğrenmek isteyen öğrencilerle bir araya getiren online dil öğrenme platformu Preply’nin hazırladığı Yabancı Dil Öğrenmek İçin En İyi Ülkeler Raporu, Türkiye’nin de dahil olduğu 31 ülkeyi 7 grupta topladığı 18 kriter üzerinden değerlendiriyor.

Dünya Dili Endeksi araştırması, dil öğrenmek için en uygun ülkenin Lüksemburg olduğunu ortaya koyuyor. Dil öğrenmeye başlanan yaş, ülkede kabul edilen resmi dil sayısı, konuşulan dil sayısı, TV erişimi ve teknolojiye ulaşım gibi kriterlerle dil öğrenmek isteyenler için en uygun ortamı sunan Lüksemburg’u; İsveç, Güney Kıbrıs, Malta, Danimarka, Hollanda, Finlandiya, Slovenya, İspanya ve Estonya izliyor. Peki bu sıralamada hangi kriterler öne çıkıyor?

Ülkelerin resmi dil sayısı da önem arz ediyor

Daha çok dile erişim, daha fazla kültürle tanışmak anlamına geliyor. Bu noktada farklı ülke vatandaşlarının uğrak noktası olan, farklı kültürlerin bir arada yaşayabildiği ülkeler, dil öğrenme süreçlerini de kolaylaştırıyor. Lüksemburg gibi, Belçika’da da üç resmi dil bulunuyor. Onu iki dille Finlandiya takip ediyor. Bu ülkelerin eğitim sistemlerinin niteliğiyle de sıkça konuşulduğunu hatırladığımızda, dil öğrenimini de benzer bir yaklaşımla tasarladıkları varsayımına ulaşabiliyoruz.

dünya dil endeksi

Daha çok dilin konuşulduğu ülkeler avantajlı

Preply araştırmasında yalnızca resmi dillerin değil, ülkeyi paylaşan farklı halklar tarafından konuşulan dil sayısı da dil öğrenme ortamını zenginleştirdiğini belirtiyor. Örneğin ABD’de 335, Kanada’da 195, Almanya’da 95, Birleşik Krallık’ta 85 dil konuşuluyor. Bu dört ülkeyi Hollanda, İtalya, Fransa, Danimarka, Finlandiya ve İsveç izliyor. ABD ve Kanada’nın dışında Avrupa Birliği ülkelerinin de genel anlamda çok dilli bir ortam sunduğu görülebiliyor. Öte yandan Malta’da 8, İrlanda’da 13 dil konuşulduğu ve bu rakamlarla söz konusu ülkelerin en az dil konuşulan ülkeler olduğu tespit ediliyor.

Dil öğrenmek kültürle yakından ilişkili olduğu için, farklı kültürlerle temas halinde olmak, o kişilerle iletişim kurma potansiyelini de artırıyor. Bir dili öğrenmenin en iyi yollarından birinin o dili günlük yaşantıda sürekli kullanmak olduğu düşünüldüğünde farklı kültürlerle etkileşim, akılda kalıcılığı da beraberinde getiriyor. Öte yandan insan zihni, gün içinde farklı dillerle etkileşim kurdukça, o şekilde düşünmeyi öğreniyor. Çok dilli bir ortamda çok dilli düşünmeye alışan zihin, bilişsel süreçleri de dil öğrenimine uygun bir biçimde programlıyor.

Televizyon izleme alışkanlıkları dahi etkili

İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Almanca gibi yabancı dillerin öğrenimi üzerine akademik çalışmalar yürüten Noa Talaván Zanón’a göre, özellikle altyazılar, ses, metin ve dil arasında bağlantı kurmak için izleyici katılımını gerektiriyor. Tam da bu sebeple dil öğrenimi açısından televizyona erişim ve bu televizyon içeriklerini tüketme biçimi, dil öğrenimi sürecinde araçsallaştırılabiliyor.

Türkiye’de dublaj tercihi, altyazıya doğru dönüşüyor

Televizyondaki içeriklerin tüketilme biçimine bakıldığında ise Türkiye’deki sinema ve dizi alışkanlıklarında, özellikle 2010’lu yılların ortalarına kadar ağırlıklı olarak dublaj seçeneğinin tercih edildiği tahmin edilebiliyor. Bu dönemlerdeki dublaj tercih oranının %94’ü bulabildiği düşünülüyor. Öte yandan video içerik platformlarının sayısındaki artış ve yükselen yabancı dizi izleme kültürü, Türkiye’de özellikle Y ve Z kuşaklarında altyazıyla dizi-film izleme alışkanlığını artırıyor. Bu olumlu bir gelişme olarak yorumlanabiliyor. Zira bilimsel çalışmalar, televizyon izlemenin ve altyazı takip etmenin bir yabancı dil için akılda kalıcılığı artırdığını ve yetkinlik kazanma sürecini hızlandırdığını gösteriyor.

Fazla dil bilenler eğitim ve meslek hayatlarında avantaj kazanıyor

Anadili dışında bir ya da daha fazla dil bilen kişiler, mevcut kariyerlerinde dil tazminatı gibi olanaklardan yararlanabiliyor, uluslararası etkinliklerde şirketlerini temsil edebiliyor, uluslararası müşterilerle doğrudan temas kurabiliyor. Anadili dışında bir dili mesleki yeterlilik seviyesinde kullanabilen kişiler, o dilin konuşulduğu ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerde de yerinde ya da uzaktan çalışma modeliyle iş bulabiliyor. Öte yandan akademik kariyer planlayanlar, bildikleri diller sayesinde daha çok akademik kaynağa erişebiliyor, kaynakları orijinal dilinden okuyarak daha nitelikli çalışmalar ortaya koyabiliyor.

Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.