AFAD, İstanbul depremi için en fazla risk taşıyan 15 ilçeyi açıkladı. Listelenen ilçelerin ise zemin sıvılaşma riskine göre belirlendiği vurgulandı.
Maraş depremleri, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini yeniden hatırlattı. Devlet millet el ele verip, depremin yol açtığı yaraları kısa sürede sardı.
Zemin sıvılaşma riskine göre en riskli ilçeler
Sabah’ta yer alan habere göre, beklenen İstanbul depremi konusunda ise bir uyarı daha yapıldı. En riskli 15 ilçe açıklandı.
AFAD kaynağıyla paylaşılan ilçelerin zemin sıvılaşma riskine göre belirlendiği vurgulandı. Depremin en çok etkileyeceği ilçeler şöyle sıralandı:
- Bakırköy
- Başakşehir
- Bahçelievler
- Esenler
- Küçükçekmece
- Esenyurt
- Avcılar
- Beylikdüzü
- Büyükçekmece
- Tuzla
- Pendik
- Maltepe
- Sultanbeyli
- Üsküdar
- Fatih
Zemin sıvılaşması nedir?
Sıvılaşma, deprem sırasında zemin hasarlarına neden olan en önemli faktörlerden biridir. Zeminin adeta bir sıvı gibi davrandığı olaydır. Zeminde farklı türlerde deformasyonlara neden olan sıvılaşma, yerleşim alanlarında meydana gelmesi halinde, yapıları olumsuz yönde etkileyerek önemli derecede hasara yol açabilmektedir. Sıvılaşma, zeminin mukavemeti ve sertliğinin deprem titreşimleri ya da diğer hızlı yüklenme ile azaldığı durumda oluşan bir olgudur. Sıvılaşma ve onunla ilişkili olgular çeşitli tarihlerde tüm dünyada meydana gelmiş depremlerde ortaya çıkan çok büyük hasarın nedeni olmaktadır.*
Maraş deprem bölgesinde kilometrelerce uzunluğunda sıvılaşma tespit edilmişti
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Deprem bölgesinde sıvılaşma dediğimiz olay çok aşırı derecede gelişmiş. Normal şartlarda 50-100 metrede görülen sıvılaşmayı Kahramanmaraş merkezli depremlerde kilometrelerce uzunluğunda tespit ettik.” ifadelerini kullanmıştı.
Zeminle ilgili de çok ilginç şeyler gördüklerini belirten Profesör Sözbilir, şöyle konuşmuştu:
“Deprem bölgesinde sıvılaşma dediğimiz olay çok aşırı derecede gelişmiş. Yani o sıvılaşmanın niteliği o kadar yüksek ki kilometrelerce. Normal şartlarda 50-100 metrede görülen sıvılaşmayı Kahramanmaraş merkezli depremlerde kilometrelerce uzunluğunda tespit ettik. Sıvılaşmayla zemin taşıma gücünü kaybediyor ve bina zeminin içine göçüyor. İşte belli şartları sağlıyorsa sadece eğiliyor, bükülüyor ama sağlayamıyorsa yıkılıyor. Bu Antakya’da çok fazla. Çünkü Antakya aynı zamanda Asi Nehri boyunca kurulmuş bir şehir. Asi Nehri boyunca her yerde sıvılaşmalar ciddi anlamda yüksek düzeyde. Yine Adıyaman’a bağlı Gölbaşı ilçesinin 4’de 3’ü gitmiş. Çünkü gölün eski çökelleri üzerine kurulu. Bu şekilde yıkımların sebebi de aslında 1939 depreminden beri aynı. Fayın üzerinde yapılaşma. Zeminin sıvılaşma tehlikesinin yüksek olması ve binayla ilgili yapı inşaat kalitesindeki, mühendislik çalışmalarının kalitesindeki düşüklük.”
Kaynak: Nuray Alpaslan, Zemin Sıvılaşması ve Mekanizması. Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi Cilt 3, Sayı 2 (2013) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/313430