Çocuk gelişiminde ebeveynlerin rolleri

Çocuklar doğumda kendi kişiliklerini de beraberlerinde getirirler, gelişebilmeleri için ebeveynlerin sadece onlara yardım etmesi ve onları beslemesi gerekir.

çocuk gelişimi

Yeni doğan bebekler, büyüyüp hangi ağaca dönüşeceklerini beraberlerinde getiren tohumlar gibidir. Örneğin meyveler arasında bir ayrım yoktur. Portakal elmadan daha iyidir ya da daha kötüdür diye bir şey diyemeyiz. Tüm kişilikler de benzersizdir ve doğru şekilde beslendiğinde güzel bir şekilde çiçek açacaktır. Sadece etrafınıza bakın, içe dönük veya dışa dönük pek çok başarılı insan bulacaksınız. Birinin diğerinden daha iyi ya da daha mutlu olduğu gibi bir kalıp yargı yoktur. Ebeveyn olarak üzerimize düşen rollere değinmek istiyorum. Gelin, birlikte bakalım:

Aşırı korumacı davranmayın

Bu, ebeveynlerin çocuk gelişiminde kritik bir rolüdür. Çocuğa çok küçük yaşlardan itibaren bazı ev işleri verin veya ondan işinizde yardım etmesini isteyin; böylece sahip olduklarına değer verir ve sahiplenme duygusunu yaşar. Çocuklara her zaman talimatlar ve kurallar vererek aşırı otoriter olan veya her zaman çocuklarını memnun etmeye çalışan aşırı korumacı ebeveyn türleri vardır. Çocuklarınıza aşırı dikkatle yaklaştığımızda bu çocukları boğar. Başarısız olmalarına izin verin ve deneyimledikçe gelişmelerine alan açın.


Çocuğa hayatla cesurca yüzleşmeyi öğretin

Kozadan çıkan kelebeğin mücadelesi onu dünyayla yüzleşmede güçlü kılar; yoksa yaşamda zorluk çeker. Bir çocuğun çok fazla üstüne düşmenin onu güçsüz bırakabileceğini unutmayın. Biraz direnç, mücadele, çocuğun yeteneğinin gelişmesi için bir nimettir. Bir çocuk ancak olumsuz koşulların ortasında başarının zirvelerine ulaşmak için yeni bir yol açabilir. Çocuğa hayatla ve başarısızlıkla cesurca yüzleşmeyi öğretin. Herhangi bir zorlukla karşılaşmadan önce çocuğu daima motive edin ve herhangi bir başarısızlığı asla eleştirmeyin. Bunun yerine onlara hangi dersi öğrendiklerini veya bir dahaki sefere bunu nasıl yapacaklarını sorun.

Bir gözünde sevgi, diğer gözünde de disiplin olsun

Bazen çocuklar ebeveynlerinin kışkırtmaları nedeniyle yanlış yola saparlar. Bu nedenle her şeye normallik getirin. Bir gözünde sevgiyi, diğer gözünde otoriteyi koruyun. Disiplin, karşıdakine zarar vermez; oysa ki öfke çok fazla zarara neden olur. Disiplinli olmak, öfke anlamına gelmez. Her şeyi söylemelisin; ama dramatik bir şekilde. Drama olarak kabul edilen şey nedir? Sakinlik kıyafetini giyerek disiplinlin ve otoriteyi sağlamaktır.

Sevgiyle kontrol edin

Bu ebeveynlerin en önemli rolüdür. Çocuklarla konuşurken otoriter bir ses tonuyla konuşmamalısın. Mesela bir çocuk sınavdan altmış alıp babasına gösteriyorsa, baba “sınavı geçmen iyi oldu, ama bu yeterli değil” demeli. Sizden beklentim seksen beş alıp iyi bir mühendis olmanızdır” dedikten sonra konuyu bırakın. Bundan sonra ona iyi notlar almasını söylediğinizi hatırlatıp durmayın. Aklında bulunduracaktır. Eğer dırdır etmeye devam edersen, sözlerini görmezden gelecektir.

Birkaç ay sonra sınavdan yetmiş beş aldığını gördüğünüzde “notların arttı; daha iyiye gitme potansiyelin çok yüksek. Daha fazla konsantre olursan eminim çok büyük zirvelere ulaşabilirsin. Seksen beşten, doksana kadar alabileceğine eminim” deyip konuyu bırakın. Çocuğu teşvik etmek önemlidir.


Ne zaman hata yapsalar, bunu sevgiyle açıklayın. Kapıyı üzerinize kapatmadan konuşmayı bırakmalısın. Kapıyı üzerinize kapatmaya sürükleneceği noktaya kadar beklersen, sözlerin boşa gider. Bu nedenle, özellikle yetişkin çocuklara karşı otoriter bir ton kullanılmamalıdır.

Dost olun

Çocuklar yedi ila sekiz yaşına gelip bir hata yapana kadar ebeveynlerinin onlara rehberlik etmesi gerekir. On iki ila on beş yaşlarına kadar onlara rehberlik edebilirsiniz, ancak on altı yaşından sonra arkadaş olmanız gerekir.

Çocuklarınızla arkadaş olursanız onlar da gelişir. Ancak ebeveyn olarak otoritenizi öne sürerseniz onları kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Arkadaşlığınız öyle olmalı ki çocuk başka yerde teselli ve rehberlik aramamalıdır. Kendi arkadaşınla yapacağın her şeyi çocuğunla birlikte yapabilirsin. Birlikte oyun oynayın, spor yapın, çay için vs. Ancak o zaman aranızda bağ oluşur; aksi takdirde çocuğunuzla güçlü bir bağ kuramazsın.

Arkadaşın yanlış bir şey yapıyorsa onu uyarmak için ne kadar ileri gideceksin? Ona yalnızca dinlediği noktaya kadar öğüt verirsin; ama dırdır etmezsin. Eğer dinlemezse, kararın kendisine ait olduğunu ona söylersin.

Çocuğunla arkadaş olabilmek için dünyevi açıdan onun ebeveyni olduğunu kabul etmelisin; ama zihninde kendini onun arkadaşı olarak düşünmelisin. Ebeveyn, çocuğunun seviyesine indiğinde arkadaş olarak kabul edilecektir.

Kendini geliştir


Bu ebeveynlerin en büyük ve en incelikli rolüdür. Saf sevgi, yalnızca siz saf olduğunuzda, yani öfkeden, gururdan, hileden, açgözlülükten vb. arındığında içinde ortaya çıkacaktır. Eğer gelişirsen, o zaman her şey sadece senin varlığın sayesinde gelişecektir. Önce kendini geliştirirsen, daha sonra başkalarını da geliştirebilirsin. Kendini geliştirdiğinde, çocuğun istenmeyen ya da zorlayıcı davranış gösterdiği zaman dışarıya yansıyan ruh halinde bile çocuk bunun ardındaki sevgiyi görür. Eğer ebeveynler iyiyse, çocuklar da iyi olacak, duyarlı olacaklardır. Kendi kişisel gelişimini sağlarken çocuklarının da ahlaki değerler açısından zenginleşmesini hizmet etmiş olacaksın.

Dil teorileri: Dilin köklerinden bir çocuğun dil gelişimine yolculuk


Elif Mert
Üç kuşak İstanbullu bir aileden geliyor. Eğitim hayatını İstanbul’da tamamladı. Marmara Üniversitesi Fransız Dili ve Eğitimi ile İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümlerinden mezun. Kısa bir dönem Saint Joseph Lisesi'nde öğretmenlik yaptıktan sonra gönüllü kuruluşlarda çocuklarla çalıştı. Düşünen, sorgulayan, barışçıl, kendi iç yaratıcılığını harekete geçiren, farklı dil ve dinlere saygılı, özgüvenli çocukların yetişmesine destek olan bir vakfın eğitim ve yönetim departmanlarında görev aldı. Kitap editörlüğü, içerik oluşturma, metin yazarlığı ve çocuk gelişimi alanlarında çalışmalarına devam ediyor. Türkiye'nin yetmişe yakın ilini gördü ve farklı renklere sahip Türkiye’nin çocuklarıyla çalışmak, çocuk ve insan sevgisini daha da geliştirdi. Hayatın güzelliği bakış açısında gizlidir. Eğer hayata güzel bakarsanız, hayatın size akacağına, iyiliğin ve güzelliğin hep sizinle olacağına inanıyor. Okumayı, deneme ve makale yazmayı, öykü kaleme almayı, tasavvufu ve manevi değerleri, bendir çalmayı, tarihi, yeni yerler keşfetmeyi, farklı kültürleri, doğayı, insan psikolojisini ve yabancı dilleri seviyor. Ayrıca bu dilleri konuşmayı ve çeşitli eğitimlere katılmayı da önemsiyor. Nefes eğitmenliği yolunda çalışmalarına devam ediyor ve İndigo Dergisi'nde çocuk gelişimi üzerine yazılar yazıyor.