Resmi Gazete’de yayımlanan Kanun kapsamında; 100 günden az süreyi kapsayan konut kiralamaları ‘Turizm Amaçlı Konut Kiralaması’ kapsamına alındı. Bu kapsamda bulunan konut kiralamaları için, kiralama sözleşmesi yapılmadan önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan izin belgesi alma zorunluluğu getirildi.
Kanun’a göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı, izin belgesi verme işlemini valilikler aracılığıyla da yapabilecek. Bu kapsamda kiralanan konutların girişlerine, Bakanlıkça nitelikleri belirlenen plaketler asılacak. İzin belgesi ve plaket ücretleri Bakanlık tarafından belirlenecek. Eğer, turizm amaçlı kiralanacak konut bir binanın dairesi ise, izin belgesi alınabilmesi için aynı binadaki tüm kat maliklerinin oy birliği ile alınacak onayının Bakanlığa ibraz edilmesi zorunlu olacak.
3. kişilere kiralanamayacak
Söz konusu Kanun’a göre; izin belgesi sahibinden kiralanan konutun kullanıcılar tarafından kendi nam ve hesabına üçüncü kişilere kiralanması veya kendi adına mesken olarak kullanılmak amacıyla kiralanan konutun kiracısı tarafından kendi nam ve hesabına turizm amaçlı olarak üçüncü kişilere kiralanması yasaklandı. Ancak, kullanıcı tüzel kişiler, turizm amaçlı kiraladıkları konutu, kendi personeline kullandırabilecek.
100 binden 1 milyon liraya cezası var
İzin belgesi bulunmaksızın turizm amaçlı kiralanan konutları kiraya verenlere, kiralama yapılan her bir konut için 100 bin Türk Lirası idari para cezası uygulanacak ve izin belgesi alarak faaliyette bulunabilmesi için 15 gün süre verilecek. Verilen 15 günlük süre sonunda izin belgesi alınmaksızın turizm amaçlı kiralama faaliyetine devam edenlere 500 bin Türk Lirası idari para cezası uygulanacak ve izin belgesi alarak faaliyette bulunabilmesi için bir kez daha 15 gün süre verilecek. İkinci 15 günün de dolmasına rağmen, izin belgesi bulunmaksızın turizm amaçlı kiralama faaliyetlerine devam edenler hakkında, 1 milyon Türk Lirası idari para cezası uygulanacak.
İzin belgesi sahibinden kiraladığı turizm amaçlı konutu kendi nam ve hesabına üçüncü kişilere kiraya verenler, kendi adına mesken olarak kullanmak amacıyla kiraladığı konutu kendi nam ve hesabına turizm amaçlı kiraya verenler ve izin belgesi olmayan konutların turizm amaçlı kiralanmasına aracılık edenler hakkında her bir sözleşme için 100 bin Türk Lirası idari para cezası uygulanacak.
İzin belgesi olmadan kiralanan konutların elektronik ticaretine ve tanıtımına imkan sağlayan platformlar, Bakanlık tarafından uyarılmaları halinde, söz konusu ilanları 24 saat içinde kaldırmakla yükümlü olacak. Aksi durumda, 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda tanımlanan aracı hizmet sağlayıcıları hakkında, her bir konut için 100 bin Türk lirası idari para cezası uygulanacak.
Airbnb’ciler ve günlük ev kiralayanlar tepkili: “Bunun adı düzenleme değil yasaklama”
Airbnb ile konutlarını kiralayanlar Meclis’e gelen düzenlemeye tepkili. Özellikle geçinebilmek için bir odalarını kiraya verenler yeni yasada istenen şartları kimsenin karşılayamayacağını söylüyor.
Duvar’ın haberine göre; sevgilisi ile birlikte Kadıköy’de yaşayan, ev kirasına katkı amacıyla evinin bir odasını kiraya veren İstanbul Üniversitesi öğrencisi Zeynep, yaptırımların tümünün uygulanmasının gerçekçi olmadığını düşünüyor:
“Konut kiraları yüksek olduğu için, ikamet ettiğimiz Kadıköy bölgesinde kiramıza destek olması adına odamızı kiralıyoruz. Elde ettiğimiz gelir kiramızın bir kısmını karşılıyor. Ben, söz konusu yaptırımların bizden daha büyük işletmelere, dairesini ve evinin tamamını kiralayanlara uygulanacağını düşünüyorum. Zaten Türkiye’de yangın merdiveni şartını sağlayan kaç tane konut bulunuyor ki. Komşular ise daha fazla aidat ödenmesi veya apartman giderlerinin karşılanması durumunda bence duruma göz yumabilirler. Ama giderlerin gelirlerden fazla olması durumunda ben de odamı kiralayamam. Amacım sadece yüksek kiralarla mücadele edebilmek.”
“Hiç kimse bu işi yapamasın diye konulmuş bir ceza”
Konut kiralama işini profesyonel olarak yıllardır yapan ve Kadıköy’deki dairelerini kiralayan Ali ise söz konusu mevzuatın tamamen kiralama işi yapanları zora koştuğunu, bunun özel hayata bir müdahale olduğunu dile getiriyor. Düzenlemenin bir yasaklama olduğunu savunan Ali sözlerine şöyle devam ediyor:
“Düzenlemede bizlere şart koşulan üç maddeden ikisine uymak imkânsız. Birincisi yangın merdiveni şartı, 2008 öncesi yapılmış hiçbir konut yangın merdiveni şartını sağlayamaz. Ayrıca itfaiye yönetmeliğine göre tüm binada yangın dedektörleri, bütün daire kapılarını otomatik kapatan hidrolik mekanizmalar ve bina içerisinde de ana merdiveni, daire giriş kapılarından ayıran yangın kapıları olmak zorunda. Hiçbir konut, bahsi geçen koşullara uymuyor çünkü konutlar otel yönetmeliğine göre değil, konutlar için belirlenmiş imar yönetmeliği uyarınca inşa ediliyor.
İkinci şart ise diğer daire sahiplerinden muvafakatname alınması, hiçbir daire sahibi buna izin vermez. Bunlarla beraber eğer evini kiralayacak kişi konulan şartlara uymazsa verilecek ceza çok anormal bir rakam; 1 milyon TL. Bu para cezası hiç kimse bu işi yapmayı göze alamasın diye konulmuş.”
“Düzenleme turist sayısını düşürecek”
Ali, kendisinin bir turizm ruhsatına sahip olduğunu söylüyor. Fakat Kadıköy’de, birçok arkadaşının ruhsatsız olarak evlerini, odalarını kiraya verdiklerini belirtiyor. Çünkü çevresindeki birçok insanın aldığı maaşla kirasını ödeyebilmesinin imkânı yok:
“Yeni mevzuat evini günübirlik kiralayan kişilere ve uygulamadan faydalananlara da lokal olarak zarar verecek. Örneğin Kadıköy’de mevcut Airbnb işletmelerinin kalitesine yaklaşabilecek otel odası sayısı maksimum 200’dür. Bu durumda Kadıköy’deki Avrupalı turist sayısı düşecek ve lokal işletmelerin cirolarında da ciddi kayıplar olacak. Süreç beni ruhsatım nedeniyle çok zorlamayacak ama küçük çevremde bu değişiklikten etkilenecek, büyük geçim sıkıntısı çekecek insanlarla beraber yaşıyorum ve bu durum beni çok mutsuz ediyor. Ülkede her alanda kapanan kapılara bir yenisini daha ekleyen anlayışı reddediyorum.”
“Düşük gelirli düşmanlığı”
Ankara Çankaya’da ikamet eden hayatını freelance/serbest çalışarak sürdüren Rabia ise kredi borcunu ödeyebilmek için odasını kiraya vermeye başladığını söylüyor. Rabia komşulara sormak gibi bir şartın beraberinde bir gözetleme mekanizması getirdiğini vurguluyor:
“Komşulara sormak gibi bir mecburiyet makul gelmiyor. Senelerce yurtdışında yaşadım. Evimin içinde ne olup bittiği, kaç misafir ağırladığım kimsenin umurunda olmadı. Komşulara haber vermem gereken tek durum partilerdi. Özel alanımın hem devlet hem de komşularımın denetimi ve gözetimi altında olması benim için bir hak ihlalidir.
Ayrıca basit bir vergi düzenlemesi için tabela asmak gibi uygulamalara gidilmemeli. Bunlar istenirse çok kolay düzenlenebilecek şeyler. Ama bahsedilen yükümlülükler meselenin yalnızca vergiyle ilgili olmadığını düşündürüyor. Yokuşa sürüldüğünü düşünüyorum.
İşletme olanlar çalışmaya devam edecek ama odasını geceliği 300 liraya kiraya verenler devam edemeyecek. Kendi adıma uygulama düşük gelirli düşmanlığı.”
Rabia eğer yeterli geliri olsa kiralama işini kesinlikle yapmayacağını da belirtiyor.
“Otel sahipleri pastayı bölüşmek istemiyor”
Yıllardır Airbnb yapan Ali ise son olarak şunları ifade ediyor:
“Otel sahipleri, pastayı bu tip küçük işletme ve bireyler ile paylaşmak istemediği için ortaya konmuş bir kanun. Zaten dev otel zincirleri olan bir turizm bakanından başka bir kanun çıkarmasını bekleyemezdik. Böyle kanunlar vatandaşın devletle olan ilişkisine zarar veriyor. Devlet bir kesimi ayrıcalıklı kılıyor ve bir kesimi açlığa mahkûm ediyor. Gelirleri, geliri çok olanın kasasında toplayarak sadece alacağı vergiyi maksimize etmeye çalışıyor.”
Ekşisözlük’te yer alan bazı yorumlar ise şöyle:
• komşudan izin isteyecek cesareti olana helal olsun, saygım sonsuz.
• paypal direkt yok, uber ile sadece sarı taksi çağırabiliyoruz, şimdi de airbnb ile sadece otel odası tutabileceğiz. halkımızı teknolojinin nimetlerinden koruyan yeni regulasyon.
• devletin yine isi olmayan bir konuya burnunu sokmasi olayi. devlet ülkede kendi capinda bir girisim yapan, para kazanmaya calisan insanlarin hemen ensesinde bitiyor ve bir ekonomik faaliyetin daha kökünü kurutuyor. iste bu zihniyet nedeniyle fakir bir ülke olarak kalmaya devam ediyoruz ve uzun bir süre daha öyle kalacagiz gibi görünüyor.
• super degisiklik. airbnb’nin butun dunyada yasaklanmasi gerekiyor, gurultuyu ve guvenligi bir kenara biraksak bile dunyanin cogu absurd ev fiyatlatlariyla ugrasiyor ve airbnb bunun sorumlularindan biri.
• sayesinde dünyanın birçok şehrinde harika deneyimler elde ettiğim platform. yeri geldi tokyo’da muhteşem bir japon evinde kaldım yeri geldi paris’te eşsiz bir evde kaldım. kimseyi zorla kullandırmıyorlar fakat japonya gibi sıkı kuralların olduğu bir ülkede bile apartman dairesi resmi olarak kiralanabiliyorsa türkiye’de bunu engellemeye çalışmayı art niyet olarak algılarım. oteller bu sene yeterli doluluğa ulaşmadığı için çıkarılacak düzenleme. düzenleme adı altında yasaklama. paypal gibi über gibi saymakla bitmez.
• her sene kıytırık tadilatlar ile gider gösterip vergi vermeyen otelleri denetleyeceğine yine 3 5 kuruş kazanmaya çalışan insanlara yüklenmiş devletimiz. işin garibi y komşulardan onay almak zaten yürürlükte olan mevzular.bizim ülkede apartman dairesinde kimse komşusundan kolay kolay izin alamayacağına göre bu işi takip edemezler.yine eski düzen kaçak köçek devam eder bu iş. şikayet olmadığı sürece de kimse ceza yemez. türkiye de günübirlik villa kiralamak için pansiyon ruhsatı alıyorsunuz yani bildiğiniz bilmem kaç odalı pansiyon kiralar gibi ruhsat ile uğraşıyorsunuz. ona çevirmeye çalışıyorlar ama zor. kolaylık sağlayacaklarına köstek olmak bu ülkenin temel felsefesi.