Türkiye’de nakliye pazarı ilk 10 ayda yüzde 17 daraldı

nakliye lojistik

Türkiye’de bu yılın ilk 10 ayında üretimde %15’e yakın azalma oldu ve bu nakliyeye %17 civarında daralma olarak yansıdı. Türkiye’de yüklü bir kamyon Ekim 2023 itibariyle 460 km yapmaya başladı. Ortalama navlun ücreti 14 bin TL civarına çıktı. Geçtiğimiz yıl yüklü bir kamyonun yaptığı kilometre, 2022 sonunda 430 km civarındaydı. Kamyonlar artık boşa gitmek yerine, dönüş yükü için beklemeyi tercih ediyorlar.

Ülkemizde günlük ödenen navlun ücreti 150 milyon Dolar seviyesinde seyrediyor. Türkiye’de bir günde nakliyede dönen paranın, e-Ticarette dönen paradan daha fazla olduğunu kaydeden Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, “e-Ticaretin = Lojistik” olduğunun altını çiziyor.

En fazla yük Kocaeli’den çıkıyor

Türkiye’de her gün 400 bine yakın 16 ton ve yukarısı tonajda Kamyon/Tır, yurdun dört bir yanından yük alıyor. Bunların yaklaşık 300 bini yükü 100 km’nin üzerinde bir mesafe taşıyor. Tırport Insights’ın 10 aylık verilerine göre, en fazla yükün çıktığı yerlerin başında Kocaeli bölgesi geliyor. Onu İstanbul, Sakarya, Bursa, Tekirdağ, Adana, Mersin, İzmir, Balıkesir, Ankara, Manisa ve Bilecik bölgeleri takip ediyor. Diğer taraftan, 100 km altındaki mesafelerde en yoğun hatları ise, Gebze-İstanbul, Bursa-Gemlik, Esenyurt-Ambarlı, Aliağa-İzmir, Gebze-Körfez, Adana-Mersin, Eskişehir-Bozüyük, Kocaeli-Hendek oluşturuyor. Ayrıca, 6 Şubat depremi sonrasında, Antakya-İskenderun bölgesindeki nakliye hacminde %40’ın üzerinde daralma gözleniyor.


Lojistik firmaları, özmal kamyon yatırımlarını artırıyor

2021 yılında yollarda ticari yük taşıması yapan kamyonların %90’ı şahıslara ait iken, bu oranın 2023’ün 3.çeyreğinde %84’e indiğini anlatan Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, konjonktürel gereksinimler nedeniyle lojistik firmalarının özmal kamyona olan yatırımlarını artırdığını söyledi.

Ülkemizdeki kamyon pazarını değerlendiren Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’de, günlük 420 bin kamyonu bulan FTL yük trafiğinin %30’nu lojistik firmaları kontratlı taşıma olarak yaparken, geriye kalan 300 bine yakın taşıma tamamen spotta gerçekleşiyor. Spottaki taşımaların yaklaşık %40’ı ise, LTL, Parsiyel ve kargo transferlerinde kullanılan ambarlar, nakliye siteleri, motorlu taşıyıcı kooperatifleri ve bağımsız simsarlar tarafından yönlendirilen kamyonlardır.


Ayrıca, ülkemizde sayıları 600’ü bulan motorlu taşıyıcı kooperatifi var ve buralarda 100 binin üzerinde mal sahibi bireysel kamyoncular bulunuyor. Hepsinin tek derdi “dönüş yükü” bulmaktır, çünkü mazot maliyeti artık navlun bedelinin neredeyse yarısına gelmiştir. Bu nedenle, yük çıkışının yoğunluk haritasına göre, daha az yükün olduğu bölgelere giden bir kamyon, daha çok yükün olduğu bölgeye oranla, kilometre başına daha fazla navlun ücreti talep etmektedir. Nitekim, artık dönüş yükü bulmada teknolojiden faydalanma dönemi başlamıştır.

Lojistik sektörünü gerçek-zamanlı ve konum-tabanlı olarak uçtan uca dijitalleştiren Tırport, 14 ülkede ve 8 dilde global ölçekte hizmet vererek, kamyoncuların dönüş yükü bulmasına katkı sağlamaktadır. Bir diğer konu da, dövize bağlı sürekli artan girdi maliyetleri ve yaşanan reel enflasyonun psikolojik etkileri nedeniyle, üretimin yüksek olduğu bölgelerde depolama talebi artmaktadır. 2023’ün ilk 10 ayında, 5 bin m2 üstü depolama alanlarında, m2’nin maliyeti %70’lerin üzerinde artış göstermiştir.


20 bin m2 üstü tek parça depolama alanı bulabilmek ise, neredeyse imkansız hale gelmiştir. Ayrıca, günümüzde klasik depolar konvansiyonel kontrat yönetimiyle %85-90 doluluğa ulaştıklarında “tam dolu” statüsüne geçebiliyorlar. Oysa, binlerce depoyu dijital olarak birbirine bağlayan DepOrtak sayesinde, gelecek talepler gerçek-zamanlı ve konum-tabanlı yönetiliyor olursa, bu boşluk alanlardan yüzbinlerce m2 ilave depolama alanı kullanılıyor olabilecektir.” şeklinde konuştu.

Alışık olduğumuz mağazacılık bitiyor: Gelecekte ne olacak?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.