İnsanın özü: Ahlak eğitimi

ahlak eğitimi

Ahlaki değerler, bir kişinin doğru ile yanlış arasında karar vermesine yardımcı olan kılavuzlar olarak tanımlanır. Günlük yaşamda dürüst, güvenilir, adil yargılar ve ilişkiler yaratabilmek için kişinin kişisel farkındalığının yanı sıra ahlaki değerlerinin de farkında olması çok önemlidir.

Ahlaki değerlerin gelişimi çocukluk döneminde başlaması gereken bir süreçtir. Çocuklarda ahlaki değerler; onları doğru yola yönlendirir, güçlü bir karakterle birleşen sağlam bir kişilik oluşturmalarına yardımcı olur.

Ahlak eğitimi nedir?

Ahlak eğitimi, yaşamda doğru yolu seçmeye yardımcı olan etik eğitim anlamına gelir. Doğruluk, dürüstlük, hayırseverlik, misafirperverlik, hoşgörü, sevgi, nezaket ve sempati gibi temel ilkeleri içerir. Ahlak eğitimi kalbinizi güzelleştirir ve insan-i kâmil olma yönünde bir temel oluşturur. Eğitim sadece bir derece elde etmeyi amaçlamaz, karakter oluşumunu ve sosyal gelişmeyi sağlayan gerekli değer temelli öğretileri de içerir.


Eğitim evde başlar. Ebeveynlerin zamanlarının çoğunu çocuklarıyla geçirdikleri evrensel bir gerçektir ve bu nedenle özellikle anneler, çocuklarının ilk öğretmeni olarak bilinir. Onları değişen çevrenin her koşulunda hayatta kalabilecek şekilde yetiştirebilmelidir. Çünkü hayattaki iniş ve çıkışları asla bilemeyiz ve insanın hayatın sunduğu zorlukları göğüsleyecek kadar yetenekli olması gerekir.

Küçük yaşlardan itibaren her çocuğa ahlaki değerleri ve doğru ahlak pusulasını aşılamak, iyi davranışları teşvik etmek ve doğruyu yanlıştan ayırmayı bilmek çocuklarımıza borçlu olduğumuz bir şeydir.

Normların, değerlerin ve inançların aktarımı okulların müfredatında yer alması ve diğer derslerle entegre olması bir ihtiyaçtır. Resmi müfredattaki derslerin güçlendirilmesine yardımcı olur; ancak eğitim sisteminde bu ihmal edilir. Daha çok dil eğitimine, konulara ve notlara odaklanılır. Örneğin, bir okul bir yandan eğitim politikasının ve uygulamalarının tüm öğrencilerin akademik olarak başarılı olmasını sağlayacak şekilde oluşturulduğunu açıkça iddia edebilir ve güvence altına alabilir. Aynı zamanda, çocukların ister zorbalık ister sınavlarda kopya çekme olsun, istenmeyen davranışlara katkıda bulundukları da gözlemlenebilir. Bu tür bir eğitim; çocuğun fikir edinme, karar verme ve doğru eylem tarzı gibi yaşam durumlarıyla yüzleşmesine yardımcı olacaktır. Bu sorunu ortadan kaldırmak için okullar; çocuklarda çok yönlü kişilik gelişimini teşvik etmek amacıyla “değerler” derslerini müfredata dahil etmeye yardımcı olabilecek uzman bir danışmanla özel etkinlikler, seminerler ve atölye çalışmaları uyarlamalı ve sunmalıdır.

Bugün toplumumuz eskisinden çok daha gelişmiş; fakat bir toplumun insanları ya ahlaki değerlere sahip değilse? Hızlı kentleşme ve modernleşmeyle birlikte insanların ahlaki değerleri her geçen gün geriliyor. Bir birey; akrabası olsun, arkadaşı olsun, kimseye güvenmiyor. Güven, dürüstlük, sevgi, kardeşlik gibi duygular zamanla yok oluyor. Bize okulda paylaşmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi öğreten ahlaki değerlerdir; ama günümüzde çocuklara kimseye güvenmemeleri, daha az arkadaş edinmeleri öğretilmektedir.

Okullarda, ofislerde veya herhangi bir yetenek yarışmasında, her yerde kıyasıya bir rekabet var. Günümüzün materyalist dünyasında insanlar birbirlerinin ilerlemesini kıskanırlar, ancak şüpheci ve kıskanç olmak yerine birbirlerini desteklemeli, iş birliği yapmalı ve ortak refah için birlikte çalışmalıdırlar. Endüstrileşmiş bu çağda ebeveynlerin çoğu çalışıyor, bu yüzden çocuklarıyla daha az vakit geçiriyorlar, ahlaki değerlerden yoksunlar ve doğruyu yanlıştan ayıramıyorlar.

Dünyayı ve yaşadığımız toplumu daha iyi bir yer haline getirmenin anahtarının ahlak eğitiminden geçtiğinde inanıyorum. İşte çocuklarda karakter oluşturan ve olumlu davranışlar aşılayan on temel ahlaki değeri paylaşmak isterim:

Saygı

Saygı, çocukların erken yaşta öğrenmesi gereken hayati bir ahlaki değerdir. Küçük bir çocuk, yaşı, dini, milliyeti, inancı veya bakış açısı ne olursa olsun herkese saygı duymayı öğrenmelidir. Başkalarına karşı saygılı konuşarak çocuğunuza örnek olabilirsiniz. Çocuğunuza yaşı, ırkı, dini, statüsü vb. ne olursa olsun herkese saygı duyduğunuzu gösterin.

Çocukların farkına varması gereken bir diğer şey de, son derece rekabetçi ve bazen de affedilmeyen toplumumuzda birçok insanın hayatta ilerlemek için başkalarını ezdiğidir. İşte tam da bu nedenle, her öğrenciye küçük yaşlardan itibaren her dine, ırka, kültüre ve yaşam tarzına saygı duyulması öğretilmelidir.

Dürüstlük

Ebeveynlerine, öğretmenlerine ve diğerlerine karşı dürüst olmak, çocuğun bir kişilik özelliği olarak dürüstlüğü geliştirmesine yardımcı olacaktır. Çocuklara, hatalarını gizlemek için yalan söylemektense her zaman dürüstçe kabul etmenin tercih edildiğini öğretin. Sahtekârlık ve kopya çekme, gelecekte başarısızlığa yol açacak kötü alışkanlıklar olarak okullarda öğretilmelidir. Örneğim sınavda kopya çekmek, kısa vadede yararlı olsa bile, sonunda öğrenciye ulaşacak ve uzun vadede üniversite sınavında başarısız olmak gibi kötü sonuçlara yol açacaktır.


Merhamet

Merhamet, başkalarına karşı sevgi ve ilgi duygusu olarak tanımlanır. Eğer ebeveynler çocuklarına erken yaşlardan itibaren merhameti öğretseydi, gerçek dünyada açlık, çatışma, evsizlik ve mutsuzluk çok daha az olurdu.

Sıkı çalışma

Çocukken muhtemelen “başarının yüzde biri ilham, yüzde doksan dokuzu terden oluşur” sözünü duymuşsunuzdur. Ve sıkı çabanın her öğrencinin hayatında olumlu bir rol oynadığı doğrudur. Bazı öğrenciler eğitimlerinde işin kolayına kaçmayı arzuluyor ve sıkı çalışmanın rolüne saygı duymuyorlar.

Toplumumuzda gerçekten başarılı olanlar, bir şeyden elde edeceklerinin öncelikle o şeye harcadıkları çabanın miktarına göre belirlendiğini biliyorlar. Çocuklara, eğer onlara sıkı çalışmayı bir engel olarak değil, bir fırsat olarak algılamayı öğretirsek, yetişkinler olarak hedeflerine doğru çalışırken çok daha mutlu olacaklardır.

Nezaket

Nezaketin önemi, inkâr edilemeyecek kadar büyük olmasına rağmen onu nasıl ifade ettiğinize göre belirlenir. İster empati ister kabullenme, adalet, hoş jestler veya düşünceli olma yoluyla olsun, olasılıklar sonsuzdur. Nezaket, yardımsever olma veya empati gösterme biçimini alabilir. Aynı zamanda karşılığında iyilik beklemeden iyilik yapmak anlamına da gelebilir.

Şükür

Şükür, sahip olduklarınıza olan takdirinizi ifade etme isteğidir. Ve her şey mutlulukla başlar. Bu nedenle çocuğunuza, memnuniyet ve minnettarlığı geliştirmek için hayatta sahip oldukları şeyler için minnettar olmayı öğretin. Onlara hiç kimseyi veya hiçbir şeyi olduğu gibi kabul etmemenin önemini aşılayın.

Paylaşmak

Çocuklar genellikle örneklerle öğrenirler; bu nedenle onlara paylaşımın özverili bir yerden gelmesi gerektiğini göstererek başlayabilirsiniz. Çocuğu, oyuncaklarını kardeşleri ve kuzenleriyle paylaşmaya, kitapları sınıf arkadaşlarıyla paylaşmaya veya daha az şanslı çocuklara yiyecek ve giyecek bağışlamaya teşvik edin.

İş birliği

İş birliği, ortak bir hedefe ulaşmada başkalarına yardım etme eylemidir. İş birliği ruhunu geliştirmenin ilk adımı evde iş birliği yapmaktır. Bir aile ev işlerini birlikte yaparak ve birbirlerinin zorluklarını dinleyerek iş birliği yapmalıdır. Bu tür jestler çocuğu “ben” yerine “biz” açısından düşünmeye teşvik eder. Sağlıklı rekabet insanları gelişmeye teşvik edebilir; ancak toplum olarak başarılı olabilmek için her şeyden önce iş birliği yapmalıyız.

Sorumluluk

Çocuğunuza örnek olmak, ona sorumluluğu öğretmenin en büyük yoludur. Bulaşıklarınızı yıkamak, ayakkabılarınızı belirlenmiş yerlerde tutmak, ailenizle vakit geçirmek ve bir rutine bağlı kalmak, evde benimseyebileceğiniz sorumlu davranışlardan sadece birkaçıdır. Çocuklara görevler vererek ve işlerini bitirince ödüllendirerek daha etkili öğrenmelerine yardımcı olabilirsiniz.

Cömertlik

Cömertlik, çocuğunuzda iyi ve sosyal sorumluluk sahibi bir insan geliştirmede kritik öneme sahiptir. Cömert bir çocuk, koşullar ne olursa olsun, zamanını ve yardımını başkalarına sunmaya istekli olacaktır.


Epiktetos der ki: “Zenginlik kaybolursa hiçbir şey kaybolmaz, sağlık kaybolursa bir şeyler kaybolur; ahlak kaybolduğunda her şey kaybolur.”

Müziğin çocuk gelişimindeki sihirli etkileri


Elif Mert
Üç kuşak İstanbullu bir aileden geliyor. Eğitim hayatını İstanbul’da tamamladı. Marmara Üniversitesi Fransız Dili ve Eğitimi Bölümü mezunu. Kısa bir dönem Saint Joseph Lisesi'nde öğretmenlik yaptıktan sonra gönüllü kuruluşlarda çocuklarla çalıştı. Düşünen, sorgulayan, barışçıl, kendi iç yaratıcılığını harekete geçiren, farklı dil ve dinlere karşı saygılı, özgüvenli çocukların yetişmesine destek olan bir vakfın eğitim programları bölümünde eğitim uzmanı olarak çalışıyor. Türkiye’nin yetmişe yakın ilini gördü ve farklı renklere sahip Türkiye’nin çocukları ile çalışmak, çocuk ve insan sevgisini daha da yükseltti. Her şey sizin bakış açınızda gizli. Siz hayata güzel bakarsanız, hayatın size akacağına, iyiliğin ve güzelliğin hep sizinle olacağına inanıyor. Okumayı, deneme, makale yazmayı, yeni kültürleri, doğayı, insan psikolojisini, yabancı dilleri ve bu dilleri konuşmayı ve insanları seviyor. Kitap değerlendirme yazıları ve ailelere yönelik eğitim yazıları yazıyor. İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünde eğitim alıyor, öğrenmeyi çok seviyor; bu nedenle çok okuyor ve eğitimlere katılıyor.