Şirketlerin en çok aradığı ESG yetenekleri

ESG yetenekleri

ManpowerGroup tarafından yapılan “ESG Yeteneklerini Arayış” isimli araştırmada yer alan bilgilere göre her 10 kuruluştan yaklaşık 8’i ESG (çevre, sosyal, yönetişim) stratejisini geliştirmiş olsa da yüzde 94’ü hedeflerini uygulamak için gerekli yetenekli çalışanlardan yoksun.

Ankete göre işverenlerin en çok aradığı ESG pozisyonları içerisinde ilk beş sırada şu roller yer alıyor: Çevre, sağlık ve güvenlik (yüzde 59), kurumsal sürdürülebilirlik (yüzde 39), sağlık ve refah (yüzde 39), geri dönüşüm ve atık yönetimi (yüzde 37), ekosistem ve biyoçeşitlilik yönetimi (yüzde 33).

Yeni nesil tüketiciler, şirketlerden toplumsal ve çevresel konulara dair bir duruşa sahip olmalarını ve insanlar, toplumlar ve gezegen için doğru olanı yapmalarını bekliyor.[1] Bu nedenle şirketlerin de taahhütler vermekten ziyade ilerlemeye her zamankinden daha fazla odaklanmaları; çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konularında anlamlı ilerlemeler kaydetmeleri gerekiyor.[2]


ESG Yeteneklerini Arayış araştırması

Durum bu iken ManpowerGroup’un “ESG Yeteneklerini Arayış” isimli araştırmasında yer alan bilgilere göre her 10 kuruluştan yaklaşık 8’i ESG stratejisini geliştirmiş olsa da yüzde 94’ü hedeflerini uygulamak için gerekli yetenekli çalışanlardan yoksun.

ManpowerGroup’un ESG önceliklerini karşılamaya yönelik stratejik yetenek yönetimi planlarını öğrenmek için 41 ülkedeki işe alım yöneticileri ile yaptığı ankete göre işverenler artık çevre, sosyal ve yönetişim alanlarında işe alım yapmaya önem veriyor. Ankete göre işverenlerin en çok aradığı yetenekler şunlar:

Çevresel Pozisyonlar Sosyal Pozisyonlar Yönetişim Pozisyonları
Çevre, Sağlık ve Güvenlik (%59) Sağlık ve Refah (%39) Etik ve Uyum (%27)
Kurumsal Sürdürülebilirlik (%39) Yetenek ve Liderlik Gelişimi (%31) Siber Güvenlik (%25)
Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi (%37) Çeşitlilik ve Kapsayıcılık (%29) Veri Gizliliği ve Koruması (%24)
Ekosistem ve Biyoçeşitlilik Yönetimi (%33) İş Gücü Planlaması (%26) Kurumsal Risk Yönetimi (%22)
Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Bakımı (%31) Yetenek Kazanımı ve İşe Alım (%23) Hükümet ve Kamu İşleri (%18)

Ankete katılan şirketlerin yarısından azının uzun vadeli ESG hedefleri var, ancak çalışanların yüzde 64’ü ise topluma olumlu katkıda bulunan kuruluşlarda çalışmak istiyor. Çalışanların bu talebine rağmen, işverenlerin yüzde 22’si bir ESG stratejisi geliştirme konusunda emin değil ya da böyle bir niyetleri yok. İşverenlerin yüzde 44’ü hâlihazırda uzun vadeli ESG hedefleri belirlemiş ve geliştirmiş durumda olsa da yüzde 34’ü bu hedefleri planlama aşamasında, yüzde 11’i ESG stratejisi geliştirme niyetinde değil, yüzde 11’i ise ne yapmaları gerektiği konusunda emin değil.

ManpowerGroup’un araştırmasında doğru yeteneklere ulaşmaları için şirketlere uygulayabilecekleri şu dört yöntem tavsiye ediliyor:

  • Ödünç Alın: Mevcut iş gücünü tamamlamak için yarı zamanlı, serbest, sözleşmeli ve geçici çalışanları işe almayı değerlendirin. Ankete katılanların yüzde 27’si bu konuda dış danışmanların uzmanlığından yararlanmayı planlıyor.
  • Oluşturun: Kurum içi yetenek grupları oluşturun, kendi içinize bakın ve çok işlevli ekipleri bir araya getirerek eğitim ve deneyim fırsatlarından faydalanmalarını sağlayın. Ankete katılanların yüzde 52’si hâlihazırda mevcut iş gücünü geliştirmeyi ve yüzde 39’u mevcut rollerine ESG sorumlulukları eklemeyi planlıyor.
  • Köprü Kurun: Çalışanların şirketinizin farklı alanlarına yeniden yerleştirilip yerleştirilemeyeceğini veya yeni rollere geçmeleri için yardıma ihtiyaçları olup olmadığını değerlendirin.
  • Alın: Şirket içinde yetiştirilemeyen en iyi yetenekleri bulmak için dış pazara bakın. Ankete göre işverenlerin yüzde 41’i yeni, dış yetenekleri işe alacak.

Hazırladıkları araştırma hakkında değerlendirmede bulunan ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, “ESG taahhütleri, bir şirketin sürdürülebilirlik çalışmalarını ve toplumsal sorumluluğunu gösteren önemli bir unsurdur. ESG taahhütlerini yerine getirmek ise bir şirketin sadece yasal düzenlemelere uymasını değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve toplumsal sorumluluk konularında öncü bir rol üstlenmesini gerektirir. Bu yolda başarıya ulaşmak için ise yeteneğe erişim büyük bir öneme sahiptir. Günümüzde şirketlerin ESG stratejilerini gerçekleştirmek için bu alanda yetenekli ekiplere ihtiyaç duydukları da artık bir gerçek. ESG alanlarında yetenekli çalışanların bir araya gelmesi şirketlerin çevre ve toplumsal sorumluluklarını etkili bir şekilde yerine getirmelerini de sağlayacaktır.” dedi.


ESG nedir?

Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim (ESG), bir yatırımın performansı üzerinde önemli etkileri bulabilecek çevresel, sosyal ve yönetişimsel uygulamaları ifade eder. Bu kavram, geleneksel finansal analizin yanı sıra finansal olmayan potansiyel risk ve fırsatları da inceleyerek yatırımcılara daha kapsamlı bir analiz yapma imkânı sunar. ESG odaklı yatırımlarda, sosyal etki yaratma bilinci vardır. Klasik yatırım anlayışının aksine, ESG yatırımcılığında paranın nasıl bir şirkete yatırıldığı, o şirketin çalışanlarına nasıl bir çalışma ortamı sunduğu, müşterilere adil davranıp davranmadığı ve yaptığı üretimin çevreye etkisi gibi sorular ön plandadır. Ancak yine de her yatırımda olduğu gibi ESG yatırımcılığının nihai amacı, her alanda en iyi finansal performansı elde etmektir.

ESG kavramıyla birlikte sosyal sorumlu yatırımcılık ve etki yatırımcılığı gibi kavramlar da doğmuştur. Her iki yatırımcılık anlayışı da ESG kriterlerini önceler ve buna göre bir yatırım kararı verilmesini sağlar. Ayrıldıkları nokta ise, sosyal sorumlu yatırımcılığın riskli alanlardan daha uzak durması veya kâr maksimizasyonu ile ilgilenmemesi iken, etki yatırımcılığında daha fazla riskin kabul edilebilir olması ve hatta kâr beklentisinin bile az olmasıdır. Etki yatırımcıları, kâr edememe pahasına ESG’ye önem veren şirketlere yatırım yapmaktan çekinmezler.[3]

Birleşmiş Milletler 2000 yılında BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaya açarak insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzluk konularında küresel 10 standart belirlemiştir. Dünya çapında pek çok şirket, sınırsız rekabet kültürü yerine Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim kapsamında ortak bir kurumsal kültür yaratmak için bu ilkelerin imzacısı olmuştur. OECD tarafından 2004 yılında Kurumsal Yönetim İlkeleri belirlenmiştir.

Bu ilkeler şöyledir:

  • Etkili Bir Kurumsal Yönetim Çerçevesinin Temelinin Sağlanması
  • Hissedarların Hakları ve Temel Sahiplik Fonksiyonları
  • Hissedarlara Adil Davranma
  • Menfaat Sahiplerinin Kurumsal Yönetimdeki Rolü
  • Açıklama ve Şeffaflık
  • Yönetim Kurulunun Sorumlulukları

Türkiye’de ise Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) 2014 yılında OECD’nin ilkelerini ulusal mevzuata uyarlamıştır ve yayınladığı tebliğe göre, şirketler şeffaf olmak zorundadır ve her türlü gelişmeyi, hissedarlarına bildirmelidir. Bu amaçla kurulan Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden tüm pay sahiplerine bilgi verilmesi zorunlu tutulmuştur. Böylece tüm pay sahipleri eşit muamele görür. Şirket içinde kurulması zorunlu tutulan “Pay Sahipleri ile İlişkiler Birimi” ise pay sahiplerinin haklarını korur ve kullanılmasını kolaylaştırır. Pay sahiplerini etkileyecek düzeydeki bilgiler şirketin internet sitesi aracılığıyla pay sahiplerinin kullanımına sunulur. Ayrıca yine her şirkete internet sitesi kurma zorunluluğu getirilmiştir.[4]

Öte yandan, ESG’ye duyulan ilginin sonucunda sürdürülebilirlik yatırım araçları, sorumlu yatırım fonları ve sürdürülebilirlik endeksleri gibi uygulamaların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. ESG kavramı, Birleşmiş Milletler tarafından başlatılan kurumsal bir sosyal sorumluluk girişiminden, 30 trilyon Amerikan dolarından fazla finansal varlığı temsil eden küresel bir fenomene dönüşmüştür.


Kaynaklar:

  1. Alec Tyson, Brian Kennedy, Cary Funk. Gen Z, Millennials Stand Out for Climate Change Activism, Social Media Engagement with Issue, Pew Research Center. (26 May 2021)
  2. Brad Smith. Closing the Sustainability Skills Gap: Helping businesses move from pledges to progress, Microsoft (2 Nov 2022)
  3. “What is the Difference between Socially Responsible Investing and Impact Investing?”. netimpact.org. Net Impact. (21 Sep 2021).
  4. “Kurumsal Yönetim Tebliği”. resmigazete.gov.tr. Resmî Gazete. (3 Ocak 2014)

Şirketlerde krizlerin öncelikli nedeni: Kızgın çalışanlar


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.