Monteverdi ve Çağdaşları: Müzikte Kalıcılık ve Performans Zorlukları
Claudio Monteverdi müzik tarihinin uluslararası repertuvarda eserlerine yer verilen sanatçı statüsüne sahip ilk bestecisidir.
Kendisinden önceki ve çağdaşı birçok büyük besteci de kendi zamanında ünlüydü, hatta bugün de ünlüdür ama müzikleri bugünün konser yaşamında çok küçük bir rol oynar. Yine de eserleri, dünyanın her tarafında konser salonlarında işletilemez. Bach öncesi dönem ve bu dönemin karışık performans pratiğini iyi bilen görece az müzisyen vardır. Bu durum performansları olumsuz etkiler, ayrıca izleyici bu müziği arkaik ya da kişilikten yoksun, hatta düpedüz duygusuz bulma eğilimindedir.
Claudio Monteverdi’nin hayatı ve yükselişi
15 Mayıs 1567’de Cremona’da doğan ve 29 Kasım 1643’te Venedik’te ölen Monteverdi’nin durumu biraz farklıdır. Kendi zamanında da olağanüstü popülerdi ama 1950’lerde hiç kimse Monteverdi’nin bugünkü popülerliğini öngöremezdi. Ölümünden birkaç kuşak sonra talihi tersine döndü ve uzun bir süre unutuldu. 19. yüzyılın birinci yarısında kapsamlı incelemeler sonucunda tekrar eski ilgisine kavuştu. Yine de büyük operası Orfeo’nun ilk modern basımı ancak 1881’de yapıldı. Dönem içinde bunun da bir yararı olmadı. Monteverdi, içinde yaşadığımız yıllarda gerçek bir kahraman kimliğine kavuştu.
Monteverdi’nin eserleri modern ruha uygun yapıya sahiptir; üstelik müziği neredeyse zorunluluktan ötürü farklı bir biçimde seslendirilmesine rağmen öyledir. Biçim değişikliğinin sebepleri ses perdelerinin değişimi ve günümüzde o dönemin müzik aletlerinin artık kullanılmıyor olmasıdır. Yine de müziğinde tutku, zeka ve insanlık tınılarına rastlanır. Operaları ise modern opera anlayışına yakındır. Monteverdi’nin yaşamı hakkında çok fazla sayıda bilgi bulunur çünkü yaşadığı dönemde çok sık mektup yazan, hakkını arayan, biraz da huysuz olarak adlandırılan bir kişiliğe sahiptir.
Gençlik yılları ve ilk çalışmaları
Yaşamının ilk 24 yılını keman kenti Cremona’da geçirdi. Burada ilk üç yayınını yayınladı bunlar; Sacrae Cantiunculae, Madrigali Spirituali, Canzonette A Tre Voci.
Monteverdi, güçlü bir Hollanda üslubu eğitimi almıştı ama gençken bile bu ekolün katı kuralları ve çok sesliliğinden rahatsızdı. İstediği formda ve din dışı eserler yazma eğilimi vardı. Monteverdi’yi en çok ilgilendiren form Madrigal idi. Monteverdi tüm yaşamı boyunca Madrigal besteleyecekti. Onun ölümünden sonra bu form giderek kayboldu.
Saray ve Kilise yılları
Çıraklık dönemi bittikten sonra dönemin tüm bestecileri gibi Monteverdi de kilise ya da sarayda iş aradı. 1590’da ilk işini Mantova’da Gonzaga sarayında şarkıcı ve kemancı görevi alarak buldu. Bu dönemde bir Madrigal kitabı daha yayınladı. Evlenip eşini kaybettikten sonra bir daha evlenmedi. Mali sorunlarla boğuşurken ilk operası Orfeo‘yu yayınladı.
Claudio Monteverdi ve operanın doğuşu
Opera o sırada yeni bir müzik formuydu. Monteverdi, Orfeo’yu “favola in musica” olarak tanımlıyordu. Kökeni birkaç yıl önce Floransa’da bir grup aydın ve müzisyenin “Yunan saflığını lirik sahneye getirmeyi” amaçlayarak bir sanat formu çıkarma çabalarına dayanıyordu. Orfeo ile Monteverdi operayı canlı bir form haline getirdi. Müzikal zorluklardan beslenen Monteverdi, ömrü boyunca 19 dramatik ya da yarı-dramatik kompozisyon besteledi. Bunlardan sadece altı tanesi günümüze ulaştı.
Venedik dönemi ve büyük eserler
Monteverdi, 1608’de Dük Vincenzo’nun oğlunun evliliği için Arianna ve Ballo Delle İngrate’yi besteledi. Arianna’dan yalnızca ünlü Lamento günümüze kalmıştır.
Yaratıcılığının doruğundaydı, ancak mutsuzdu ve takdir edilmediğini düşünüyordu. Bu nedenle doğduğu yere geri dönerek işinden ayrıldı. Daha sonra Venedik’te San Marco Bazilikası’nda maestro di cappella oldu. Burada da birçok eser yazdı ve Madrigal derlemeleri yayımladı. Opera üzerine de çalışmaya devam etti ve La finta pazza Licori, Armida, Adone, La Proserpina rapita gibi eserler üretti. La finta pazza Licori, müzik tarihinin ilk komik operası olarak kabul edilir. 75 yaşında Il ritorno d’Ulisse in patria ve L’incoronazione di Poppea gibi değerli eserler besteledi. Poppea’da müzik ve drama arasında tam bir denge sağladı. 77 yaşında vefat etti.
Monteverdi’nin yeniden keşfi ve modern yorumları
Claudio Monteverdi, Rönesans ve Barok dönemlerinin arasında kaldı ama Yüksek Barok’un büyük Venediklisiyle son bulan okulu sahneden sildi. Monteverdi zamanında çok az opera basıldığı, düşünceleri yayma mekanizmalarının çok az olduğu, tarihsel bilinç kavrayışının büyük ölçüde modern bir kavram olduğu unutulmamalıdır. Onun zamanında hiç kimse müziğiyle hayatta kalmadı. İlk büyük besteci olduğuna itiraz edecek çok az kişi vardır.