Çalışanları ‘sessiz tatil’ başkaldırısına iten nedir?

sessiz tatil

Yakın zamanda yapılan bir anket, resmi olmayan şekilde izin kullanılması anlamına gelen yeni iş dünyası trendi ‘sessiz tatil’ kavramı özellikle genç çalışanlar arasında giderek popülerleştiğini ortaya koydu.

Sessiz istifa” (quiet quitting) ve “tembel kız işleri” (lazy girl jobs) gibi kavramlarla çalışma kültürünü yeniden şekillendiren genç neslin iş hayatına getirdiği trendlere bir yenisi daha eklendi: “sessiz tatil” (quiet vacation).

Pazar araştırma şirketi The Harris Poll tarafından yakın zamanda yapılan anket, çalışanların yüzde 28’inin işverenlerinden resmi talepte bulunmadan yıllık izinler haricinde tatile gittiğini ortaya koydu.


Sessiz tatil nedir?

Kısaca çalışanların kendi kendine izin vermesi şeklinde açıklanabilecek sessiz tatil, özellikle genç kuşaklar arasında giderek popülerlik kazanıyor. Ankete göre, Y kuşağına mensup çalışanların yüzde 37’si, Z kuşağına mensup çalışanların ise yüzde 24’ü “sessiz tatil” yaptıklarını söylüyor.

The Harris Poll’un strateji müdürü Libby Rodney Euronews Next’e yaptığı açıklamada, “Bu yaklaşım sadece çalışanların bağlantıyı kesmekten duydukları rahatsızlığı vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda nadiren uyuyan bir kültürde yaşam ve iş arasında denge kurmak için yenilikçi yollar bulan bir neslin daha geniş bir eğilimini de gösteriyor,” dedi.

Sessiz tatilciler, çalışıyor izlenimi yaratmak için e-postaları mesai saatinden sonra gönderilmek üzere otomatik olarak planlamak ve aktif olmadıkları halde aktif görünmek için ara sıra fareyi hareket ettirmek gibi çeşitli çözümlere başvuruyor.

Anket, Nisan ayında 18 yaş ve üzeri 1.170 ABD çalışanı arasında yapılan çevrimiçi bir ankete dayanıyor.

çalışanlarla iletişimi

Çalışanları ‘sessiz tatil’ unsuruna iten nedir?

The Harris Poll’a göre, “sessiz tatil” eğilimi, çalışanların yeterli ücretli izin veya tatil gününe sahip olmamasından kaynaklanmıyor.

Anket sonuçlarında, katılımcıların yüzde 83’ünün şirketlerinin tatil politikasından memnun olduğu ancak yine de yüzde 78’inin mevcut izinlerinin tamamını kullanmadığı gibi dikkat çekici bir bilgi göze çarpıyor.

Bu durumun en çok genç çalışanlar arasında popüler olduğunu ortaya koyan anket, Z kuşağının yüzde 89’u ve Y kuşağının yüzde 83’ünün kendilerine tanınan tatil günlerini çeşitli nedenlerle tam olarak kullanmadıklarını gösteriyor.

Strateji Müdürü Rodney, Y kuşağının sessiz tatilinin sadece ofis dışında olmakla ilgili olmadığını belirterek, “Bağlantıyı koparamama, izin isteme konusundaki endişe ve tatil günlerinin yeterince kullanılmaması gibi daha geniş kapsamlı sorunları da yansıtıyor” dedi.


Anket sonuçlarından anlaşıldığı üzere, bu eğilimin arkasındaki nedenlerden bazılarının, günümüz iş dünyasında çalışanların sırtına yüklenmiş ağır iş yükü, her zaman ulaşılabilir olma baskısı, suçluluk duygusu ve yönetici veya işverenlerinin kendileri hakkındaki algılarına ilişkin endişeler olduğu söylenebilir.

Sadece izin isteme eyleminin bile çalışanlarda ciddi derecede kaygıya yol açabildiğinin altını çizen Rodney, “Tekrarlanan işten çıkarmalar ve ekonomik belirsizliğin damgasını vurduğu bir ortamda, çalışanlar iş güvencelerini korumak için giderek daha fazla ‘sessiz tatilleri’ tercih ediyor” ifadelerini kullandı.

Çalışanların ruh sağlığı

Tatil işten tamamen uzaklaşmak olarak algılanıyor

Anket aynı zamanda, Amerikalı çalışanların genel olarak işle bağlantılarını koparmakta zorlandıklarını ve ülkedeki yüceltilmiş çalışma kültürü nedeniyle sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kuramadıklarını ortaya koyuyor.

Y kuşağının üçte ikisinin (yüzde 66) ‘ofis dışında’ olmanın işle bağlantıyı tamamen koparmak anlamına geldiğine inandığını belirten Rodney, “Yine benzer oranda çalışan (yüzde 64) izinli oldukları süre boyunca işten tamamen kopmayı zor buluyor,” dedi.

Her zaman bağlantıda olma baskısı hisseden çalışanlar, izin zamanlarında bile günün belirli saatlerinde çalışıyor.

Ankete katılanların yarısından fazlası mesai saatleri dışında e-postalarına yanıt verdiklerini, öğle tatillerinde iş mesajlarını kontrol ettiklerini ve normal saatler dışında işle ilgili etkinliklere katıldıklarını bildirdi.

Rodney, çalışanların sessiz tatile ihtiyaç duymaması için izin alma konusunda kendilerini yeterince rahat hissetmelerini sağlama sorumluluğunun şirketlere ait olduğunu söyledi.

“Şirketler, izin talep etme konusundaki endişeyi hafifletmek için şeffaf ve anlaşılır tatil talep süreçleri oluşturmayı düşünmelidir.”

“Zorunlu tatil politikaları ve çalışanlara üç ayda bir izinlerini hatırlatmak, suçluluk duygusunu azaltmaya ve tatili görevleri ihmal etmek yerine bir sorumluluğu yerine getirmek olarak konumlandırmaya yardımcı olabilir,” diye ekledi.


Kaynak: EuroNews

Çalışanların yıllık izin kullanma motivasyonları nasıl değişti?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik hiçbir oluşumun parçası değildir.