İnternet kullanımında artan sorun: Beyin çürümesi fenomeni

Beyin çürümesi

Sorunlu internet kullanımı yeni bir terim ortaya çıkardı. Beyin çürümesi (Brainrot). New York Times (NYT), 2007 yılında keşfedilen ‘sürekli çevrimiçi olma’ durumunu tanımlayan terimin son yıllarda giderek daha fazla kullanıldığını yazdı. Bunun nedeni ise sorunlu internet kullanımının artması.

Siz veya sevdiğiniz biri neredeyse sadece internet içerikleriyle konuşuyorsa ‘beyin çürümesi’ (brain rot) olarak bilinen bir durumdan muzdarip olabilir. Bu terim düşük değerli internet içeriğine ve bu içeriklere çok fazla zaman harcamanın neden olduğu etkilere atıfta bulunuyor. Yani fiziksel bir çürümeye işaret etmiyor.

Örneğin; “O kadar çok TikTok izliyorum ki beynim çürüdü”.

Beyin çürümesine ilişkin çevrimiçi tartışmalar son zamanlarda o kadar yaygınlaştı ki, bazı sosyal medya kullanıcıları bu durumu somutlaştıran kişileri mizah malzemesi yaptı. TikTok kullanıcısı Heidi Becker’in çektiği birkaç videoda kameraya bakarak hızlı bir şekilde birbiri ardına internet argosunda kullanılan cümleleri sıralıyor (Bu argolar beyin çürümesinden muzdarip kişilerin kullandığına inanılıyor).


220 binden fazla beğeni alan videosunda Becker, arkadaş canlısı, şapşal veya zararsız izlenim veren kişilerde kullanılan internet argosu “Golden retriever enerjisi” ve TikTok’un cinsiyetlendirdiği ve yeniden adlandırdığı “Ateşli kız yürüyüşü” ve “Kız yemeği” gibi günlük aktivite argolarına yer veriyor.

Test bile yaptılar

Birini beyin çürümesi ile suçlamak iyi bir şey değil. Ancak bazı insanlar bu durumu kabul etmekten bir parça gurur duyuyor. Kısa bir süre önce BuzzFeed, okuyucularının internette ne kadar vakit geçirdiğini ölçen bir test yayınladı ve başlığı şöyleydi: “Bu Beyin Çürümesi Testini Geçerseniz Beyniniz %1000 Yanmış Demektir”

Influencer Joel Cave, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir TikTok paylaşımında “Birinin beyninin sosyal medya tarafından tahrip edilip edilmediğini anlamanın en kolay yollarından biri, internet jargonuna ne kadar sık başvurduğunu fark etmektir. İnternetin beynimize bu kadar nüfuz edebilmesi, insanların ne söylediklerini bile kontrol edememeleri (sadece en çok gördükleri meme’i söyleyebiliyorlar) bana çılgınca geliyor” dedi.

Fiziksel dünyada işlev yeteneğini kaybetmek

Bazı sosyal medya hesapları, kendi eğlence alt türü haline gelen “brainrot içeriği” yaratmaya adanmış durumda. TikTok kullanıcısı Fort History, film ve TV şovlarından klipler çekiyor ve bunları en son internet jargonuyla seslendiriyor. Modern Family dizisinden Phil, bir klipte oğlu Luke’a “Hey, Rizzler (İnternet jargonu olan bu kelime karizmatik kişiler için kullanılıyor) bugün sadece sen ve ben varız” diyor. Luke da “Tamam, hemen iniyorum” diye yanıt veriyor. Extremely Online: İnternette Şöhret, Etki ve Gücün Anlatılmamış Öyküsü kitabının yazarı Taylor Lorenz, beyin çürümesini “bozuk beyin” ifadesiyle eşdeğer gördüğünü söyledi. Daha önce The New York Times’ta muhabirlik yapmış olan Washington Post köşe yazarı Lorenz, her iki online terimin de internette gördükleri yüzünden “fiziksel dünyada işlev görme yeteneğini kaybedecek kadar” çarpıtılmış kişiler için geçerli olduğunu söyledi.

Sorunlu interaktif medya kullanımı

İnternette 2007’de ortaya çıkan “beyin çürümesi” teriminin alaycı bir anlamı var. Ancak popülaritesindeki artış, Boston Çocuk Hastanesi’ndeki araştırmacıların Sorunlu İnteraktif Medya Kullanımı adını verdikleri bir bozukluğun giderek daha fazla tanınmasıyla ilgili. Hastanede Dijital Sağlık Laboratuarı’nı kuran çocuk doktoru Dr. Michael Rich, hastalarının beyin çürümesini “zamanının çoğunu çevrimiçi olarak geçirmek ve farkındalığı gerçek hayat yerine çevrimiçi alana kaydırmak olarak tanımlıyor.


Rich, hastalarının çoğunun beyin çürümesini bir onur nişanı olarak gördüğünü de sözlerine ekledi. Hatta bazıları video oyunlarında yüksek puan almak için yaptıkları gibi en fazla ekran süresi için yarışıyor. Bu konuda şakalaşıyorlar, takıntılı internet kullanımının kendilerini etkilediğini anlayacak kadar farkındalar ama bunu durduracak kadar farkında değiller. Rich “Beyin çürümesi yaşıyor olsalar da, bunu ondan uzaklaşmak için motivasyon aracı olarak kullanmıyorlar” dedi.

TikTok etkisi

Tiktok

Massachusetts’te yaşayan 18 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Joshua Rodriguez Ortiz, bu terimin son iki aydır giderek daha fazla duyulduğunu söyleyerek “Sanırım insanlar TikTok’un hayatlarımızı o kadar çok tükettiğini fark etmeye başladılar ki, bu sadece beyin çürümesi gibi geldi, çünkü insanlar sürekli TikTok’ta geziniyor ve çok fazla niş içerik var” dedi. Ortiz, yakın zamanda yayınlanan “The Tik Tok Rizz Party” adlı viral videoda bir grup gencin 16. yaş günü partisinde Kanye West’le dans ettiğini gösterdi.

Rich’in Dijital Sağlık Laboratuarında öğrenci danışmanı olan Rodriguez Ortiz, Sorunlu İnteraktif Medya Kullanımını tedavi etmek için çalışan yetişkinlerin gençlerin dijital teknolojiyi nasıl kullandıklarını anlamalarına yardımcı oluyor. Yıldız bir öğrenci olmasına rağmen (gelecek yıl Harvard’a gidecek), kendisinin bile telefon kullanımını sınırlamakta zorlandığını söyledi. Artık telefonuna, en çok kullandığı uygulamalara (Instagram ve TikTok) her seferinde yalnızca 15 dakika erişmesine izin veren kısıtlamalar koyduğunu söyledi.

Beyin çürümesi yaşayanlar tedavi merkezine gidiyor

Dijital Sağlık Laboratuarı sosyal medya kullanımını anlamaya ve bunun için sağlıklı standartlar oluşturmaya çalışırken, diğer gruplar daha cezalandırıcı bir yaklaşım benimsiyor. Genç ve yetişkinler için yatılı ruh sağlığı tedavi merkezi olan Newport Enstitüsü, yakın zamanda beyin çürümesinden muzdarip insanları bünyesine kattı. Enstitü, web sitesinde, çocukları “ekran bağımlılığı” ve “dijital bağımlılıktan” muzdarip olan ebeveynleri, ülke genelindeki merkezlerinden birinde tedavi planlarını değerlendirmeye teşvik ediyor.

Rich ve Boston Children’s Digital Wellness Lab’daki uzmanlara göre “beyin çürümesi” internet bağımlılığından ziyade, altta yatan başka rahatsızlıkları olan insanların kendilerini video izleyerek ya da uzun oyun seanslarıyla uyuşturmalarına yol açabilecek bir başa çıkma mekanizması. Rich, “İnternet ve oyun, DEHB’li çocuklar tarafından kullanılıyor, günlerini okulda geçiriyorlar, ayak uyduramadıklarını hissediyorlar, sadece sınıfta değil, oyun alanında bile neler olup bittiğini takip edemiyorlar” dedi.

“Telefonu kendimizi uyuşturmak için kullanıyoruz” 

Rich’in amacı, ebeveynlerin ve çocukların daha iyi çevrimiçi alışkanlıklar geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla internet ve telefon kullanımıyla ilgili tartışmayı “iyi ve kötü “den “sağlıklı ve daha az sağlıklı “ya doğru yeniden çerçevelendirmek. New Jersey, Basking Ridge’de lise son sınıfta okuyan ve aynı zamanda Digital Wellness Lab’in öğrenci danışmanı olan Leena Mathai, “Telefonunuzu ve sosyal medyayı kötülemek bu çağda gerçekçi değil. Çocuklara ‘Telefonunuz olmasa daha iyi olur’ demek ya da telefonlarını kullanmak istedikleri için kendilerini kötü hissetmelerini sağlamaya çalışmak bu konuda izlenecek en iyi yol değil, çünkü tüm bunlar insanların daha fazla telefon kullanmak istemesine neden oluyor. Telefonlarımızı kendimizi uyuşturmak için kullanıyoruz. Bunun çok yanlış olduğunu ve insanların bu yorum karşısında her zaman şaşırdığını biliyorum ama bu çok doğru” dedi.


Kaynak: The New York Times, Çeviri: Oksijen

Araştırma: Haber takip etmeyenlerin sayısı giderek artıyor


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik hiçbir oluşumun parçası değildir.