İklim sorunlarının büyüklüğü göz önüne alındığında, çocuk edebiyatında değişen iklim konusunun ne kadar az ele alındığı şaşırtıcıdır. Çocuk yayıncılığının büyümesi, ailelerin çocukları için kitap satın almasıyla sonuçlanıyor. Dünya çapında, çocuk kitaplarının satışları tüm yaş gruplarında istikrarlı bir şekilde artıyor.
Doğa sevgisi, çocuk edebiyatında çocuğun medeni ve psikolojik gelişiminde önemli bir rol oynar. Doğaya olan sevgileri nedeniyle seçilen kahramanlar sadece köylerde ya da şehirlerde yaşamak zorunda değildir; evlerinde bitki yetiştirerek bu sevgilerini giderebilirler. Örneğin Cahit Uçuk’un “Mavi Ok” adlı romanında, şehirden ayrılan bir aile, dağlık bir arazide kendi çiftliklerini kurar. Bu, şehrin stresinden ve toplumun baskısından kaçıp doğaya kaçmaktır. Doğanın huzur verici dinginliği, saflığı, olayları ve kişileri etkileyen fonksiyonel bir özelliktir.
Çocuk edebiyatında çevresel çeşitlilik eksikliği, kültürel ve sosyal çeşitlilik eksikliği kadar önemlidir. Sonuç olarak, çocuklar gelecekte kırılgan gezegenimizin korunmasından sorumlu olacaklar ve bu nedenle onların bilgisi ve katılımı hayati önem taşımaktadır.
Hikayeler yalnızca çocukların bilgi düzeyini artırmakla kalmaz, aynı zamanda çocukların sosyal normları, inançları ve tutumlarını da etkiler ve bu da çocukların dünyayı nasıl algılayacağını şekillendirir. Çocukların güçsüz durumlarından kolaylıkla geçmelerine olanak tanır. Çocuklar, sevdikleri karakterlerin hikâye dünyasında yaşarken öğrendiklerinin yanı sıra farklı bakış açılarını ve davranışları hikayeler yoluyla öğrenebilirler.
Çocuklar edebiyat aracılığıyla dünya çapındaki sorunları daha iyi anlayabilir ve kendilerini eleştirel bir şekilde sorgulayabilir. Sonuç olarak, anlatı yapısını gerçek bilgilerle birleştirmek, çocukları sayfadan öteye çekebilir. Bu, iklim değişikliği gibi karmaşık bilimsel konuları daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.
İklim değişikliği hakkında çocuklarımıza anlattığımız hikayeler, yetişkinlerin birbirlerine anlattıklarından farklıdır. Yetişkin kitapları, kötü niyetli şirketler, bencil yetişkinler, salgınlar ve felaket hava olayları gibi gerçek dünyadaki zorlu ve acımasız güçlerle, iklim değişikliği travmasıyla doğrudan yüzleşir. Bununla birlikte, çocuk hikayeleri ise yetişkin muadillerinden önemli ölçüde daha iyimserdir. İklim değişikliği hikayelerinde; cesur çocuk kahramanlar, iklim krizinin etkilerini, vahşi geyikleri, kayıp kutup ayılarını, nesli tükenmekte olan boğa kurbağalarını ve tabii ki sıra dışı diğer çocukların yardımıyla üstesinden gelirler.
Çocuklara yönelik iklim kurgu eserlerinin en ortak özelliği, küçük şeylerin önemli olduğu konusunda ısrarcı olmaktır. İklim krizine ilişkin küresel algıda değişiklikler, yeterli sayıda insanın birlikte küçük eylemlerde bulunmasıyla yaratılan ivmenin bir sonucu olarak meydana gelmiştir.
Çocuk iklim hikâye yazarları, gerçek olmayan vaatlere dikkat ederler. Kahramanlar, başarısızlığa ve tamamen kontrollerinden uzak olan durumlara rağmen umut için harekete geçebilirler. Umut, harekete geçmek için bir adım olabilir. Geleceğe dair umut, amaç ve bir fark yaratmak için çok geç olmadığına dair bir inanç verir. Yine de iklim değişikliğiyle ilgili umut yazıları zordur. Devam eden ve kötüleşen bir krizin ortasında, umudun nereden geldiğine bakmak gerekir: İyi mi temellendirilmiş yoksa iyimserlik mi oluşturuyor?
Bu hikayelerde umut, genellikle çocukların hayvanlarla ve diğer çocuklarla dostluk kurma yeteneğine dayanmaktadır. Bu iklim hikayeleri, yetişkinler için yazılan kitaplar kadar yoğun değildir ve genel olarak eğlenceli bir tarzda yazılmıştır.
Çocuklar basılı sözcüklerle ilgilendiklerinde, gerçek dünyada bir fark yaratmaya ilham alabilirler. Bu, ülkelerinin tarihteki en kötü orman yangınları nedeniyle bölgelerinin yanmasını izleyen bir grup Portekizli çocuk tarafından gerçekleştirildi. Uzmanlar, Haziran 2017’de Portekiz’de meydana gelen yangınların iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu belirttiler. Altmıştan fazla kişi hayatını kaybetti. Çocuklar, ülkelerin, iklim değişikliğiyle mücadele etmemesinin yaşam haklarını tehdit ettiğini iddia ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne büyük bir iklim değişikliği davası götürmek için başvurdular.
Çocukların iki etki alanı olduğunu düşünüyorum. Şu anda fark yaratan insanlar üzerinde etkisi var. Ek olarak, icat ettikleri araçlar ve politikalardan gelecekte sorumlu olacaklar. Hikayelerin bir etkisi olması gerekir. Umarım gerçek hayatta da bir etkisi olur.
Çocuklar, gelecekteki iklim sorunlarıyla mücadele edeceklerse farkındalığı artırmak, genç yetişkinleri ve çocukları gezegeni korumaya teşvik etmek için çocuk edebiyatı yazarlarının; iklim değişikliği, doğa sevgisi konularına yer vermeleri önemli olacaktır.