M-Pox (Maymun Çiçeği) nasıl bir virüs? Pandemi ihtimali var mı?

mpox Maymun Çiçeği

Covid-19 Pandemisinden sonra ilk duyduğumuzda hepimizi tedirgin eden Maymun Çiçeği Virüsü (M-Pox) hakkında 2023 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) küresel halk sağlığı acil durumu uyarısı yapmıştır. Bu, hastalığın pandemi olduğu anlamına gelmiyor, önlem alınması için bilgi vermektedir. M-çiçeği virüsü nedir?

Belirtileri, tedavi yöntemleri, tedavi süreci, kimleri tehdit ettiği ve nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi pek çok soruyu Profesör Doktor Özgür Karcıoğlu ile konuştuk.


Maymun Çiçeği Virüsü nedir?

‘M-Pox’ veya ‘M-çiçeği’ virüsü demek daha doğru, hem TTB (Türk Tabipler Birliği) hem de enfeksiyon ve halk sağlığı uzmanlarının ortak görüşü hastalığın düşünüldüğü kadar maymunlarla ilişkili olmadığı, maymun kelimesinin geçmesinin türcülük kapsamında tehlikeli olabileceği şeklindedir.

M-Pox virüsü zoonotik (hayvanlardan insanlara geçen) bir hastalıktır ve ilk olarak 1958 yılında maymunlarda keşfedilmiştir. İnsanlarda ise ilk M-pox olgusu, 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde bir bebekte kaydedilmiştir. Aslında maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerden insana geçen bir hastalıktır.

Maymun çiçeği virüsü, çiçek virüsü (Variola) ile aynı aileden (Poxviridae) gelir (orthopoxvirus) ve DNA virüsüdür.

2000’lere kadar tek-tük olgularda ve Orta-Batı Afrika ile sınırlı bir bölgede görülen hastalık 2003’te ABD’de küçük bir salgına yol açmıştır. 2022’de ve 2024’te daha geniş bir coğrafyada (100’den fazla ülkede) ve çok sayıda insanda bulununca konuya tekrar ışık tutulmuştur.

2023 yılında DSÖ/WHO küresel halk sağlığı acil durumu uyarısı yapmıştır. Bu, hastalığın pandemi olduğu anlamına gelmiyor, önlem alınması için bilgi vermektedir. Bu yıllarda daha çok Avrupa ve Kuzey Amerika’da erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkeklerde yayılması ile küresel yayılım için risk oluşturduğunu düşündürmüştür. 2023’te sonlandırılan küresel halk sağlığı acil durumu Afrika’da çok sayıda ölüm (461/15000, %3 ölüm oranı) ortaya çıkması ile 2024 Ağustos’unda tekrar ilan edilmiştir.

2024 yılında ülkemizde doğrulanmış vaka yoktur.

Maymun Çiçeği Virüsünün belirtileri nelerdir?

Hastalık ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, sırt ağrısı, lenf bezlerinde şişme (beze) ve vücutta kırmızı yaralar, döküntüler ile kendini gösterir. Birkaç hafta sürebilen kuluçka döneminde grip benzeri vücut ağrıları, halsizlik, ateş ön plandadır. Ateş genellikle ilk belirtidir, ondan birkaç gün sonra başlayan döküntüler zamanla kabuklanır ve genellikle 2-4 hafta içinde iyileşir.

Son yıllarda görülen hastalarda anal ve genital döküntüler ön plandadır. Bulaşıcılık da tüm bu süre içinde devam eder. Ölüm sepsis, çoklu organ yetmezliği, ikincil bakteriyel enfeksiyonlar ile olmaktadır.

ilaç döküntüleri

mpox

Görsel: İlaç döküntüleri (üstteki resimler), M-pox ile (alt) karışabilir.

Ülkemizdeki deneyim:

Türkiye’de 2022’de hastaneye yatırılan 12 M-pox olgusunun hepsi erkekti, 17-52 yaş arasındaydı ve çoğunda HIV pozitifliği (AIDS) bulunmuştu. Sadece biri spesifik ilaç tedavisi aldı. 2 hastanın çiçek aşısı vardı. Sağlık çalışanlarına bulaş olmadı. Ölüm olmadı.

Maymun Çiçeği Virüsü nasıl yayılır? Maymun Çiçeği Virüsünün etkisi ne kadar sürüyor ve süreç nasıl devam ediyor?

M-pox enfekte hayvanlardan insanlara bulaşır. İyi haber, M-Pox COVID-19 ve influenza (grip) gibi solunum yoluyla kolayca bulaşmaz. İnsandan insana MPX bulaşması ise uzun süreli yüz yüze temas veya vücut sıvılarıyla temas, cinsel ilişki gibi yollarla gerçekleşebilir.

Gebelikte anneden bebeğe geçiş de söz konusudur. Cilt bütünlüğü bozulmadığında kolayca bulaş söz konusu değildir. Bu da anal seksin bulaş için ön planda olmasını açıklamaktadır. Tatoo (dövme) de risk taşır. Salgın hızının yüksek olduğu Kongo’da çocuklara bulaş da sık görülmektedir.

Özet:

    • Oral, anal ve vajinal seks veya cinsel organlarla (penis, testisler, labia ve vajina veya anüs) temas,
    • Gebeden bebeğe geçiş,
      Sarılma, masaj ve öpüşme
    • MPX’lu bir kişi tarafından kullanılan ve dezenfekte edilmemiş kumaşlara ve nesnelere (yatak takımları, havlular ve seks oyuncakları gibi) dokunmak.

Hayvandan insana bulaş ise avlanma, deriyi yüzme, pişirme, yeme gibi yollarla olur.

Tanıyı kesinleştirmek için döküntülerden, içindeki sıvıdan örnek alınarak PCR yöntemi ve diğer bazı laboratuvar testleri yapılmalıdır. Buna karşın riskli bölgeden yolculuk ve klinik şüphenin yüksek olması bundan daha önemlidir. Yani herkese test yapmak doğru değildir, yüksek riskli küçük bir grubu belirleyip onlara odaklanmak doğrudur.

Maymun Çiçeği Virüsünün bilinen bir tedavi yöntemi var mı?

Özel bir tedavisi yoktur, bununla birlikte semptomatik tedavi uygulanır. Cidofovir ve tecovirimat (Avrupa İlaç Ajansı tarafından onaylı) adlı iki ilaç dünyada uygulanmaktadır ancak halen araştırma aşamasındadır. Ateş yüksekliği, ağrılar, cilt lezyonları ayrı ayrı tedavi edilir. Destek tedavi dediğimiz, sıvı, oksijenizasyon uygulamaları yapılır.

Maymun Çiçeği Virüsü öldürücü mü?

Evet. Ancak dünyada vaka sayıları düşükken %8-10 civarında bildirilen ölüm oranı, hastalıkla ilgili bilgi ve duyarlılık arttıkça düşmüş ve %1-3 civarına gerilemiştir.

COVID-19’da olduğu gibi MPX’ta da genel bağışıklık düzeyi bulaş oranı ve klinik gidişi etkilemektedir. Bu tür hastalıklar aslında herkese bulaşabilmekte, fakat yaşlılarda ve yandaş hastalığı olanlarda kötü seyretmekte, yoğun bakıma yatışa hatta ölüme yol açabilme oranı yükselmektedir. Şiddetli olguların ölümü daha çok akciğer enfeksiyonu ve sepsis ile olmaktadır.

Diyabet, KOAH ve diğer kronik akciğer hastalıkları, sigara içimi, ileri obesite, kalp hastalıkları ve kanser bu liste içindedir.

Maymun Çiçeği Virüsüne karşı korunmak için alınacak önlemler nelerdir?

Asıl korunma önlemi yüksek riskli bireylerle yakın ten teması, cinsel ilişki gibi bulaşı sağlayacak ilişkilerden kaçınmaktır. Olası vaka düşünülen hastaya cerrahi maske takılmalı ve izole edilmelidir.

  • Döküntüsü olan biriyle yakın, seks dahil olmak üzere ten temasından kaçınmak,
  • MPX’u olan bir kişinin yatak takımlarına, kıyafetlerine veya havlularına dokunmamak.
  • Özellikle virüse sahip kişilerle temas ettikten sonra elleri sık sık sabun ve su ile yıkamak veya alkol bazlı el dezenfektanı kullanmak.

Bunun dışında dünyada kabul edilen önlem aşıdır. Çiçek hastalığı aşısı, MPX’e karşı büyük oranda (%85-90) koruma sağlar ve salgın durumlarında risk gruplarına uygulanabilir.


İlginç bir not; çiçek ve MPX için etkili olan zayıflatılmış (atenüe) aşı, Modifiye Vaccinia Virus Ankara suşu ile Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Aşı Laboratuvarları’nda geliştirilmiş, daha sonra Münih Üniversitesi’ndeki araştırıcılar tarafından daha güvenilir bir aşı sağlamak amacıyla elde edilmiştir.

Aşı temastan sonra da uygulanabilmektedir. Aşılanmış olmanın %85 civarında koruyucu olduğu tahmin edilmektedir.

Son iki yıl içinde birçok ülkede görülen MPX yayılması, hastalığın küresel halk sağlığı açısından önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Kitlesel aşılanma önerilmemektedir. Aşılar diğer önlemlerle birlikte düşünülmelidir. Aşılanmanın riskli grupları ölüm ve yoğun bakım yatışından koruduğu gösterilmiştir.

Maymun Çiçeği Virüsüne maruz kalanlar, tüm süreci hastanede mi geçirmektedir yoksa Covid19 da olduğu gibi “evde karantina” modeli uygulanabilir mi?

Bu önlemi hastanın özellikleri ve klinik durumu (yüksek ateş, organ yetmezliği, kendine bakabilmesi vb) belirler, aynı zamanda etrafa bulaştırma riski (asker/kışla ortamı, yurtta/huzurevinde kalanlar) belirler.

Düşük riskli, hafif bulguları olanlar izole edilerek ayaktan da izlenebilir. Ancak izlemden çıkmaması, kaybolmaması önemlidir.

Maymun Çiçeği Virüsünün kalıcı etkileri var mı, varsa nelerdir?

Olguların büyük kısmı birkaç hafta içinde tamamen iyileşmekte, küçük bir bölümü ise hastanede, yoğun bakımda tedavi edilmekte veya ölmektedir. Bunun dışında kalıcı komplikasyon seyrektir.

Maymun Çiçeği Virüsüne karşı hangi yaş grubunun daha dikkatli olması gerekiyor ve neden?

Yaşlılar, ek hastalıkları olanlar, HIV (+) olanlar, bağışıklık yetmezliği olanlar daha dikkatli olmalıdır, zaten yatış açısından da bu gruplara öncelik verilir. Sağlık çalışanları, erkekle seks yapan erkekler, birden fazla partneri olanlar, seks işçileri, ev halkı yüksek risk gruplarıdır.

Ancak hiçbir grup hastaların %100’ünü kapsamaz, örneğin çocuklarda, cinsel aktivitesi olmayanlarda da hastalık görülebilmektedir.

Çiçek aşısı olanların, Maymun Çiçeği Virüsüne karşı korunduğu bilgilerine rastlıyoruz, bu işin doğrusu nedir?

Evet, 80’li yıllarda aşılarla dünyadan temizlenen çiçek hastalığı (Variola) aşısına karşı aşılı olan benim, senin de içinde olduğumuz yaş kuşağı M-pox’a karşı avantajlı konumdadır. Bu da bilimsel önlemlerin, kendi aşısını üreten bir ülke olmanın, Hıfzısıhha gibi kurumların önemini ortaya koymaktadır. Aşılanmış olmanın %100 koruyucu olmadığı da bilinmelidir.

IMVANEX/JYNNEOS/IMVAMUNE adlı Danimarka kökenli aşı dünyada şu an önerilen aşıdır. Bu aşı Hıfzısıhha’da üretilen Modifiye Vaccinia Ankara (MVA) suşu üzerinden geliştilmiştir. Maruziyet öncesinde veya sonrasındaki 4 gün içinde uygulanabileceği düşünülüyor.

Halkımız Covid19 travmasını hala atlatamadı, bizleri yine böyle bir serüven mi bekliyor, bizi aydınlatır mısınız?

COVID-19 ve influenza (grip) gibi solunum yoluyla kolayca bulaşmaz. Bu da MPX’in gerçek bir pandemiye dönüşmeden tek-tük vakalar şeklinde ortaya çıkmasına neden olur. Ülkemizde de yakın-orta vadede düşük düzeyde bir tehdit söz konusudur. Bunun yanında aşılama stratejilerinin tekrar ele alınması gerekmektedir. Sağlık çalışanları, riskli bölgeye yolculuk yapma durumunda olan havayolu ve nakliye çalışanları gibi gruplar hızla belirlenmeli ve aşılama stratejileri ortaya konmalıdır. Sınır kapılarında riskli bölgeden gelenlere özel bazı tedbirler (ateş kontrolü, belirgin şekilde hasta olanların izole edilmesi gibi) risk düzeyini düşürecektir. Eğer yaygınlık artarsa tüm ülkelerden gelenlere tarama uygulamaları gerekli olabilir, ancak şu an bu düzeyde bir tehdit yoktur.

Aşıların gereksinimi olan bölgelere ücretsiz ve yaygın şekilde ulaştırılması önemli bir koruma sağlayacaktır.

maymun çiçeği bulaş

Son olarak, konuyla ilgili uzmanlı dernekleri, sağlık dernekleri, sendikalar, ve TTB ile işbirliği olmadan etkin bir salgın politikası ortaya çıkarılamayacağını tekrar anımsatmak isterim. Son olarak uluslararası işbirliği ve etkili müdahale stratejileri, bu tür zoonotik hastalıkların kontrolü için kritik önemdedir.

mpox bulaş döngüsü

M-pox’a özgü olarak damgalanma, ayrımcılık da önemli bir tehlikedir. Siyahi, eşcinsel, genç erkekler gibi grupların bu korku ile ayrımcılığa uğraması toplumsal psikoloji açısından tehdit edici olacaktır.

serpil çavuşoğlu

Röportaj: Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1993 yılında mezun olup 1994’te Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi (DEUTF) Acil Tıp AD Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı.

1998’de ‘Acil Serviste Kardiyopulmoner Resusitasyon Uygulanan Hastalarda End-Tidal CO2 Monitörizasyonunun Rolü’ konulu uzmanlık tezi ile Acil Tıp Uzmanı oldu. Ekim 2004’te DEÜTF Acil Tıp AD’da Doçent unvanı aldı. 2005 Nisan – 2007 Eylül arasında aynı anabilim dalında başkanlık görevinde bulundu.

2007’den itibaren Sağlık Bakanlığı’na bağlı İstanbul Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Acil Tıp Kliniği eğitim direktörü olarak görev aldı. Ocak 2009’dan sonra Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Bakırköy Acıbadem Hastanesi Acil Servis Sorumlusu olarak çalıştı. 2010 yılında Acıbadem Üniversitesi bünyesinde Profesör unvanı aldı.

Eylül 2007-2009 arasında Türkiye Acil Tıp Derneği Yönetim Kurulu üyesi olarak görev aldı. İstanbul Tabip Odası, Türkiye Acil Tıp Derneği, Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği, Acil Tıp Uzmanları Derneği, Tıp Eğitimini Geliştirme Derneği, American College of Emergency Physicians (ACEP), European Society of Emergency Medicine üyesi. 2014 yılında kurucusu olduğum Toplumsal Afet Derneği’nin Başkanlığını yürütüyor. TATD bünyesinde Sepsis çalışma grubunun başkanı, Travma ve Resüsitasyon çalışma gruplarında aktif üyesi. 2017 yılında “Fellow of Emergency Medicine Association of Turkey” (FEMAT) üyeliği ödülü aldı.

2012 ve 2016 yılında Amerikan Kalp Derneği (AHA) bünyesinde Temel ve İleri Kardiyak Yaşam Desteği (BLS ve ACLS) Eğitici Eğitimi Sertifikası aldı.

Bu süreç içinde DEUTF Acil Tıp akademik yapısı içinde yürütülen ve tamamlanan 22, diğer bir üniversitede 1 uzmanlık tez çalışmasında tez danışmanı olarak görev yaptım. Acil tıp ile ilgili uluslararası hakemli dergilerde 111, ulusal hakemli dergilerde 65 bilimsel yazı ve makale, editörlük yaptığı 2 çeviri, 3 özgün kitap ve 33 kitap bölümü yayınlandı. Halen ‘Trauma Surgery’ başlıklı orijinal İngilizce kitap editörlüğü projesi devam ediyor.


Üniversiteler ve uzmanlık dernekleri bünyesinde düzenlenen çeşitli sempozyum ve konferanslarda görev aldı. 2007’de İzmir’de düzenlenen III. Ulusal Acil Tıp Kongresi’nde Kongre başkanlığı yaptı. Ulusal ve uluslararası bilimsel kongrelerde sözlü veya poster olarak sunulan 116 bildiride katkısı oldu.

Sağlık Bakanlığı maymun çiçeği (Mpox) virüsüne yönelik rehber yayımladı


Serpil Çavuşoğlu
1973 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanında gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim. Bağımlılık ile mücadele, kadın ve çocuk istismarına karşı destek, eğitime katkı amaçlı kütüphanaler kurulması, yardımlaşma derneklerinde faaliyetler, tüketicinin her tür hakkı (sağlık, hukuk...) üzerine destek çalışmaları, kültür sanat projelerine koçluk, danışmanlık, tutuklu çocukların topluma kazandırılması amaçlı eğitim organizasyonları, kan bağışı, organ bağışı, ilik bağışı üzerine organizasyonlarda koordinatörlük, özel eğitim öğretmeni olmam sebebiyle engelli çocuklarımızın ailelerine danışmanlık, okullarda çocuklarımızın yardımlaşma güdüsünü pekiştirme amaçlı seminerler ve sayamayacağım daha pek çok alanda, neredeyse hiç durmadan yıllardır gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim.