MEB’in yeni müfredatı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” nedir?

Maarif Modeli

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat olarak bilinen eğitim-öğretim programlarının esas aldığı modele verilen isim.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 26 Nisan’da kamuoyu ile paylaştığı “yeni müfredat” olarak bilinen öğretim programları taslakları tartışma yaratmıştı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”, mevcut programlardaki eksiklikleri gidermekten çok ideolojik bir gündemle hazırlandığı yönünde sık sık eleştiriliyor.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), modele adını veren “Türkiye Yüzyılı” ifadesinin bu nedenle sorunlu olduğunu savunuyor.


“Türkiye Yüzyılı”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında Türkiye için eğitim dahil, sanayiden spora ve teknolojiye farklı alanlarda tanımladığı vizyonun adı.

Neden eleştiriliyor?

BBC Türkçe‘ye konuşan Eğitim Sen Eğitim ve Yükseköğretim Sekreteri Evrim Gülez, “Türkiye Yüzyılı ifadesi, bir parti ve partili Cumhurbaşkanı’nın 2023 genel seçimlerindeki sloganına atıf yapan bir kavram. (Bu ifadenin modelde kullanılması) Türk Milli Eğitimi’nin birinci temel ilkesi olarak geçen ve genellikle ‘eşitlik’ olarak bilinen ilkeye gölge düşürüyor” dedi.

Gülez’e göre müfredattaki, “aklıselim”, “kalbiselim” gibi ifadeler ve “erdem-değer-eylem” modeli, “Evrensel ilkeler, insan hakları ve çocuğun üstün yararını değil de; siyasal iktidarın, siyasal- ideolojik hedeflerini gösteren, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı insan modelini hedefe alan” bir müfredat olduğuna dair kanıt oluşturuyor.

maarif modeli

“Kavramlar zıtlık oluşturabilir, ahlakı dindarlığa indirgeyen eğitim programlarının önünü açabilir”

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Politika Analisti Ekin Gamze Gencer de, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ne yönelik endişelerini dile getirdi:

“Yetkin ve erdemli insan gibi sorgulanması ve somutlaşması mümkün olmayan kavramlar ve değerler, programda sık sık ele alınan eleştirel düşünme, meraklılık, esneklik ve problem çözme gibi becerilerle zıtlık oluşturabilir. Kavramların sınırlarının net olmaması ve tutarlı bir kavramsal çerçevenin bulunmaması, çoğunlukçu, ahlakı dindarlığa indirgeyen eğitim programlarının önünü açabilir”.

Programda hangi erdemlerin hangi değerlerlerle ve ne tür yaklaşımlarla eşleştiği “erdem-değer-eylem” tablolarında anlatılıyor. Aralarında adalet, aile bütünlüğü, dürüstlük ve mahremiyetin de olduğu 20 farklı değer üzerinde duruluyor.

Ancak değerlerin öğrenciye hangi derste ve nasıl kazandırılacağına ilişkin net bir açıklama yok.

ERG’den Gencer, “Değerler eğitimine ilişkin uygulamaların somutlaştırıldığı belirtilse de, birçok ders öğretim programında değerlerle bağlantıların ancak zorlama bir biçimde kurulabildiği görülüyor” dedi.


türkiye yüzyılı maarif modeli

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan gazeteci Abbas Güçlü de, “Ölçme ve değerlendirme kadar çok önemli bir başka ayrıntı, bu ölçme ve değerlendirmenin pedagojik anlamda kabul gören bir sisteme dayalı olmasıdır” diye konuştu ve ekledi:

“Beklentiler pedagojik mi, yoksa ideolojik mi? Bu çok net değil.”

ERG, daha önceki programlarda yer alan “insan haklarına ve hukukun bağlayıcılığına ilişkin” vurguların, taslak programın özel amaçlarında yer almadığına da dikkat çekiyor.

İnsan Hakları, Vatandaşlık ve Demokrasi alanında “ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü gibi konulara yer verilmeyip, ağırlıkla görev ve sorumluluklara odaklanılıyor” diyen ERG Politika Analisti Ekin Gamze Gencer, öğrencilerin “hak ve özgürlükleriyle ilgili bilgi edinme hakkının önüne geçildiğini” söylüyor.

yusuf tekin

MEB’e göre yeni müfredat hangi ihtiyaçlara yanıt veriyor?

MEB ise açıklamasında ihtiyaç analiziyle tespit edilen eksiklikleri şu şekilde sıraladı:

  • Bireyin bilişsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki olarak bütüncül gelişim alanlarını ön plana çıkarmak,
  • Mevcut öğretim programlarının bilgi odağının okul ve gerçek yaşam arasında kopukluğa neden olması,
  • Sosyal, duygusal öğrenme becerilerinin mevcut öğretim programlarında somut bir şekilde yer almaması,
  • Mevcut öğretim programlarında “değerlerimizin sadece ismen var” olmaması, uygulamada geri planda kalarak somut bir şekilde öğrenci tutum ve davranışlarına yansımasına yönelik uygulamalara yer verilmemesi,
  • Bilgi yüklü öğretim programlarında insan eğilimlerinin göz ardı edilmesi,
  • Mevcut öğretim programlarında disiplinlerarası yerine disiplin odaklı bir öğrenme süreci olması,
  • Öğrencinin öğrenme sürecinin merkezinde ve aktif bir şekilde yer almasını uygulamaya dönüştürecek öğretim yöntem ve stratejilerinin yanlış ve yetersiz olması,
  • Ek öğrenme ihtiyacı olan öğrencilerin bu ihtiyacının göz ardı edilmesi,
  • Sürdürülebilirlik, bilim, teknoloji ve çevre konularına uygulamaya dönük olarak yeterince yer verilmemesi,
  • Okulların bağlamsal ve çevresel özelliklerini göz önünde bulundurmaya imkân veren bir uygulama yer almaması,
  • Öğretmenlerin hem kendilerinin hem de programların işleyen ya da iyileştirilmesi gereken yönlerini sürekli değerlendirmelerine fırsat verilmemesi.
bütüncül eğitim
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli – Bütüncül Eğitim infografik (MEB)

Nasıl hazırlandı?

MEB yeni müfredat taslağına öğretmenlerden 38 bin 865 görüş ve öneri gelirken müfredat taslağına katkı sunmak isteyen sivil toplum kuruluşları, eğitim platformları ile eğitimin diğer paydaşları ise 28 bin 419 görüş bildirildiğini açıkladı.

MEB mevcut programların açmazlarının tespitinde 17 binden fazla öğrencinin katıldığı bir anket çalışması, akademik yayınlar, uluslararası analizler dahil farklı raporların da kullanıldığını vurguladı.

Müfredat için görüş ve önerilerin yüzde 58’i öğretmenlerden, yüzde 42’si ise diğer paydaşlardan geldi.


MEB, taslaklardan alınan geri dönüşlerle revize edilen programların 2024-2025 eğitim ve öğretim yılında uygulanmasını planlıyor.

Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi geliyor: İşte yeni kıdem tazminatı


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik hiçbir oluşumun parçası değildir.