ABD’de kasırgalar sonrası komplo teorileri: “Havayı kontrol edebiliyorlar!”

kasırgalar

ABD’de kasırgalar ile ilgili komplo teorileri sosyal medyada hızla yayıldı. Algoritmalar ve sahte görsellerin etkisiyle yanlış bilgilerin milyonlarca kişiye ulaşması sosyal medyada bilgi kirliliği sorununu yeniden gündeme getirdi.

ABD’yi etkisi altına alan kasırgalar Helene ve Milton, yalnızca doğa olayları olarak değil, aynı zamanda sosyal medya platformlarında yayılan komplo teorileri ile de dikkat çekti. Bu yanıltıcı bilgiler, özellikle sosyal medyada hızla yayıldı ve gerçek ile yalanın birbirine karıştığı kirli bir bilgi ekosistemine zemin hazırladı.

BBC‘nin doğrulama platformu Verify‘ın haberine göre, yanıltıcı içerikler arasında, kasırgalar hakkında sahte görseller, eski felaket görüntüleri ve hava mühendisliği gibi ispatsız teoriler öne çıktı. Özellikle yapay zekâ ile oluşturulmuş görseller ve eski fırtınalardan alınan videolar kullanıcılar arasında hızla yayıldı.


hurricane fabricated

Algoritmalar bilgi kirliliğine zemin hazırlıyor

Sosyal medya platformlarında yer alan yanlış bilgiler, özellikle X (eski adıyla Twitter) gibi platformlarda ön plana çıkıyor. Platformun gelir paylaşım politikası, etkileşim odaklı içerikleri teşvik ederken, mavi tik sahibi kullanıcılar bu içeriklerden maddi kazanç sağlıyor. Bu durum, gerçek olup olmadığına bakılmaksızın içeriklerin viral hale gelmesine neden oluyor. X’in algoritmaları, kullanıcıların dikkatini çeken içeriklere öncelik veriyor. Mavi tikli hesaplar, daha fazla görünürlük kazanıyor ve bu hesapların paylaşımları geniş kitlelere ulaşıyor. X’teki bu değişiklik, doğruluğu sorgulanmayan bilgilerin hızla yayılmasına zemin hazırlıyor.

Cumhuriyetçi Marjorie Taylor Greene gibi siyasetçilerin bile hava durumu mühendisliğiyle ilgili komplo teorilerini dile getirmesi, bu yanlış bilgilerin nasıl ana akım haline geldiğini gösterdi. Greene, X’teki “Evet, havayı kontrol edebiliyorlar” açıklamasıyla kasırgaların yapay ve hedefli olduğunu savundu. Siyasetçiler dışında, “Wild Mother” gibi sosyal medya fenomenleri de bu teorilerin yayılmasında büyük rol oynadı. Eskiden komplo teorilerini paylaştığında alay konusu olan bu fenomenlerin son paylaşımları geniş bir kitle tarafından desteklendi.


Yardım çalışmaları sekteye uğrayabilir

Yanıltıcı içerikler, kurtarma ekiplerinin kasıtlı olarak yanlış yönlendirildiği veya doğal afetlerin hükümet tarafından manipüle edildiği iddialarına dayanıyor. Bu tür bilgiler, sadece çevrimiçi ortamda kalmayıp, gerçek dünyada yardım çalışmalarını da sekteye uğratma riski taşıyor. Sosyal medyada yayılan komplo teorileri, ISD‘nin (Institute of Strategic Dialogue) verilerine göre sadece birkaç düzine paylaşımda 160 milyon kez görüntülendi. Yanlış bilgiler, hem felaket bölgelerinde çalışanları hedef alıyor hem de doğal afetlerle ilgili kamuoyunun doğru bilgiye ulaşmasını engelliyor.

X platformu içerik denetleme konusunda sınıfta kaldı

Yanıltıcı içeriklerin yayılmasını önlemek için bazı platformlar çeşitli önlemler alırken, X bu konuda daha zayıf kalıyor. Örneğin, TikTok, YouTube ve Instagram gibi platformlar, yanlış bilgi içeren paylaşımlara karşı içerik denetimleri ve etiketlemeler yapıyor. Ancak X’te benzer bir denetim mekanizması bulunmuyor. Özellikle yanıltıcı içerikleri raporlama seçeneğinin kaldırılması, yanlış bilgilerin yayılmasını hızlandırıyor.

Yanlış bilgi paylaşımı yalnızca bireysel kullanıcıların değil, geniş takipçi kitlesine sahip hesapların da ilgisini çekiyor. Bu hesaplar, sosyal medyanın sağladığı gelir paylaşımı politikası ile daha fazla takipçi ve kazanç elde etmeyi hedefliyor. Algoritmaların bu içerikleri ödüllendirmesi, doğru bilginin yayılmasını zorlaştırıyor.


Kasırga Helene ve Milton ile ilgili sosyal medyada yayılan komplo teorileri, yanlış bilginin nasıl hızla yayıldığını ve toplumsal etkilerini gözler önüne seriyor. Sosyal medya algoritmalarının etkisiyle yanlış bilgiler milyonlara ulaşıyor ve gerçek bilgiye ulaşmak giderek zorlaşıyor. Bu süreç, sadece çevrimiçi dünyayı değil, afet yönetimi ve kamu güvenini de tehdit ediyor.

Discord uygulamasına neden erişim engeli getirildi?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.