MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın umut hakkından yararlandırılması çağrısı yaptı. Peki Umut Hakkı nedir?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugünkü grup toplantısında PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili “Tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM‘de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” açıklamasının ardından umut hakkı kavramı bir kez daha kamuoyunun gündemine geldi.
Öcalan kaç yıl ceza aldı?
Abdullah Öcalan, 1999 yılının şubat ayından bu yana Marmara Denizi’ndeki İmralı Adası’nda, Eski Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesini ihlal suçundan müebbet hapis cezasını çekiyor. Başlangıçta ölüm cezasına çarptırıldı, ancak mahkûmiyeti Ekim 2002’de ömür boyu hapis cezasına çevrildi.
Umut hakkı nedir?
MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan için gündeme getirdiği umut hakkı, ömür boyu hapis cezası alan hükümlülerin yeniden özgürlüğe kavuşmasının yolunu açan bir infaz sistemi.
Eski Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yer alan idam cezasının mevcut TCK’daki karşılığı ağırlaştırılmış müebbet, yani ömür boyu hapis cezası. Bu cezaların istisnası yok.
Ancak umut hakkı, bu ömür boyu hapis cezasına karşılık hükümlünün belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir hak.
Bu hak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan bir mahkûmun belirli bir süre sonra cezasının yeniden gözden geçirilmesine ve rehabilitasyon sürecine tabi tutulma şansını içeriyor.
Umut hakkı, ceza hukukunda, hapis cezasına mahkûm edilen bireylerin belirli süreler boyunca gösterdikleri iyi hal ve davranışları göz önünde bulundurularak, kanunla belirlenmiş şartlar dahilinde koşullu salıverilme olasılıklarının değerlendirilmesini kapsıyor.
Umut hakkı her mahkûm için geçerli değil, özellikle belirli koşulları sağlayan mahkûmlar için geçerli.
Umut hakkı, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlıyor.
İdam cezasının yerini alan “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) de tahliye umudu olmayan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, işkence ve kötü muamele yasağının ihlali olduğu kararı bulunuyor.
AİHM’in Öcalan kararı
Abdullah Öcalan’ın avukatları 2003’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurarak ömür boyu hapis cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) işkence ve diğer kötü muameleyi yasaklayan 3. Maddesi’ne aykırı olduğunu savunmuştu.
AİHM, 18 Mart 2014’te verdiği kararla Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmesini umut hakkı bağlamında değerlendirerek AİHS’ye aykırı bulmuştu. Bu karar, umut hakkı özelinde Türkiye aleyhine verilmiş ilk karardı.
Aynı doğrultuda yapılan başvurular üzerine Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için de AİHM tarafından ihlal kararı verilmiş ancak kesinleşen ilk karar olan Öcalan kararının üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen Türkiye tarafından söz konusu ihlalleri ortadan kaldırmaya dönük herhangi bir düzenleme yapılmamıştı.
Bunun üzerine AİHM kararlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili “umut hakkını” doğuracak yasal düzenlemeler ve uygulama değişikliklerinin sağlanması için Türkiye’ye yönelik denetim sürecini başlatmıştı.