ASELSAN tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı QuanT tanıtıldı ve çalışmaya başladı. Kuantum bilgisayar; kriptografi, yapay zeka, savunma sanayii, malzeme bilimi, optimizasyon ve biyoteknoloji gibi alanlarda gerçek anlamda bir devrim yaratma potansiyeline sahip.
Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı ASELSAN ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin iş birliğiyle geliştirildi. Uzun yıllardır yürütülen bu proje Türkiye’nin teknoloji altyapısını ileri taşıdı ve global ölçekte bir aktör haline gelmesini sağladı. Bugün gerçekleştirilen tanıtımla birlikte bu kuantum bilgisayarı resmi olarak faaliyete geçti.
Türkiye, kuantum bilgisayar ile küresel oyuncu oldu!
Etkinliği sosyal medya hesabından paylaşan Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz şunları söyledi:
“Bugün, Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı Tanıtım Töreni programına katılarak ülkemizin teknoloji dünyasında attığı tarihi bir adıma daha şahitlik ettik. TOBB ETÜ tarafından tasarlanan yerli kuantum bilgisayar; kriptografi, yapay zeka, savunma sanayisi ve malzeme bilimi gibi birçok alanda ülkemizin bilgi işlem teknolojilerindeki uluslararası rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir.
Üniversite bünyesinde kurulacak olan “Kuantum Ekosistemi” ile genç araştırmacılarımıza yerli donanım ve bileşen geliştirme imkanı sağlanması ve kuantum teknolojileri alanında çalışmaya teşvik edilmesi son derece önemlidir. Bu vesileyle projede emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyor, Türkiye Yüzyılı’nın Milli Teknoloji Hamlesi olan ilk yerli kuantum bilgisayarımız ‘QuanT’ın, tüm milletimize hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.”
Bugün, Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı Tanıtım Töreni programına katılarak ülkemizin teknoloji dünyasında attığı tarihi bir adıma daha şahitlik ettik.
TOBB ETÜ tarafından tasarlanan yerli kuantum bilgisayar; kriptografi, yapay zeka, savunma sanayisi ve malzeme bilimi gibi… pic.twitter.com/212YZEgMNX
— Cevdet Yılmaz (@_cevdetyilmaz) November 21, 2024
Kuantum teknolojisi nedir?
Kuantum teknolojileri iki büyük devrimle bilim ve teknoloji dünyasında yankı uyandırdı. İlk kuantum devrimi atomun yapısı ve elektromanyetik alanların doğasını matematiksel olarak açıklamayı mümkün kıldı ve transistör lazer gibi modern cihazların temelini oluşturdu.
İkinci kuantum devrimi ise bu temel bilgiler üzerine inşa edilerek kuantum özelliklerin manipülasyonu ile hesaplama, iletişim ve algılama gibi alanlarda klasik sınırları aşan uygulamaların geliştirilmesini sağladı. Bu ikinci devrimle birlikte kuantum bilgisayarlar radar sistemleri ve ultra güvenli iletişim ağları gibi yenilikçi teknolojiler hayatımıza girmeye başladı.
ASELSAN ve TOBB ETÜ tarafından geliştirilen kuantum bilgisayarı da Türkiye’nin bu alandaki ilk örneği. Bu bilgisayar klasik bilgisayarlardan farklı olarak kübit adı verilen birimler kullanıyor. Kübitler aynı anda hem 0 hem de 1 olasılıklarını barındırabilme yeteneğiyle klasik bitlere kıyasla çok daha güçlü bir hesaplama kapasitesine sahip.
Bu özellik karmaşık problemlerin çözümünü hızlandırarak yapay zeka, şifreleme, optimizasyon ve biyoteknoloji gibi alanlarda gerçek anlamda bir devrim yaratma potansiyeline sahip.
ASELSAN’ın geliştirdiği kuantum bilgisayarın da ilk etapta 5 kübit kapasitesine sahip olması planlandı. Bu kapasite özellikle optimizasyon problemlerinde ve savunma sanayii uygulamalarında önemli avantajlar sunacak.
KUANTAL, ASELSAN ve TOBB ETÜ iş birliğiyle kurulan Kuantum Araştırma Laboratuvarı Türkiye’nin kuantum teknolojileri konusundaki bilgi birikimini artırmayı ve yerli uygulamalar geliştirmeyi amaçlıyor. Bu laboratuvar uluslararası standartlara uygun bir araştırma merkezi olarak tasarlandı ve hem deneysel hem de teorik çalışmalar için gerekli altyapı sağlandı. Ayrıca KUANTAL’da yürütülen çalışmalar yalnızca askeri uygulamalarla sınırlı kalmayacak aynı zamanda sivil alandaki projeler için de fırsatlar sunacak.
Kuantum bilgisayar nedir? Ne işe yarar?
Kuantum bilgisayarlar klasik bilgisayarlara göre farklı prensipler üzerine inşa ediliyor. Klasik bilgisayarlar 0 ve 1 gibi kesin değerler üzerinde işlem yaparken kuantum bilgisayarlar süperpozisyon ve dolanıklık gibi kuantum fenomenlerini kullanıyor.
Bu özellikler hesaplamaların eş zamanlı olarak birçok farklı olasılığı değerlendirebilmesine olanak tanıyor. Örneğin klasik bilgisayarların yıllar sürecek hesaplamalarını kuantum bilgisayarlar dakikalar içinde tamamlayabilir. Özellikle şifreleme algoritmalarının çözümü, büyük veri analizleri ve kaotik sistemlerin modellenmesi gibi konularda kuantum bilgisayarların üstünlüğü belirgin hale geliyor.
ASELSAN da kuantum teknolojilerinin geliştirilmesi sırasında hibrit bir yaklaşımı benimsedi. Hibrit sistemlerde klasik bilgisayarlar veri ön işleme süreçlerini üstlenirken karmaşık hesaplama görevleri kuantum bilgisayarlara devredilir.
Bu yaklaşım iki teknolojinin güçlü yönlerini birleştirerek daha hızlı ve verimli sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. ASELSAN aynı zamanda kuantum simülatörler üzerinde çalışarak bu yeni teknolojiye geçiş öncesinde gerekli altyapıyı da hazırlıyor.
Kuantum teknolojilerinin askeri ve sivil alanda devrim yaratması bekleniyor. Özellikle radar ve algılama sistemlerinde dolanıklık gibi kuantum özelliklerinin kullanılmasıyla düşük güç tüketen yüksek hassasiyetli sistemler geliştirilebilir.
Bu teknolojiler hedef tespit performansını artırırken arka plan gürültüsünden etkilenmeden çalışabilme özelliği sunuyor. Ayrıca ultra güvenli iletişim hatları oluşturma kapasitesiyle kuantum kriptografi veri güvenliği açısından yeni bir çağ başlatıyor. ASELSAN da bu alanlarda algoritma geliştirme çalışmalarına ağırlık vererek hem savunma sanayii hem de sivil uygulamalar için yenilikçi çözümler üretmeye odaklanmış durumda.
Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı, uluslararası arenada Türkiye’nin teknolojik kabiliyetlerini sergilemesi açısından büyük önem taşıyor. ASELSAN ve TOBB ETÜ iş birliğiyle geliştirilen bu sistem, Türkiye’nin kuantum teknolojilerinde bir oyuncu olarak yer almasını sağlamanın yanı sıra, bilimsel araştırmalara ve ekonomik büyümeye katkı sunacak. Kuantum çağının başlangıcında yapılan bu atılım, Türkiye’nin geleceğin teknolojilerinde söz sahibi olmasını sağlayacak güçlü bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: SDN