İnsan olmanın gücü: Birlikte yaşama

İnsan olmanın gücü

Karşı evde doğsam “Hıristiyan” olacaktım,
Arka evde bir “Ermeni” olarak doğacaktım,
Sağ yanımızdaki evlerden birinde dünyaya gelsem “Alevi” olacaktım.
Küçücük bir evde “Laz” olarak can buldum…
İşte böyle güzel bir memleketin
Hep beraber evlatlarıyız biz.
Kalp, kalbe, el ele yaşıyoruz.
Kardeşiz biz.
Nerde ve hangi kimlikte doğacağımız
elimizde değil ama
“İNSAN” olmak elimizde…!
Kâzım KOYUNCU (7 Kasım 1971)

İnsanlık tarihi, farklı kültürlerin ve kimliklerin bir arada var olduğu bir mozaiktir. Kâzım Koyuncu’nun sözleri, bu çeşitliliğin güzelliğini ve bir arada yaşamanın değerini vurgular. Doğduğumuz yer, ailemiz ve kültürel miraslarımız önemli olsa da, esas olan bu farklılıkların ötesinde bir arada yaşama irademizdir.


Koyuncu’nun dizelerinde, karşı evde “Hıristiyan,” arka evde “Ermeni” veya yan evde “Alevi” olarak doğabileceğimiz belirtiliyor. Bu durum, kimliğimizin ne kadar dışsal faktörlere bağlı olduğunu gösterirken, farklılıklarımızın bizi ayırmaması gerektiğini hatırlatıyor. Farklılıklarımız, zenginliğimizdir ve birbirimizin kültürlerine saygı duymak toplumsal barışın temelidir.

Küçük bir evde “Laz” olarak doğmuş biri olarak, bu çeşitliliğin içinde insan olmanın sorumluluklarını anlamak önemlidir. “Kalp, kalbe, el ele yaşıyoruz” sözü, birliği ve kardeşliği simgeler. Hepimiz, farklı köklerden gelsek de aynı insanlık ailesinin üyeleriyiz.

Hangi kimlikte doğacağımız elimizde değil, ama sevgi ve saygıyla dolu bir yaşam sürmek tamamen bizim kontrolümüzde. İnsan olmak, farklılıklara rağmen bir arada var olabilmek ve barış içinde yaşamaktır.


Sonuç olarak, Kazım Koyuncu’nun sözleri, insan olmanın evrensel değerini hatırlatıyor. Farklılıklarımızı kutlayarak, birlikte büyümek ve gelişmek için el birliğiyle çalışmalıyız. Unutmayalım ki insanlık; sevgi, saygı ve hoşgörü ile yeşeren bir çiçektir. Bu çiçeğin açması için birlikte mücadele etmemiz ve birbirimizi anlamaya gayret etmemiz gerekmektedir.

Estetik ve insan değeri: Kalpten gelen gerçek güzellik