Siyaset tarihi Türkiye’de çok farklı senaryolara şahit oldu. Çok partili dönemden itibaren sosyal demokratları izledik. Dinci-dindar, ülkücü-milliyetçi, seküler, liberal, sosyalist-komünistleri… Bunların içerisinde ‘sol’ bugün ne yapmalıdır?
Sol zafere nasıl ulaşır?
Türkiye, son dönemlerde iki kutuplu bir siyasete evrildi. Bir tarafta milliyetçi / muhafazakar kesim, diğer yanda ise sol siyaset. Bu noktaya belki de bilerek, isteyerek gelinmesi istendi. Bir nevi Amerika Birleşik Devletleri’nde olan durum gibi. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler gibi. Yanlış anlaşılmasın, ABD’deki demokrasi Türkiye’de var demiyorum!
Türkiye’de muhafazakar kesim, sol kesime oranla daha fazla ve daha güçlü. Muhafazakar kesimin kalıplarını kırması daha zordur. Daha katı bir düşünce yapısına sahiptir. İslamcı/muhafazakar kesimin parti bazında sahiplenme duygusunu kırması daha güç olur. Fikirlerini değiştirmesi bir hayli zaman alır.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye’de ‘sol’ siyasetin kazanması çok daha zordur. Sağ siyaset, dini duyguları sömürebiliyor ve bunun üzerinden siyaset üreterek eğitim seviyesi düşük olan bu toplumu domine edebiliyor. Solun siyaset yolu dikenli tellerle örülürken, sağın yolu ise pamuk tarlalarından döşenmiştir. Çünkü sağ tandaslı kesim, çok fazla sorgulamaz. ‘Lider ne derse odur’ mantığıyla hareket eder. O yüzden herhangi bir olaya da öyle bakılır. ‘O olayın arkasında ne var’dan uzak bir düşünce yapısına sahiptirler.
Örnek vermek gerekirse, bir rektör çıkıp “Ben cahil halkın ferasetine güveniyorum” diyor ve eğitim seviyesi düşük kesim bu açıklamayı alkışlarken; sorgulayan kesim ise, ‘bir rektör böyle diyorsa, neden o zaman kendisi okumuş’ gibi bir soru akla getiriyor.
Seküler siyasetin işi böyle toplumlarda çok zordur! Suudi Arabistan, İran, Malezya vb. ülkelerde sol, çok ama çok emek sarf etmek zorundadır.
Peki iktidara gelmek için sol ne yapmalıdır, ne yapılmalıdır?
Bunun için sol, Bülent Ecevit siyaseti gütmelidir. Onun siyasi kültürünü benimsemelidir. Ecevit boşu boşuna “Karaoğlan”, “Kıbrıs Fatihi” ünvanı almamıştır. Tabii ki, Ecevit’in de siyasi hataları olmuştur ama solun en başarılı siyasetçisi olarak görülebilir.
Dürüst, samimi bir siyaset Türk halkının çoğunda kabul edilen bir vurgu olur. Ancak bunu yaparken de, ‘hayalperest’ olmamak gerekir! ‘Normalleşme’ diyerek el sıkmaya kalkarsanız, sağ siyasetin bugünün önderleri, sizi siyaset arenasında bir hiçe çevirir.
Genel çerçevede de hayalci ‘el sıkma’ politikasından uzaklaşıp müzakere ile değil mücadele ile siyasette yer alınmalıdır. Aksi taktirde unutulmasın ki, siz de daha öncekiler gibi anılırsınız!