Özel hastane hekimleri yeni yönetmelikle artık 4A’lı yani SGK kapsamında çalışmak zorunda olacak. Böylece doktorların şirket kurup hastaneye hizmet faturası keserek çalıştıkları dönem sona erdi. Türk Tabipleri Birliği’ne göre bu şekilde çalışan doktor sayısı yaklaşık 15 bin.
Tüm özel hastane hekimlerini ilgilendiren ve özel sağlık sistemini temelden etkileyecek yeni bir yönetmelik yayınlandı. 30 Ocak’ta, Resmi Gazete‘de yayınlanarak yürürlüğe giren Özel Hastaneler Yönetmeliği, denetimden teşkilatlanmaya birçok alanı düzenliyor. Buna göre, artık özel hastane hekimleri 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışacak. Yani, hekimlerin şirket kurup hastaneye hizmet faturası keserek çalıştıkları dönem sona erdi.
Türk Tabipleri Birliği Özel Hekimlik Kolu Başkanı Güray Kılıç, Türkiye’de özel hastanelerde yaklaşık 21 bin 570 hekimin çalıştığını söylüyor ve ekliyor: “Bunların tahmini 3’te 2’si şirket kurdurularak ve hastaneye hizmet faturası kestirilerek çalıştırılıyor. Hatta, hastaneler hekim şirket kurmadan görüşmeye bile çağırmıyor, büyük bir zorlama var. Çünkü, bu şekilde hastane sahiplerinin işveren olarak hiçbir sorumluluğu olmuyor. Örneğin, hekime kestirdikleri hizmet alım adı altında makbuzları hastanenin gideri olarak gösterip vergiden düşüyorlar. Hastane bir dava söz konusu olduğunda sorumluluk üstlenmekten kaçıyor, direkt tüm yük hekime kalıyor. 4B’li dönemin sona ermesi hekimler adına çok iyi bir gelişme.”
Tespit edilirse hastane ruhsatı iptal edilir
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hukuk Bürosu’ndan Av. Özgür Erbaş da yıllarca bu konuda çalıştıklarını söylüyor: “Olması gereken hep buydu. Biz de hep hekimlerin 4A’lı çalışması gerektiğini savunduk. Artık şirket kurma, dışarıdan fatura kesme dönemi sona erdi. Uygulanmaya başladığında, özel hastanelerde hâlâ 4A’lı olmayan hekimler tespit edilirse, bu durumda sağlık tesisinin ruhsatı iptal edilir. İlgililer hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulur. Kaldı ki, yönetmelik yayınlandığına göre, hemen uygulamaya geçmesi gerekir.”
Bazı uzmanlar ise, geçici madde 4’e atıfta bulunarak, yönetmeliği halihazırda şirket kurup çalışan hekimlerin 1 yıl içinde peyder pey 4B’den 4A’ya geçeceği şeklinde yorumluyor. Zira, maddede “Bu yönetmelikte belirtilen personel standartlarına, fiziki şartlara ve 6’ncı maddenin dokuzuncu fıkrasına 31/12/2025 tarihine kadar uyum sağlanması zorunludur” ifadesi yer alıyor.
Bakanlık doktoru muhatap etmek istemiyor
Sağlık Bakanlığı’na da neden böyle bir değişikliğe gidildiğini sorduk. Bakanlıktan şu şekilde bir yanıt aldık: “Hekimlerin şirket kurma, muhasebe işlemleri, ayrı vergi uğraşları gibi durumlarla muhatap kılınmasının önlenmesi, sağlık hizmet sunumunun bu tür ticari işlemlere konu edilmemesi, vergi/fatura gibi tüm mali tabloların kurumsal muhatap olan özel hastane bünyesinde gerçekleştirilmesi amaçlandı. Ayrıca sağlık kuruluşunda çalışan sağlık meslek mensuplarının kurumu ile bir bütünlük içerisinde hizmet sunması hedeflendi.”
Peki özel sektör ne diyor?
Özel Hastaneler Ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Reşat Bahat’a göre, özel sağlık sistemine zarar verecek bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Bahat, artık maddi sebeple özel hastanelerde hekim bulamayacağımızı anlatıyor:
“4A’lı veya şirket kurarak fark etmez, hekimler brüt maaş alıyor. Toplam gelirlerinin aynı olduğunu varsayarsak, 4B durumunda gelirine karşı gerektiğinde bazı harcamalarını da doktor gider olarak gösteriyor. Ve aynı gelir durumuna karşı daha az vergi veriyor. Yani ay sonunda, hekimin elindeki gelir daha yüksek oluyor. Daha doğrusu oluyordu. Artık ya maaşlar yükselecek, halktan alınan ücret artacak. Ya da hekimler kendi muayenehanelerinde çalışacak veya yurtdışına gidecek. Öte yandan, kayıtdışı tahsilatlar görmeye de başlayabiliriz. Hekime elden para verilip sigorta düşük gösterilebilir.
Güray Kılıç ise Bahat’ın aksine, 4B’li olmanın maddi kazanç sağlamadığını, bunun bir şehir efsanesi olduğunu savunuyor:
“Giysiden tatile, dışarıda yenilen akşam yemeğinden çocuğun ayakkabısına kadar her şeyin gider gösterilmesiyle neredeyse “vergi ödenmeyeceği” söylemi bir şehir efsanesi. Çünkü gelirden düşülebilecek gider işin yapılması için gerekli olan mal ve hizmetlerle sınırlı. Yani çalıştırılan hekim, hemşire gibi kişilerin ücreti veya kullanılan malzeme bedelleri gibi giderler ile şirketin idari faaliyeti için kullanılan yerle ilgili giderler düşülebilir. Oysa kurulan şirketlerin neredeyse tamamı gerçek anlamda gideri olmayan kâğıt üzerindeki kurumlar. Gerçek yani yapılan işle ilgili giderleri olmayan hekimler vergilerini azaltmak adına farklı davranış ve tutumlar içerisine girmek durumunda kalabilecek.”
Kaynak: Gazete Oksijen