Atina Üniversitesi’nden emekli Deprem Bilimleri Profesörü Panayotis Papadimitriu, sismik hareketliliğin yaşandığı Ege’deki Santorini Adası’nda, Yeni Kameni volkanının Ocak ayı sonlarından itibaren aktif hale geldiğini belirtti.
Profesör Papadimitriu, “Şunu göz önünde bulundurmalıyız, Yeni Kameni volkanı ocak ayı sonlarından itibaren aktif hale geldi ve gelecekte bizi meşgul edecek” ifadelerini kullandı.
Santorini için iki olası senaryo
Yunan basınına açıklamalarda bulunan Papadimitriu, volkanik etkinliğin bölgedeki yer deformasyonuyla ilişkilendirildiğini kaydederek, Santorini ve çevresindeki Yamurgi Adası’nda yaşanan sismik faaliyetlerle ilgili iki olası senaryo üzerinde durdu.
Papadimitriu, ilk senaryoya göre, sismik hareketliliğin zamanla zayıflayarak durabileceğini ancak ikinci senaryoda, 6 ila 6,3 büyüklüğünde depremin yaşanabileceğini vurguladı.
Prof. Panayotis Papadimitriu, bununla birlikte bu tür bir depremin çevre adalar üzerinde büyük etkisi olmayacağını çünkü deprem merkezinin uzak olduğunu ifade etti.
Santorini patlar mı?
Ege Bölgesi’nde artan sismik hareketliliğin ardından, Santorini Yanardağı’nın patlayabileceği ve ülkemizin de bu durumdan olumsuz etkileneceği söylentileri panik yaratmıştı. Jeologlar, Santorini Yanardağı’nın kısa ve orta vadede neden patlamayacağını tezleriyle birlikte açıkladılar…
Son olarak 1956’da 7,7 büyüklüğünde bir depremle sarsılan ve ardından gelen tsunami ile büyük hasar gören Santorini, ciddi fayların merkezinde olmasının yanı sıra, geçmişte patlamasının ardından Türkiye, İsrail ve Mısır’ı bile etkileyen bir yanardağın dibinde yer alıyor. M.Ö 1600’de patlayan ve Antik Minos Uygarlığı’nın sonunu getiren Santorini Yanardağı günümüzde patlar mı?
Tercüman‘a konuşan Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Prof. Dr. Veysel Işık, bölgede yoğun fay hatları bulunması sebebiyle yaşanan deprem fırtınasının normal olduğunu ancak yanardağ patlamasının mümkün olmadığı görüşünü savundu.
“Söylentiler gerçek dışı”
“Santorini Yanardağı patlarsa hepimize Allah’a ısmarladık” diyen Celal Şengör‘ün bu açıklamasını doğru bulmadığını ifade eden Işık, “Hatırlarsanız bir süre önce Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde de deprem fırtınası yaşanmıştı. Ege Denizi ve Santorini çevresinde de meydana gelen depremlerde bundan farksız değil. Büyüklüğü 5,5’i geçmeyen depremler bölgede enerjinin boşalmasına sebebiyet veriyor. Kimi jeologların gündeme getirdiği gibi Santorini Yanardağı’nın patlayacağı, bunun neticesinde de lavların ve küllerin ülkemiz başta olmak üzere geniş bir alana yayılacağı söylentileri gerçek dışı” açıklamasını yaptı.
“Magma aktivitesini gösteren bir veri yok”
40 yılı aşkın süredir jeoloji üzerine araştırmalar ve çalışmalar yapan Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu da, meslektaşı Prof. Dr. Veysel gibi bölgede yanardağ patlamasının yaşanmayacağını söyledi. Gürol, “Ege Bölgesi’nde deprem fırtınaları görmeye alışığız. Bu son derece doğal. Santorini’de de artan sismik hareketliliği yakından izliyorum. Şunu net olarak söyleyebilirim bu depremler tektoniktir. Yani diğer bir ifadeyle magma aktivitesini gösteren bir veri yok” yorumunu yaptı.
1956’da Santorini’de meydana gelen 7,7 büyüklüğünde depremin bir daha yaşanıp yaşanmayacağı konusunda halkın tedirginlik duymasını doğal karşılayan Seyitoğlu, “Bu bölgede yeniden 7,0 üzerinde bir depremin olmasını beklemiyoruz. Eğer düşük olasılık gerçekleşip büyük bir deprem olduğu takdirde bölgede tsunami meydana gelir ve Türkiye’nin kıyıları da olumsuz etkilenebilir. Ama az önce de belirttiğim gibi büyük bir deprem olasılığı yok denecek kadar az. Santorini’den ziyade Kuzey Anadolu Fayı’nın güneyinde yer alan Milos Adası’nın altından geçen fay hattını yakından takip etmek daha doğru olur diye düşünüyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
“Santorini’de 7,0 büyüklüğü üzerinde bir deprem beklemiyoruz”
İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi İsak Yılmaz, bölgenin Yunanistan’ın güneybatısında bulunan İyon Denizi’nden başlayıp, Girit ve Rodos’un güneyinden geçerek Fethiye Körfezine kadar uzan Helen Yayı üzerinde yer aldığını vurgulayarak şunları söyledi: “Burada iki tip tehlike var. İlki yaya bağlı olarak gelişmesi depremler. İkincisi de o yayın hemen ön tarafında kabuğun oluşturmuş olduğu faylar nedeniyle oluşacak depremler. Santorini’de meydana gelen depremlerin yerin 15 km altında ve sığ bir alanda olduğunu görüyoruz. Bu depremlerin volkanik faaliyetlerle ilişkisine bakabilmek için çok fazla parametreyi göz önüne getirmeliyiz. Deprem aktiviteleri, yeraltı suları, gaz çıkışları ve suyun kimyasındaki değişimler bize çeşitli veriler sunabilir. Santorini’ye baktığımızda ise burada yakın zamanda yanardağ aktivitesinin olabileceğine dair bir bulgu yok diyebilirim”
Yılmaz, Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu gibi Santorini civarında 7,0 büyüklüğü üzerinde bir deprem beklemediğini şu sözlerle ifade etti: “Depremlerin hepsi ana fay düzleminin üzerinde gerçekleşiyor. 1956’da Santorini’de 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş. Aradan sadece 69 yıl geçmişken aynı büyüklükte bir depremin bölgede olması beklenemez.”
Peki depremler ne zaman duracak?
Doğal Afetler Profesörü Kostas Sinolakis ise depremlerin ne zaman duracağına dair tahminlerde bulunmak için henüz erken olduğunu belirterek, bunun Yunan ölçülerine göre “çok ender” görülen bir olay olduğunun altını çizdi. Sözlerini sürdüren Sinolakis, “Yanardağı yakından izlememiz gerekiyor. Hiçbir olasılığı göz ardı edemeyiz. Ancak Minos dönemindekine benzer bir patlamanın gerçekleşmesi pek muhtemel görünmüyor. Bunlar yaklaşık 17 bin yılda bir gerçekleşiyor” diye konuştu.