Kadınlar kendilerini tehlikelerden nasıl korumalı? Psikolojik ve bilimsel perspektif

kadınlar korumalı

Kadınlar, tarih boyunca toplumsal normlar, biyolojik faktörler ve kültürel yapılar nedeniyle çeşitli tehlikelerle karşı karşıya kalmışlardır. Hem fiziksel hem de psikolojik açıdan, kadınların kendilerini tehlikelerden koruma stratejileri, bireysel güvenliklerini sağlamada önemli bir rol oynamaktadır.

1- Kadınların Fiziksel Güvenlikleri ve Tehlikeler

Kadınlar, fiziksel şiddet, taciz ve saldırı gibi çeşitli tehlikelerle karşılaşabilirler. Toplumda yaygın olarak görülen cinsiyet temelli şiddet, kadınların yaşadığı en büyük tehlikelerden biridir. Bununla birlikte, kadınlar kendi fiziksel güvenliklerini sağlamak için belirli stratejiler geliştirebilirler.

a) Farkındalık ve Çevre Kontrolü

Kadınların kendilerini tehlikelerden korumada en önemli adımlardan biri, çevrelerine karşı dikkatli olmalarıdır. Çevresel farkındalık, herhangi bir tehlikeyi önceden tespit etmelerine ve olası tehditleri daha iyi değerlendirmelerine yardımcı olabilir. Örneğin, kalabalık ve aydınlatılmış yerlerde bulunmak, mümkünse güvenli ulaşım yolları kullanmak, kadınların güvenliğini artıran önlemlerden biridir.

Psikolojik açıdan, çevresel farkındalık kadınların kontrol duygusunu güçlendirir. Kadınların tehlikeli ortamlarda, özellikle yalnız olduklarında daha güvenli hissedebilmeleri için, çevrelerini sürekli olarak gözlemlemeleri ve tehditleri hızlı bir şekilde fark edebilmeleri önemlidir. Bu bilinçli dikkat, kadınların kendilerine olan güvenlerini artırarak, olası tehlikelere karşı hazırlıklı olmalarına olanak tanır.

b) Savunma Teknikleri ve Kişisel Güvenlik Araçları

Fiziksel savunma, kadınların kendilerini tehlikelerden korumak için kullanabileceği bir diğer önemli stratejidir. Kadınlar, kendilerini koruma konusunda savunma kursları alarak, özgüvenlerini artırabilir ve potansiyel tehlikelere karşı nasıl tepki vereceklerini öğrenebilirler. Kendini savunma teknikleri, bir kadının kriz anlarında sakin kalmasını ve doğru hamleleri yapmasını sağlar. Ayrıca, kadınların taşıyabileceği kişisel güvenlik araçları, örneğin; alarm cihazları ve acil durum telefon uygulamaları, kadınların güvenliğini sağlamak için etkili birer araçtır.

c) Toplum Destek Sistemleri

Kadınlar, kendilerini tehlikelerden korurken yalnız olmadıklarını bilmelidirler. Toplum destek sistemleri, kadınların güvenliğini sağlamak için kritik bir rol oynar. Aile, arkadaşlar ve yerel topluluklar, kadınların fiziksel güvenliğini sağlamak için önemli birer kaynak olabilir. Bu nedenle, kadınlar kendilerini savunurken, çevrelerindeki insanlarla güçlü sosyal bağlar kurmaya özen göstermelidirler. Ayrıca, acil durumlar için iletişim numaraları ve yardım hatları hakkında bilgi sahibi olmak, güvenliklerini artıracaktır.

2- Kadınların Psikolojik Güvenliği ve Tehlikeler

Fiziksel tehlikeler kadar, psikolojik tehlikeler de kadınların hayatlarını olumsuz etkileyebilir. Cinsiyet temelli şiddet, psikolojik taciz, duygusal istismar ve sürekli stres gibi faktörler, kadınların ruhsal sağlıklarını bozabilir ve uzun vadede travmalara yol açabilir. Kadınların psikolojik güvenliklerini sağlamak, fiziksel güvenlikleri kadar önemli bir konudur.

a) Kendine Güven ve Özgüven Geliştirme

Kadınların kendine güven duygusunu geliştirmeleri, hem psikolojik hem de fiziksel güvenlikleri için kritik bir faktördür. Özgüven, kadınların tehlikeli durumları daha iyi yönetmelerine yardımcı olur. Özgüven geliştirme süreci, kadınların kendi sınırlarını tanımaları ve başkalarının haklarını ihlal etmelerini engellemeleri ile başlar. Kendine güvenen kadınlar, tehlikeli bir durumda daha hızlı karar verebilir ve olumsuz etkilerden daha az zarar görebilirler.

Bilimsel açıdan, özgüvenin artması, kadının stresle başa çıkma yeteneğini de güçlendirir. Kendisine güvenen bir kadın, stresli bir durumda daha sakin kalabilir ve çözüm odaklı düşünme becerisini kullanarak kendini koruyabilir.

b) Duygusal Zeka ve Empati

Duygusal zeka, kadınların kendi duygusal durumlarını anlamalarına ve başkalarının duygularını fark etmelerine yardımcı olan bir yetenektir. Duygusal zekâ, kadınların kendilerini tehlikelerden korumada önemli bir rol oynar çünkü bu yetenek, tehlikeli durumların erken aşamalarında farkındalık yaratır. Kadınlar, başkalarının duygusal sinyallerini doğru bir şekilde anlayarak, kendilerini psikolojik ya da fiziksel olarak tehdit edebilecek kişilerden uzak durabilirler.

Empati, kadınların başkalarının duygusal hallerini anlama yeteneğini güçlendirir. Bir kadının, diğer insanların davranışlarını ve niyetlerini doğru bir şekilde anlaması, tehlikeli durumları önceden fark etmesini sağlar. Ayrıca, empati, kadınların sosyal çevrelerinde sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olur ve duygusal güvenliklerini artırır.

c) Travma Sonrası Büyüme

Kadınlar, fiziksel ya da psikolojik bir tehlike ile karşılaştıklarında, travma sonrası büyüme yaşayabilirler. Bu süreç, travmanın ardından kişisel gelişim ve güçlenme anlamına gelir. Kadınlar, travmalarını doğru bir şekilde işleyerek, hem psikolojik hem de sosyal anlamda güçlenebilirler. Psikolojik terapiler, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tedavisi ve destek grupları, bu süreci kolaylaştırabilir. Kadınlar, destek alarak, yaşadıkları travmayı aşabilir ve hem kendilerini hem de çevrelerini daha iyi koruyabilecek psikolojik beceriler geliştirebilirler.

kadınlar hukuki korunma

3- Kadınların Eğitim ve Bilinçlenme Süreci

Kadınların tehlikelerden korunmalarının bir diğer önemli yönü, eğitilmeleri ve bilinçlendirilmeleridir. Toplumda kadınların güvenliğine yönelik farkındalığın artırılması, yalnızca kadınların değil, tüm toplumun güvenliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Kadınların, hem fiziksel hem de psikolojik güvenliklerini artırmak için bilgi sahibi olmaları, onlara daha güvenli bir yaşam sunabilir.

a) Güvenlik Eğitimi

Kadınların, çeşitli güvenlik eğitimi programlarına katılması, kendilerini tehlikelerden korumaları için gereklidir. Bu eğitimler, hem pratik hem de teorik bilgi sağlayarak, kadınların kendilerini her durumda nasıl savunabileceklerini öğrenmelerine yardımcı olur. Örneğin, kadınlar, saldırılara karşı nasıl tepki vereceklerini öğrenmeli, güvenlik araçlarını nasıl kullanacaklarını bilmeli ve çevrelerini her zaman nasıl gözlemleyeceklerini anlamalıdırlar.

b) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Farkındalık

Kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha bilinçli olmaları, toplumda kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılığı azaltabilir. Eğitim, özellikle kadınların hakları konusunda bilinçlenmeleri, onlara tehlikeli durumlardan nasıl korunacaklarını öğretir. Bu, yalnızca kadınların güvenliğini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda daha sağlıklı, eşitlikçi bir toplumun inşa edilmesine de katkı sağlar.

Sonuç:

Kadınların kendilerini tehlikelerden koruma yöntemleri, fiziksel ve psikolojik açıdan kapsamlı bir yaklaşımı gerektirir. Kadınlar, çevre farkındalıklarını artırarak, kendilerini savunma teknikleri öğrenerek ve psikolojik olarak güçlenerek daha güvenli bir yaşam sürdürebilirler. Bilimsel ve psikolojik stratejiler, kadınların sadece fiziksel güvenliklerini değil, aynı zamanda psikolojik iyilik hallerini de korumalarına yardımcı olabilir. Bu nedenle, kadınların kendilerini koruma becerileri geliştirirken, toplumların da bu süreçte onlara destek sağlaması kritik öneme sahiptir.

Şiddete Maruz Kalan Kadınların Hukuki Yolu:

Kadınların, şiddetle karşı karşıya kaldığı durumlarda, hukuki haklarını bilmesi ve bu hakları kullanarak kendilerini koruma altına alması son derece önemlidir. Şiddet, fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel boyutları olan bir sorundur ve kadınların bu tür bir şiddete maruz kaldıklarında, hem fiziksel hem de ruhsal iyilik halleri zarar görebilir. Şiddet mağduru kadınların, doğru hukuki adımları atarak kendilerini korumaları, hem onları hem de çocukları gibi potansiyel mağdurları tehlikelerden uzaklaştırmak adına kritik bir rol oynamaktadır.

Şiddete maruz kalan kadınların hukuki olarak nasıl bir yol izlemeleri gerektiğine bir bakalım.

1- Şiddet Türlerinin Tanımlanması ve Farkında Olmak

Şiddet, farklı şekillerde kendini gösterebilir. Bunlar arasında en yaygın olanlar:

  • Fiziksel Şiddet: Darp, tokat atma, vurma, yaralama gibi eylemler.
  • Psikolojik Şiddet: Hakaret etme, tehdit etme, aşağılayıcı davranışlar, özgüveni zedeleme.
  • Cinsel Şiddet: Rıza dışı cinsel ilişkiye zorlama, cinsel taciz, tecavüz.
  • Ekonomik Şiddet: Kadınların maddi kaynaklarına erişimlerinin engellenmesi, parasal bağımsızlıklarının kısıtlanması.
  • Sosyal Şiddet: İzolasyon, aile ya da arkadaş çevresinden uzaklaştırma, sosyal ilişkilerin engellenmesi.

Kadınların bu şiddet türlerini tanıması, hukuki haklarını kullanmalarında ilk adımdır. Şiddetin türü ne olursa olsun, her kadının kendini koruma hakkı vardır.

2- Şiddet Anında Yapılması Gerekenler

Şiddet mağduru kadınların ilk adımda, kendilerini fiziksel tehlikeden korumaları gerekmektedir. Şiddet devam ederken atılacak hukuki adımların yanı sıra, kadınların güvenliğini sağlayacak ilk adımlar şunlardır:

a) Acil Durum İhbarı Yapmak

Şiddet anında, kadınların ilk yapması gereken şey, Acil Yardım Hattı’nı (Türkiye’de 112) aramaktır. Bu, olayın boyutuna göre polis ve sağlık ekiplerinin hızlıca müdahale etmesini sağlar. Ayrıca, şiddet gören kadın, güvenli bir yere gitmeli ve tehdit altında olduğu kişi ile iletişime geçmemelidir.

Ayrıca: KADES (Kadın Destek Uygulaması), Türkiye’de şiddet mağduru kadınların acil durumlarda hızlıca yardım alabilmesi amacıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından geliştirilen bir mobil uygulamadır.

KADES

Bu uygulama, kadınların şiddet anında yardım çağrısında bulunmalarını kolaylaştırarak onların daha güvenli bir şekilde yaşamalarını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. KADES, telefon üzerinden kullanılabilen ve tamamen ücretsiz bir hizmettir. Uygulama, yalnızca tek bir tıklama ile polis ekiplerine veya güvenlik görevlilerine acil yardım talebinde bulunmasını sağlar. Kullanıcı, çağrıyı başlatmadan önce herhangi bir detaylı işlem yapmak zorunda kalmaz.

b) Yardım Almak

Kadınlar, şiddet anında, ailesinden veya güvendiği bir arkadaşından destek alabilirler. Ayrıca, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Kadın Dernekleri gibi kuruluşlardan yardım alabilirler. Bu tür yardım kuruluşları, kadınların sığınma evlerine yerleştirilmeleri ve psikolojik destek almaları konusunda yardımcı olabilir.

3- Hukuki Adımlar ve Koruma Talebi

Şiddete uğrayan kadınlar, yalnızca fiziksel bir tehlike altındayken değil, aynı zamanda psikolojik ve diğer şiddet türlerinden de korunmak amacıyla hukuki yolları izleyebilirler. Türkiye’de, şiddet mağduru kadınlar için çeşitli hukuki mekanizmalar ve koruma önlemleri bulunmaktadır.

a) Koruma Talep Etmek (6284 Sayılı Kanun)

Kadınların korunması amacıyla çıkarılan 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadınlara Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında, şiddet mağduru kadınlar, koruma tedbiri talep edebilirler. Bu tedbirler arasında, şiddet uygulayan kişinin evden uzaklaştırılması, mağdurun korunması amacıyla geçici olarak barınma yerlerine yerleştirilmesi, iletişim engeli gibi önlemler yer alır.

Kadın, şiddet uygulayan kişiden korunmak amacıyla Aile Mahkemesine başvurabilir ve mahkeme, şiddet mağduruna yönelik korunma tedbirlerini hızla alabilir. Bu tür bir başvuru sırasında avukata ihtiyaç duyulmasa da, kadınlar hukuki süreçte bir avukattan destek almayı tercih edebilir.

b) Cezai Şikayet ve Suç Duyurusu

Kadınlar, şiddet mağduru olduklarını ve suç işlendiğini düşünüyorsa, savcılığa başvuruda bulunabilirler. Fiziksel şiddet, cinsel saldırı, tehdit, hakaret ve diğer suçlara karşı şikayetçi olunabilir. Eğer bir suç işlenmişse, polis tarafından şiddet mağduru kadının ifadesi alınır ve şiddet uygulayan kişi hakkında ceza soruşturması başlatılabilir.

Kadınlar, suç duyurusunda bulunduklarında, failler hakkında kovuşturma başlatılabilir ve şiddet uygulayan kişi cezai yaptırım alabilir. Ayrıca, ceza davaları sonucunda, şiddet mağdurları, faillerin cezalandırılmasını sağlayabilirler.

c) Tedbir Kararı ve Uzaklaştırma Kararı

Kadın, şiddet mağduru olduğu durumda, Aile Mahkemesine başvurarak, şiddet uygulayan kişiden uzaklaştırma talep edebilir. Bu karar, kadınları güvence altına almak için oldukça etkilidir. Mahkeme, şiddet uygulayan kişinin kadını tehdit etmesini, takip etmesini veya ona yaklaşmasını yasaklayabilir. Bu karar, geçici bir süreliğine geçerli olup, daha sonra devamına karar verilebilir.

d) Dava Açma

Şiddet mağduru kadınlar, hem cezai hem de hukuki anlamda tazminat davası açma hakkına sahiptir. Şiddet sonucu ortaya çıkan fiziksel ve psikolojik zararlar için maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Bu tazminatlar, kadının uğradığı zararın boyutuna göre belirlenebilir.

kadın destek

4- Kadınların Hakları ve Destek Alabilecekleri Kurumlar

Şiddet mağduru kadınların, hukuki süreçle ilgili daha fazla bilgi almak ve destek almak için başvurabilecekleri birkaç kurum vardır. Bu kurumlar, kadınların hukuki haklarını savunmalarına ve psikolojik destek almalarına yardımcı olabilir:

  • Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurlara destek sağlanması amacıyla çeşitli programlar yürütmektedir.
  • Kadın Dernekleri: Kadın haklarını savunan ve şiddet mağduru kadınlar için çeşitli yardımlar sunan dernekler mevcuttur.
  • Barolar: Şiddet mağduru kadınlar, barolardan hukuki yardım alabilirler. Barolar, kadınların ceza davaları ve boşanma gibi konularda avukat desteği almasını sağlayabilir.
  • Sığınma Evleri: Şiddet mağduru kadınlar, güvenli bir yere yerleştirilebilirler. Bu sığınma evleri, kadınların fiziksel ve psikolojik iyileşmeleri için bir ortam sağlar.
  • Acil Yardım Hattı (183): Türkiye’deki kadınların, şiddet durumunda 183‘ü arayarak anonim yardım alabilecekleri bir çağrı hattıdır.

Sonuç:

Şiddete maruz kalan kadınların, fiziksel ve psikolojik güvenliklerini sağlamak için hukuki yollara başvurmaları son derece önemlidir. 6284 sayılı yasa, kadınların korunması için sağlam bir hukuki çerçeve sunmakta olup, kadınların kendilerini koruyabilmesi için gereken tüm önlemleri içermektedir. Bu süreçte, kadının şiddet gören kişiyle iletişimini kesmesi, hukuki olarak başvurabileceği mercilere yönelmesi, sığınma evlerine yerleşmesi gibi önlemler şiddetin etkilerini azaltabilir. Kadınlar, yalnızca fiziksel değil, psikolojik olarak da kendilerini güvende hissetmelidirler ve hukuki yardım alarak haklarını savunmalıdırlar.

Fakat ne yazık ki bazı faktörler sistemin işlemesinde sorunlar yaratabilir. Bunlar nelerdir?

Şiddet Döngüsünün Devam Etmesi

Şiddet, bir kez başladığında genellikle dönüşümsüz bir döngüye girer. Şiddet mağduru kadınlar, sürekli olarak psikolojik ve fiziksel baskılara maruz kalabilir ve bu durum, onların karar verme yetilerini etkileyebilir. Şiddet uygulayan kişiler genellikle mağdurlarını manipüle ederler ve onları daha fazla kontrol altında tutmak amacıyla tehditlerde bulunurlar. Bu, şiddet mağdurunun şikayetçi olmasını engelleyebilir.

Toplumsal Normlar

Kadınlar, çevrelerinden gelecek olan baskılardan veya toplumun nasıl bir tepki vereceğinden korkarak, şiddeti gizleyebilirler.

Ekonomik Bağımsızlık ve Güvenlik

Şiddet mağdurları, ekonomik bağımsızlık eksikliği nedeniyle şiddet uygulayan kişiden ayrılmakta zorlanabilirler. Birçok kadın, finansal açıdan bağımsız olmadığı için, şiddet uygulayan kişiyle yaşamaya devam etmek zorunda kalabilir. Ekonomik bağımsızlık, kadının özgürlüğünü kazanması ve şiddetten kurtulması için kritik öneme sahiptir. Ancak, yeterli psikolojik destek ve iş fırsatlarının bulunmaması, şiddet mağduru kadınların özgürleşmelerini engelleyebilir.

Kültürel ve Ailevi Baskılar

Kadınlar, bazen şiddetle karşılaştıklarında ailevi baskılar nedeniyle susabilirler. Ailelerinin veya toplumsal çevrelerinin aile içi sorunları dışarıya yansıtma konusunda olumsuz görüşleri, şiddeti göz ardı etme ve kadına karşı duyarsızlık gibi yaklaşımlar kadının şiddetle mücadele etmesini zorlaştırabilir.

Sosyal Hizmetlerin Yetersizliği

Şiddet mağduru kadınlar sığınma evlerinin kapasite sorunları ve barınma koşullarının yetersizliği gibi durumlar oluştuğu takdirde psikolojik destek, barınma, hukuk danışmanlığı gibi alanlarda yetersiz hizmetlere ulaşmakta zorlanabilirler.

Koruma Tedbirlerinin Yetersizse

Koruma tedbirleri, şiddet mağdurları için hayati önem taşır. Uzaklaştırma kararı gibi tedbirlerin tam ve etkin olarak uygulanmadığının düşünüldüğü noktalarda şiddet mağdurlarının güvenliğini sağlamak başarısız olabilir. Uzaklaştırma kararına uymayan şiddet uygulayıcılarına yönelik cezaların caydırıcı olmaması bu durum için çok önemli bir sorundur. Ayrıca, şiddet mağduru kadının yaşadığı yer ve şartlar, koruma tedbirlerinin etkinliğini doğrudan etkileyebilir.

Polis ve Güvenlik Kuvvetlerinin Çaresiz Kalması

Bazı şiddet mağduru kadınlar, şiddet uygulayan kişilerin yakın çevrelerinden ya da tanıdıklarından olması sebebiyle polise başvurmaktan çekinebilirler. Kadınların şiddet uygulayan kişiyle aynı ortamda yaşamak zorunda kalması, polisin devreye girmesini zorlaştırabilir.

Hukuki ve Yasal Süreçlerdeki Aksaklıklar

Birçok şiddet mağduru, hukuki süreçlerin karmaşıklığı nedeniyle koruma tedbirlerine başvurmakta zorluk yaşar. Yasal başvurular, bazen uzun sürer ve mağdurun acil müdahaleye ihtiyacı olduğu anlarda beklemek zorunda kalabilir. Ayrıca, şiddet mağdurları sıklıkla yeterli hukuki bilgiye sahip olmadıkları için haklarını tam anlamadıkları durumlar ortaya çıkabilir. Bu durum mağdur için yasal çözüm yollarını daha karmaşık hale getirebilir.

Eğitim Eksiklikleri ve Farkındalık Sorunları

Kadınlar, şiddetle ilgili haklarını tam olarak bilmemekte veya bu durumu normalleştirmekte zorlanabilirler. Toplumda kadınlara yönelik şiddet konusunda yeterli eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılmamışsa, kadınlar bu tür olayları kabullenebilir ve müdahale etme konusunda tereddüt edebilirler. Özellikle genç yaşlarda kadınların, sağlıklı ilişki modellemeleri ve şiddetten uzak bir yaşam tarzı geliştirmeleri çok önemlidir.

Medyanın Rolü

Medya, kadına yönelik şiddetle ilgili toplumsal farkındalığı artırmakta önemli bir rol oynar. Ancak, şiddet olaylarının bazen tıpkı haber değeri taşıyan sıradan bir olay gibi gösterilmesi, kadına yönelik şiddeti daha da normalleştirebilir ve toplumda duyarsızlık yaratabilir. Kadına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olarak ele alınması gerekirken, bazen medya bunu sadece bireysel bir mesele gibi yansıtarak şiddetin ciddiyetini küçümseyebilir.

Kadın nedir?

Kadın, tüm bu zorluklara rağmen güçlü, dayanıklı, yaratıcı ve dönüştürücü bir varlıktır. Kadın, sadece biyolojik olarak değil, toplumsal ve psikolojik anlamda da derin bir kimlik taşır. Kadınların yaşadığı her mücadele, sadece kendi bireysel hayatta kalma çabalarını değil, aynı zamanda toplumsal eşitlik ve adalet için verdikleri bir savaşı da yansıtır. Kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, şiddet ve ayrımcılık gibi zorluklara rağmen, her zaman güçlü, bağımsız ve özgür olmak için mücadele etmeye devam etmektedirler. Kadın, bir toplumun en güçlü yapı taşlarından biridir ve onu tanımak, anlamak ve saygı göstermek, sadece kadınların değil, tüm insanlığın yükselmesine katkı sağlamaktadır.

Kadın, aforizmalar ile nasıl anlatılmış ona da bakalım.

Simone de Beauvoir – “Kadın doğulmaz, kadın olunur.” Bu söz, toplumsal cinsiyetin biyolojik değil, sosyal ve kültürel bir inşa olduğunu anlatır. Kadın olma durumu, toplumun dayattığı normlar ve beklentilerle şekillenir.

Maya Angelou – “Kadınlar, kalpleri kırılmış olsa bile, her zaman yeniden kalkıp hayata devam edebilirler.” Angelou, kadınların gücünü ve direncini anlatırken, onların içsel güçleri ve hayatta kalma iradesine dikkat çeker.

Simone de Beauvoir – “Kadın, bir insan olmayı öğrenene kadar bir kadın olur.” Beauvoir, kadınların toplumsal rollerinin, onların tam insan olma potansiyellerini engelleyebileceğini söyler. Kadınların özgürleşmesi, kendi kimliklerini bulması için kendilerini insan olarak tanımaları gerektiğini vurgular.

Friedrich Nietzsche – “Kadın, erkeği yüceltebilir; ama onu sevmesi için, kendisini de yüceltmesi gerekir.” Nietzsche, kadınların erkeklere olan etkisini ve aynı zamanda kendi değerlerini bilmenin önemini belirtir.

Lao Tzu – “Kadınlar dünyayı doğurur, ama erkeğin zihinleri kadınları unutur.” Lao Tzu, kadının evrensel yaratıcılığını ve hayatı sürdürmedeki rolünü öne çıkarır, ancak toplumun genellikle kadını unuttuğunu belirtir.

Elizabeth Cady Stanton – “Kadın, erkeklerin haklarıyla aynı haklara sahiptir.” Stanton, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine vurgu yapar, onların erkeğin haklarıyla aynı haklara sahip olması gerektiğini savunur.

Toni Morrison – “Kadınlar, seslerini duyurabilmek için nehrin akışına karşı yüzdüler.” Morrison, kadınların seslerini duyurabilmek için toplumsal engelleri aşma mücadelesini anlatır. Kadınların cesaretini ve dirençlerini öne çıkarır. Audre

Audre Lorde – “Kadınlar, sadece var olmakla devrim yaparlar.” Lorde, kadınların varlıklarının ve kimliklerinin başlı başına bir direniş ve değişim gücü taşıdığını belirtir.

Frida Kahlo – “Her şeyimi kaybettim ama tek bir şeyi kaybetmedim: Kendimi.” Kahlo, kadınların zorluklara rağmen kimliklerini koruma ve yeniden bulma güçlerini ifade eder.

Bu sözler, kadının varlık olarak gücünü, potansiyelini ve karşılaştığı toplumsal engelleri aşma çabalarını derinlemesine sorgular. Kadın, tarih boyunca hem toplumların şekillenmesinde hem de bireysel olarak öz varlıklarında önemli bir yer tutmuş ve hala tutmaktadır.

Güçlü olduğumuzu ve gücümüzü kendimizden aldığımızı unutmayalım.
Sevgilerimle…

Kocasından şiddet gören kadın için hukuki koruma tedbiri


Serpil Çavuşoğlu
1973 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanında gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim. Bağımlılık ile mücadele, kadın ve çocuk istismarına karşı destek, eğitime katkı amaçlı kütüphanaler kurulması, yardımlaşma derneklerinde faaliyetler, tüketicinin her tür hakkı (sağlık, hukuk...) üzerine destek çalışmaları, kültür sanat projelerine koçluk, danışmanlık, tutuklu çocukların topluma kazandırılması amaçlı eğitim organizasyonları, kan bağışı, organ bağışı, ilik bağışı üzerine organizasyonlarda koordinatörlük, özel eğitim öğretmeni olmam sebebiyle engelli çocuklarımızın ailelerine danışmanlık, okullarda çocuklarımızın yardımlaşma güdüsünü pekiştirme amaçlı seminerler ve sayamayacağım daha pek çok alanda, neredeyse hiç durmadan yıllardır gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim.