Bir ülke düşünün
Gerçekler acıdır, deriz. Doğrudur. Okuyacağınız yazı, aklınızı ve hayalinizi zorlayacak kadar hakiki. Ve bir o kadar da acı. Size bir ülkeyi tarif edeceğim. Yazıyı, lütfen sonuna kadar okuyun. Bakalım, hangi ülkeden bahsettiğimi bulabilecek misiniz?
Son Yüzyıl
Emperyal bir güç tarafından destek gördü. Daha devlet bile değildi. Ortada olan dinsel kokulu bir siyasetti. Hak sahibi olmadığı topraklara göçmen yerleştirme hakkı verildi. Aslıyla alakası olmayan bir din kokulu ideoloji peyda oldu. Sözde bu dini ideolojiye bir vatan gerekiyordu. Mütedeyyinlerin birçoğu bu ideolojiyi reddetti. (Halen reddediyor)
Binler sonra onbinler vaat edilen topraklara yerleşmeye başladı. 1930’lar 1940’lar işgal, toprak istilaları ve yağmalarla sürdü. Sınırları belli olmayan ‘devlet’, 1948’de kuruldu. Kurulum kırılımla gerçekleşti. Yani kırım, soykırım. Kime karşıydı bu kırım? O topraklarda 100 yıllardır yaşayanlara karşı… 750.000 kişi sürüldü. Sayısızları öldü, öldürüldü.
50’ler, 60’lar, 70’ler, 80’ler… İdeolojinin artık ismi ve cismi vardı. Ayaklarını yere basmak için değil de… Sağlam ayak oyunları için muazzam emperyal devlete bel bağladı. Onun uzantısı haline geldi.
Bölgesel gerilimi düşürmemeye ant içti. Zira sınırları belli olmadığı için en büyük düşmanı, barıştı. Sonuçta, barış ortamında işgal ettiği topraklardan çekilmesi zaruri olacaktı. İdeoloji bunu kabul edemezdi. Bölgenin en kuvvetlisi olmasına rağmen… Azimle, kurban rolünü Oskar seviyesinde icra etti.
Sınır tanımayan devletin üçayağı (Sacayakları)
- Birinci emperyalden kolektif ceza nedir, onu öğrendi. Sadece ona karşı gelenleri değil… Onlarla birlikte olan diğer tüm sivilleri de cezalandırmayı öğrendi.
- Pek emperyal olmayan başka bir devletten… Temerküz mantığını öğrendi. Yani toplama kampı mantığını. Zulüm etmeyi…Kendinden olmayanı aşağılık görmeyi… Onlara her türlü muamelenin meşru olduğunu… Bunları öğrendi.
- En muazzam emperyalden de dersler aldı tabii. Dünya siyasetinde nasıl ikiyüzlü olunur, onu öğrendi. Öğrenmekle kalmadı, üstat oldu. İnsan hakları nasıl çiğnenir… Barış çağrısı yapan 3. sınıf devletler nasıl aşağılanır… Uluslararası hukuk nasıl çiğnenir… Çıkar uğruna 10 binlerce insan nasıl katledilir… Bunların kitabını yazdı.
Geleceğin savaşlarının hazırlığı – Üç yapay zeka programı
Bahsi geçen devletin atom bombası dahi var. Ama o bombadan başkalarında da var. Ancak diğerlerinde olmayan 3 yapay zeka programı var. Bakalım bunlar neler imiş:
- Evangelium (İncil): Bu program, bombalama için bina ve altyapıyı analiz eder. (Bilerek sivil yaşamın altyapısını yok etmek savaş suçudur)
- Lavendel (Lavanta): Bu yapay zeka çok mahir. Düşman zatların hareketlerini ve buluşmalarını tahlil ediyor. Bu yolla kimlerin gerçekten imha edilmesi gerektiğini belirliyor. Vurulmadan önce bekleme süresi 20 saniye. İnsanoğlu da boş durmuyor. Eğer program, gördüğünün kadın olduğundan şüphelenirse, duraklıyor. Ve insana, insanı vurmak için ‘izin’ veriyor. (Son programı yüreğiniz el verirse okuyun!!!)
- Where is daddy? (Babacığım nerede?): Yapay zekada ‘zirve’. Zira tespit edilen şahsın vurulacağı yeri belirliyor. Savaş alanında değil… Meskun mahalde… Yuvasına girerken vurulması için… Bu yüzden de ismi öyle konmuş. Biliyorum. Okuduklarınıza inanamıyorsunuz. Ancak gerçekler böyle… (Kasten sivil yaşamı hedef almak bir savaş suçudur.)
Sınır tanımayan devlet, gelecek büyük savaşın denemelerini yapıyor herhalde. Bu devletin kurucu ideolojisine karşı olanlardan biri, Albert Einstein idi. Bu devletin ismini ve cismini bulabildiniz mi?
Not: Yazıdaki tüm detaylar ve bilgiler, Alman Siyaset Bilimci Michael Lüders’in ‘Krieg Ohne Ende’ (Sonsuz Savaş) adlı kitabından alınmıştır.