Müzik dünyası 1990’lı yıllara New Kids fanatizmi ile girmişti… 5 Haziran ‘Step By Step’ albümünün 35. yıldönümü… Jordan, Donnie, Jonathan, Joey, Danny boy band’lerin çıtasını akıl almaz bir noktaya yükseltmişti.
New Kids on the Block (NKOTB) bugün adından sıkça söz ettiremese de 1988 ile 1992 yılları arasında dünya çapında öylesine ünlenmişti ki hayranları ile arasında kurduğu etkileşim The Beatles, Duran Duran, Sex Pistols fanatizmi ile karşılaştırılır olmuştu.
Genç kızların olağanüstü ilgisi, genç erkeklerin rol modeli, yaklaşık beşyüz farklı çeşidi içinde barındıran ürün yelpazesi, seksen milyonu aşkın müzik kaydı satışı, satış rekorları kıran belgesel video kasetleri, ikişer yıl süren dünya turneleri – Hangin’ Tough Tour ve Magic Summer Tour -, grupça sundukları dans gösterileri, sürekli izlenme isteği alan video klipleri…
NKOTB müzik dünyası genelinde müzikseverleri tutkuyla peşinden koşturan bir müzik topluluğu olduğu gibi, bakış açısına göre, toplumsal çerçeve içinde araştırma konusu olabilecek popüler bir kavram veya eğlence dünyası genelinde inanılmaz kazançlar üreten bir ticari marka olarak da değerlendirilebilir.
Müzik tarihindeki konumlarına değinmek gerekirse kariyerinin başladığı 1984 yılından beri ünlü beşli ergen, genç ve genç yetişkin kesimlerine seslenen bir topluluk olarak bilinir. New Kids on the Block’un öyküsünün ilk bölümü 1984 yılında başlar, 1994 yılındaki dağılma kararıyla sona erer. 2008 yılında yeniden biraraya gelerek başlattıkları ikinci bölüm hâlâ sürüyor.
New Kids on the Block’un kurucusu üyeleri değil, yapımcı ve şarkı yazarı Maurice Starr’dır.
Amerikalı siyahi müzikçi Maurice Starr çok sayıda çalgı çalabilme yeteneğine sahip olsa da müzik yapımcısı ve şarkı yazarı kimliğiyle anılır. Müzik yaşamının başlangıcında solo ve topluluklarla gerçekleştirdiği çalışmaları ile umduğunu bulamayınca bestelediği ve sözlerini yazdığı şarkılarını seslendiren bir müzik topluluğu kurmaya karar verir.
Boston’daki Hollywood Yetenek Gösterisi’nde keşfettiği, beş siyahi gençten kurulu ‘The New Edition’ için 1982 yılında hazırladığı albüm ve sonrasında düzenlenen turne ile büyük bir üne kavuşur. Ne var ki 1984 yılında kayıt ve konserlerden üretilen kazancın paylaşımı konusunda grup üyeleri ile arasından yaşanan anlaşmazlık sonucunda ünlü beşliyle bağını koparmak zorunda kalır.
Maurice Starr, ‘The New Edition’ ile yakaladığı başarıyı yeni bir topluluk kurarak yinelemeye kararlıdır.
Siyahi müzisyen ‘The New Edition’ ile yaşadığı anlaşmazlıkta haksız bulunmuş olsa da kariyerini – daha önce yaptığı gibi – organizatör, şarkı yazarı ve müzik yönetmeni olarak sürdürmekte kararlıdır. 1984 yılında bu kere Boston’lu beyaz gençlerden oluşan yeni bir müzik grubu kurmak için kollarını sıvar ve yetenek keşfi çalışmalarına yeniden başlar.
Ünlü yapımcının gruba ilk aldığı Jamie Kelly beklediği gibi çıkmaz ve ayrılır. İkinci beğendiği ise Donnie Wahlberg olur. Donnie’nin dans ve şarkı yeteneğinden etkilenen Starr yeni topluluğunu oluşturmak için onun lisedeki bağlantılarından yararlanır. Donnie’nin üye olması için ilk önerdiği arkadaşı Danny Wood olur.
Starr’ın Michael Jackson’un Jackson 5’deki dönemini anımsatması açısından anlamlı bulduğu bir başka isteği ise çocuk yaşta bir üyeyi topluluğa katmaktır. Donnie, bu rol için kardeşi Mark Wahlberg’i önerir. Aile içindeki adıyla Marky topluluğun üçüncü üyesi olur.
Maurice Starr, birbirlerini tanımayan onsekiz yaşından küçük beş gençten oluşturduğu New Kids on the Block’un kuruluş dönemini YouTube’de yayın yapan Paul Santos Live Show’da ilginç ifadelerle özetlemiş.
“Hepsi Dorchester’lıydı… Grubu ben oluşturdum… Donnie’yi New Kids on the Block’a alınca şarkı kayıtlarına başladım. Parçaları birleştiriyor, arka arkaya şarkılar yazıyordum. ‘Be My Girl’ adlı bir şarkı kaydettim. Tam o sırada Jordan Knight ile tanıştım. Sözcüklerinin tonunda ilginç bir tarz vardı.”
Jordan Knight’ın topluluğa girmesi sonrasında kardeşi Jonathan Knight’ın katılma isteğini de kabul eden Starr en küçük üye Mark Wahlberg’in kendi isteğiyle ayrılmasıyla boşalan yeri kentin Jamaica Plain bölgesinden Joey McIntyre’yi alarak doldurur. Böylece, beşliyi başarıdan başarıya koşturacak olan kadro tamamlanmış olur.
Ve, Columbia Records’un siyah müziği birimi ile imzalanan sözleşme ile siyah müzik dinleyicilerine yönelik olarak ilk albümün hazırlıkları başlar. Jordan Knight topluluğun hedef kitlesiyle ilgili verilen kararı “CBS’e gittiğimizde bile kendimizi siyah biriminde bulduk. Hiç kimse, Bu çocuklar beyaz. Belki beyaz dinleyiciler de onları severler, diye düşünmedi.” şeklinde eleştirmekte.
1986 yılında grubun adını taşıyan ilk albüm yayınlandı, New Kids on the Block…
Maurice Starr’ın müzik yönetmeni ve şarkı yazarı olarak öne çıktığı ilk albüm ağırlıklı olarak ergen ve genç müzik dinleyicilerine seslenen bubblegum pop türündeydi. Albüm, özellikle siyah dinleyicilerin yoğun olduğu kulüp ve sahnelerde sunulan canlı gösteriler ile desteklense de New Kids on the Block umulan ilgiyi göremedi. Buna karşın, Columbia Records ve Maurice Starr genç beşlinin bir albüm daha yapmasını uygun bulunca ikinci albümün hazırlıkları başladı.
‘Hangin Tough’ albümü New Kids on the Block’un patlamasını sağladı.
Şarkı yazarlığının büyük bölümü ve müzik yönetmenliği yine Maurice Starr’a ait olmakla birlikte solo vokalde ağırlığı Jordan Knight ve Donnie Wahlberg aldı. İlk albümün sound’unu doyurucu bulmamalarından olsa gerek Danny Wood, Donnie Wahlberg ve Jordan Knight kendi istekleriyle yardımcı yapımcı görevi de alarak albümün hazırlık aşamasında daha etkin roller üstlendiler.
Albümün sound’u keyboard/synthsizer ve elektro ritim vuruşu altyapısı üstüne farklı ses renkleriyle kulağa hoş gelen grup vokalleri ile belirginleşmekte, Jordan Knight’ın Bee Gees kalitesindeki falsettoları ve az sayıda şarkıda kendini gösteren elektro gitar katkısı da ayrıca göze çarpmaktaydı. Şarkıların melodik zenginliği yüksekti, hızlı tempolu dans şarkıları ve yavaş aşk şarkıları yarı yarıya gibiydi.
İlk albümden farklı olarak, bu kere müzik türünü pop rock ile süslü urban contemporary’e kaydırarak dinleyici kitlesini renk farkı gözetmeksizin genç yetişkinlere doğru genişletmeyi denedi New Kids on the Block.
1988 yılının Nisan ayında çıkan ‘Please Don’t Go Girl’ 45’liğinin beğenilmesinin ardından Ağustos ayında ikinci albüm ‘Hangin Tough’ yayınlandı. Sonuç, olağanüstüydü. Albümün dünya çapında onbeş milyon sattı, albümün şarkıları arasından seçilen beş tekli İlk10’a yükseldi. İşte, hayranlarının çılgınlığı andıran o inanılmaz ilgisi bu dönemde başladı.
NKOTB, noel kutlaması adına 1989 yılında yayınlanan ‘Merry, Merry Christmas’ albümü ve albümden çıkan ‘This One’s for the Children’ teklisiyle hayran kitlesini daha da arttırmasının ardından 1990 yılına ‘En İyi Pop Rock Albüm’ ve ‘En İyi Müzik Topluluğu’ dallarında Amerika Müzik Ödülleri’ni kazanarak girdi.
New Kids on the Block’un kurucusu ve yapımcısı Maurice Starr Paul Santos Live Show’a verdiği röportajda grubunun başarısının gizini ilgi çekici sözcüklerle iletmiş.
“New Kids on the Block düşündüğümden çok daha büyük bir olaydı… Bence anahtar Donnie’ydi. Onda insanların hoşuna giden bir şey vardı. Siyahların çoğunlukta olduğu kulüplerde bile çok ilgi çekti.”
Beşlinin müzik tarihindeki saygın yerini perçinleyen dördüncü albüm ‘Step By Step’ idi.
‘Step By Step’, New York’taki Unique Recording Studios’ta, sekiz ay süren çalışma sonunda hazır duruma geldi. Müzik dünyasına tek albümlük bir saman alevi olmadığını göstermelerini sağlaması nedeniyle beşlinin kariyerindeki mihenk taşı olarak nitelenmesine birçok eleştirmenin katılacağı kanısındayım. Aslında, fazla bir değişiklik yapmadan Hangin Tough’ta kaldıkları noktadan devam etmişlerdi.
Step By Step’teki farklar neydi dersek… Şarkılardaki enstrüman çeşitliliği önceki albümlere göre daha fazlaydı. Ayrıca; reggae, funk, rap, R&B gibi değişik türlerin özelliklerini katmaları sayesinde sound’ları zenginleşmişti. Müzikal açıdan gelişim gösterdikleri açıkça görülmekteydi.
Albümden üç hafta önce çıkan – aynı zamanda albümün açılış parçası – ‘Step By Step’ teklisinin Billboard Hot 100 listesinin zirvesine kurulması albümün başarısını da müjdelemiş oldu. Şarkının solo vokalini üstlenen Jordan Knight’ın albümün diğer parçalarında da yer yer ayrımsanan coşkulu falsettosu, drum machine’den gelen canlı ritim vuruşu, yaylı altyapısı ile dinleyicileri dans etmeye isteklendiriyor. Video klibindeki canlı grup dansı ise figürleri ve beşli arasındaki uyumu ile apayrı bir güzellik.
5 Haziran 1990 tarihinde yayınlanan albüm kısa süre içerisinde listelerde bir numaraya yükseldi.
Her perde çağrısını duyduğumuzda, saçları bukleli kızları görüyoruz. Düğmeler, iğneler ve hayranların çığlıkları bu gece…
Albümün ikinci parçası ve ikinci teklisi ‘Tonight’ ise bence beşlinin tüm kariyeri boyunca yaptığı en iyi şarkı. Gitar girişinin ardından şarkı boyunca süren keyboard altyapısı, zaman zaman kendini gösteren üflemeli solo ve video klipte Jordan Knight’ın sunduğu göz alıcı danslar…
Tamamına yakınının toplulukça seslendirilmesi ve sözlerinin beşlinin önceki parçalarının adlarının anılmasıyla başlaması şarkıyı özel kılan diğer noktalar. Üçüncü şarkı pop türündeki ‘I Believe in You’ yavaş tempolu bir aşk şarkısı. Elektro gitar ve keyboard altyapısının yanında romantik saksafon solosuyla göz dolduruyor.
Dördüncü şarkı ‘Call It What You Want’ sert elektronik davul vuruşuyla dikkati çekerken Prince’nin funk tarzına çok yakın. Bir yıl sonra yayınlanan remiks albümü No More Games’teki sürüm çok daha güzel bence. Freedom Williams’ın yaptığı bir hip hop girişi de eklenip ritmik bir dans şarkısı olarak yeniden düzenlenmiş ve hareketli bir video klip ile sunulmuştu.
Beşinci şarkı ‘Let’s Try It Again’ pop / R&B türünde yavaş bir aşk şarkısı. Albümün üçüncü teklisi olsa da kendi türü içerisinde sıradan kalmaktan kurtulamayan, özel olmaktan uzak bir parça. Altıncı şarkı ‘Happy Birthday’ albümde Jonathan Knight tarafından söylenen tek şarkı. Keyboard altyapısı üzerine kurulmuş bir doğum günü şarkısı, oldukça güzel bir melodiye sahip.
Yedinci sıradaki orta tempolu ‘Games’ şarkısı bas gitar ve güçlü ritim vuruşuyla oluşturduğu altyapısı, ‘Wizard of Oz’ filminden esinlenilen korosu ve sonlara doğru Donnie Wahlberg’in yaptığı yumuşak rap ile dikkat çekiyor. Sekinci sıradaki ‘Time Is on Our Side’, ve Joey McIntyre’nin seslendirdiği dokuzuncu sıradaki ‘Where Do I Go From Here?’ keyboard ve yaylı altyapısı üstüne kurulu düşük tempolu, yumuşak ve dinlendirici aşk şarkıları.
Onuncu şarkı ‘Stay With Me Baby’ ise dönemin en güzel reggae örneklerinden biri bence. Donnie Wahlberg’in Jamaikalı müzisyenleri andıran yorumu ve ses rengiyle albümün en iyi parçalarından biri olarak anılmayı hak ediyor. Albüme farklı bir renk katmış. Onbirinci sıradaki ağır tempolu ‘Funny Feeling’ şarkısının ardından albüm ‘Never Gonna Fall In Love’ ile hareketli ve yüksek sesli bir bitiş yapıyor.
Yıllar sonra Donnie Wahlberg’e Step By Step albümüyle ilgi görüşleri sorulduğunda Hangin Tough’a kıyasla daha iyi bulduğunu söylemekle birlikte grubun beğendiği bazı hip hopçuların albümde yer almasını istediğini ama kabul ettiremediğini dile getirerek “Biraz daha gözüpek olunmalıydı. Bugün herkesin yaptığı müziği o yıllarda yapmak istemiştim.” şeklinde özeleştiri yapmış.
NKOTB ‘Step By Step’ sonrasında zirvedeki yerini koruyamadı.
Grup beğeni toplayan ‘No More Games’ adlı remiks albümünden sonra yayınladığı ‘If You Go Away’ teklisiyle ününü sürdürmeyi başarmasına karşın 1994 yılında çıkardığı ‘Face The Music’ albümünün satış rakamları düşük kalınca ayrılma kararı aldı. 2008 yılında yeniden biraraya gelerek bugüne dek üç albüm yayınladı ancak eski popülaritesinden çok uzakta kalmış durumda.
Gitar solosu, romantik sözleri, kalpleri okşayan melodisi ve Donnie’nin canlı yorumuyla öne çıkan, ‘Hangin Tough’ albümünden büyülü balad ‘I Need You’ en sevdiğim şarkılarıydı.
New Kids on the Block’un tüm dünyayı kasıp kavurduğu dört yıl benim lise yıllarıma denk gelmişti. O yıllarda bu derece ünlü sanatçılar Türkiye’ye konser vermeye gelmediğinden canlı izleme olanağı bulamamıştım. Dolayısıyla, grubun hayranı olarak gösterilerini video ve televizyondan izler, şarkılarını radyo ve kasetlerden dinlerdim.
Zirvedeki dönemlerini gören müzikseverlerin belleklerine birçok şarkı armağan ettiler, bir kuşağın anılarını renklendirdiler. Posterleri elden ele dolaşır, kasetleri çift çalarlar ile çoğaltılırdı. Pop müziğin zirvesinde sandığımdan çok daha kısa süre kalmış olsalar da lise yıllarımı anımsatması açısından topluluğun ayrı bir değeri vardır kalbimde.
Kısaca ‘New Kids’ olarak söz ettiğimiz grubun yaşadığı iç sürtüşmeler, sahnede yaşadıkları şanssızlıklar, çocuklar ve gençler için iyi bir rol model olup olmadıklarına ilişkin gazete ve dergilerde çıkan haberler, kaldıkları otelde yanlışlıkla çıkan yangın ve daha birçok şey dergi ve gazetelere yansır, arkadaş sohbetlerine sıkça konu olurdu.
Genç kızlar yakışıklı ve popüler olmaları nedeniyle hayranlık duyarken, erkekler dans figürleri ve giyimlerini örnek almaya çabalardı. The Beatles’ten sonra şarkılarında ‘girl’ sözcüğünü en çok kullanan grup olarak şakayla anılmaları da o yıllardan aklımda kalan başka bir ayrıntıdır.
New Kids on the Block’a dek hiçbir erkek grubu (boy band) bu derece popüler olmayı başaramamıştı. İlerleyen yıllarda sahne alan Take That ve Backstreet Boys gibi birçok erkek grubunun yolunu açtığı gibi Spice Girls ve Pussycat Dolls gibi kız gruplarının (girl group) da ilgi çekmesini sağladığına inanıyorum. Pop müzikte kalıcı izler bırakan, unutulmaz bir topluluktu New Kids.
Kaynakça:
- Wikipedia, New Kids on the Block
- YouTube, Paul Santos Live Show Channel, Interview with Maurice Starr
- Kimberly Nordyke, New Kids on the Block: 8 Things to Know About New Biography, (October 1, 2012), hollywoodreporter.com
- YouTube, jgmusic97, The Story of NKOTB