Yapı sapı derken Fenerbahçe taraftarı uyutuldu!

Fenerbahçe taraftarı “yapı” algısıyla nasıl uyutuldu?

Yapı sapı derken Fenerbahçe taraftarı uyutuldu!

Ligin ilk maçları başladı ve Galatasaray yine son iki yılın şampiyonu Galatasaray gibi… Hele ki, Osimhen transferiyle Galatasaray üstüne koyarak devam etti. Orta sahaya Lemina’nın gelmesiyle Galatasaray daha az gol yemeye başladı.

Fenerbahçe’de ise milyonlarca euro harcanarak takımın başına Mourinho getirilmişti. Yönetimde ise televizyon dünyasının önemli bir ismi Acun Ilıcalı vardı. Spor yorumculuğunda ise Fenerbahçe’nin eski oyuncusu Ümit Özat…

Ali Koç, 10 yıldır şampiyon olamayınca dünyada pek çok kupa kazanmış önemli bir isim Mourinho getirildi. O günlerde yine birçok spor yazarı “Mourinho’yu yer!” diyecek noktaya geldi. Fenerbahçe’nin kadrosu belki de (kadro genişliği, derinliği açısından) Galatasaray kadrosundan iyiydi ama önemli olan o kadronun nasıl kullanıldığıydı. Mourinho sezon boyunca 30’un üzerinde farklı 11 ile çıktı. Yani kimse Fenerbahçe’nin temel 11’ini sayamıyordu.

Galatasaray özellikle Avrupa’dan dönünce kendini oyun anlamında toparlayıp lige odaklanınca, daha farklı oynamaya başladı. Osimhen ve Lemina‘nın takım içinde adaptasyon sorunu yaşamayınca daha güçlü bir Galatasaray izlemeye başladık.

Fenerbahçe’de puanlar kaybedilmeye başlayınca siyasette ciddi bir şekilde kullanılan bir argüman devreye sokuldu. Bu argüman neydi? Tabi ki, “algı”!

Bunu kim yaptı? Televizyon dünyasının “dahi”lerinden Acun Ilıcalı‘yla! Acun Ilıcalı bu algıyı bir yere gerçekten çok iyi yaptı. ‘Yabancı hakem’ algısı yapıldı ve bu algı bir anlamda tuttu. Ligde daha önce çok nadir görülen, yabancı hakem Türkiye’ye geldi ve Galatasaray – Fenerbahçe maçını yönetti.

Mourinho, Avrupa’da daha önce yaptığı gibi Türkiye ligini hem manipüle etti hem de algılarla hakem camiasını etkilemeye çalıştı.

Aslında ligde çok da kişinin kabul etmediği büyük hatalar yoktu! Peki ne vardı?

İki kelime; manipülasyon ve algı yönetimi!

Fenerbahçe, başarısızlığı bu iki kelime ile örtmeye çalışıyordu. Çünkü taraftar, bu şekilde kandırılmaya, aldatılmaya çalışıyordu. Çünkü, Ali Koç’un, Acun Ilıcalı’nın, Mourinho’nun söylemiş olduğu ifadeler, bilenler için bu iki kelimeden öte bir şey değildi. Şöyle ki, Eski Fenerbahçe yöneticisi Mahmut Uslu “yapı” konusunda şöyle dedi:

“Galatasaray maçı, Beşiktaş maçı, Samsun beraberliği, Kayseri beraberliği, Göztepe beraberliğini de mi yapı yaptı derler adama? Kendi sahanda yeneceksin kardeşim, en kötü yenilmeyeceksin!”

Mourinho, ligi kaybedeceğini anladığı anda “Süper lig başlamadan şampiyon belliydi” dedi. Madem şampiyon belli; lig başlamadan, madem “yapı” var, madem lig dışında bir “güç” var, o zaman seneye Galatasaray yine şampiyon ve bu durumda ligi oynamaya ne gerek var?! Fenerbahçe ligden çekilsin (Ali Koç gerekirse ligden çekiliriz demişti zaten) ve o zaman ciddi medya oluşur ve bu durumda dünya spor mahkemeleri dahi bu konuyu araştırmaya başlar!

İşte o zaman bu ülkede yapı var mı yok mu anlarız!

Şu görünüyor ki; yapı, sapı derken yönetim tarafından, Fenerbahçe taraftarına bir uyku hapı verilmeye çalışıldığı ortadadır!..


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…