Takımyıldızları: Başka bir evrende başka bir sürümümüz olabilir mi?

Nick Payne’nin iki kişilik ödüllü oyunu, çoklu evren temelinde insanların dünyaya geliş amacını sorguluyor…

takımyıldızları oyunu

20.yüzyılın ikinci yarısında ilk olarak Amerikalı fizikçi Hugh Everett tarafından öne sürülen çoklu evren görüşü birbirinden fantastik önermelerle sıkça akıl karıştıran kuantum fiziği ölçütlerinde bile abartılı olsa da bilim kurgu yapıtları için parlak bir esin kaynağı olduğunu destekleyen birçok örnek var. İngiliz yazar Nick Payne’in yazdığı iki kişilik ‘Takımyıldızları’ oyunu tiyatro dalındaki en iyi örneklerden biri olarak sayılabilir.

Başka bir evrende başka bir sürümümüz olabilir mi?

Evrenin yalnızca bizim gözlemleyebildiğimiz boyutu ile sınırlı olmadığı, farklı fiziksel kurallar ve koşullara dayalı birçok başka boyutun da var olduğu, her insanın bu boyutlarda birbirinden farklı yaşamlar sürdürdüğü, başka bir deyişle binlerce farklı boyutta binlerce özgün sürümümüz olduğu şeklinde özetlenebilen çoklu evren (paralel evren / çoklu dünya) kuramları, inanılması olanaksız olsa da, çağdaş fizik ve kozmolojinin ileri sürdüğü en ilginç alanlarından birini oluşturmakta.

Nick Payne’in çoklu evren kavramını temel alarak yazdığı ‘Takımyıldızları’ oyununu kısa süre önce Minoa Pera’da izledim ve hem konusu hem öykü kurgusu açısından bir hayli ilginç buldum. Ülkemizde Minoa ve KAOS işbirliği ile 2024 yılından beri tiyatroseverlere sunulmakta olan oyun başta İngiltere ve Amerika olmak üzere Çin, Kanada, Avustralya, Ukrayna, Tayland, Hollanda ve Endonezya’da sahneye konulmuş.

‘Takımyıldızları’, İngiliz senarist ve oyun yazarı Nick Payne’in en çok tanınan yapıtlarından biri

1984 yılında doğan Nick Payne, York Üniversitesi ve Central School of Speech and Drama’da eğitim gördü. 2009 yılında Royal Theatre Kitabevi’nde çalışmaktayken ‘If there is I haven’t found it yet’ adıyla ilk oyununu yazdı. Sonraki yıllarda West End ve Broadway’de sahnelenen oyunlarıyla kısa süre içinde tanınmasının yanında televizyon ve sinema için yazdığı senaryolarıyla da öne çıktı.

2012 yılında Royal Court Theatre’de Londra galasını yapan ‘Takımyıldızları (Constellations)’ oyunu Payne’e Evening Standart Theatre Ödülleri’nde ‘En İyi Oyun’ dalını kazanan en genç yazar ünvanını armağan ettiği gibi 2015 yılında Broadway’de çıkış yapmasını sağladı.

Ayrıca, yapıt ‘En İyi Oyun’ ve ‘En İyi Oyuncu’ dallarında Drama League, Oliver, Tony, The Laurence Olivier gibi çok saygın tiyatro ödüllerine aday gösterilmiş. Bunların yanına, 2015 yılındaki Broadway yapımında Roland rolünü Hollywood’un ünlü yıldızlarından Jake Gyllenhaal’ın üstlenmiş olmasını da ilginç bir ayrıntı olarak eklemekte yarar var.

Özge Erdem Kemal Kayaoğlu
Özge Erdem ve Kemal Kayaoğlu

Türkiye yapımında Özge Erdem ve Kemal Kayaoğlu rol alıyor

Oyunun yönetmenliğini üstlenen Özge Erdem aynı zamanda Mary karakterini de canlandırıyor. Haliç Üniversitesi’nden tiyatro dalında yüksek lisans derecesine sahip olan Özge Erdem yönetmen, yönetmen yardımcısı, oyuncu olarak birçok sahne yapımında görev aldığı gibi ‘Pera Palas’ta Gece Yarısı’ dizisi ve ‘İstanbul Üçlemesi’ filminde aldığı rollerle de tanınmakta.

Roland karakterini canlandıran Kemal Kayaoğlu ise oyun metninin çevirmenliğini de yapmış. Boston Berklee College of Music’de performans ve drama dalında eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye dönerek tiyatro, reklam ve sinema yapımlarında üstlendiği roller ile saygın bir konuma sahip.

Takımyıldızları, fizikçi Mary ile arıcı Roland’ın ilişkisini konu alıyor

Bir dost davetinde tanışan Roland ve Mary bir süre birlikte yaşadıktan sonra evlenirler. Evlendikten sonra sağlığı bozulan Mary’in anımsama ve yazma gibi becerileri zayıflamaya başlar. Doktor tarafından en çok bir yıl yaşayacağı tanısı konunca hasta kadın Roland’ın desteğiyle yurtdışına giderek ötenazi arayışına girer. Bunun sonrasında ilginç gelişmeler olur.

Oyun iki karakterin tanışmasıyla başlıyor. İlk başta, aynı sahnelerin ardı ardına ufak farklarla yeniden canlandırılması biraz kafa karıştırıcı olsa da fizikçi Mary’in çoklu evren ile ilgili Roland’a yaptığı açıklamalar izleyicinin kısa sürede kurguyu kavramasını sağlamış. Aynı iki kişinin farklı sürümleri paralel dünyalarda birbirinden bağımsızca yaşamlarını sürdürüyorlar. Kişiliklerindeki farklılar nedeniyle yaşamları farklı yönlere doğru yol alıyor.

Paralel dünyaların birinde yüksek benlik, başka birinde hoşgörü, bir diğerinde kızgınlık ile öne çıkan birbirinden bağımsız kişilik türlerini görüyoruz. Bazıları kendinden iğrendirirken bazıları oldukça sevimli görünüyor. Farklı kararlar sonucunda değişen durumlar oyuncular tarafından, bir önceki veya bir sonraki durumun etkisinde kalmaksızın, başarıyla yansıtılmış.

Kişilikler arasındaki farklara – tavırlar, konuşma şekilleri ve yüz ifadeleri – özenle yaklaşılmış ve bazen biraz abartılı görünse de tutumlarda çoğunlukla gerçekçilik ve doğallık yakalanmış. Bu açıdan bakıldığında, Kayaoğlu ve Erdem’in oyuncu olarak sergiledikleri performanslar kesinlikle beğeniyi hak ediyor.

Öte yandan, bazı sahnelerde farklı bir sürüme, yani paralel başka bir dünyaya, geçildiği geç fark edilebiliyor. Bir evrenden diğer evrene geçişler kesin çizgilerle biraz daha belirginleştirilebilirse, söz gelimi araya ışık ya da birkaç nota konabilirse izleyici yeni bir sürüme geçildiğini anında ayrımsayabilir.

Oyun dünyaya geliş amacımız ve aldığımız kararların geleceğimiz üzerindeki etkisinin altını çizmiş

Payne, arıcılık ile uğraşan Roland’ın ağzından arıların yaşam düzenini aktararak insanların dünyaya neden geldiği konusunu gündeme getiriyor. Bu noktadan ilerleyerek her insanın yaşamı boyunca en az bir amaç edinmesi ve yaşamını bu amaç uğruna sürdürmesi gerektiğini savunmuş.

Ayrıca, Roland ve Mary’in çok sayıdaki sürümü arasında özellikle birinin sürekli olarak mutlu ve güleryüzlü kaldığı dikkati çekerken diğerlerinin aldıkları kararlar sonrasında acı ve üzüntü dolu sonuçlarla karşı karşıya kaldıkları açıkça görülüyor. Bunun aracılığıyla yazar hoşgörü, dayanışma ve seviyi temel alan birlikteliklerin mutluluk verdiği; sadakatsiz, hırçın ve yüksekten bakan yaklaşımların mutsuzluğa götürdüğü gerçeğinin altını çizmek istemiş.

Takımyıldızları, İngiliz yazar Nick Payne’nin ödüllü oyunu.

Takımyıldızları izlenmeye değer, sade bir oyun. Kesinlikle iyi bir uyarlama. Zaman ayırmak tiyatro severler adına kazanç olur.

Takımyıldızları (Constellations)

Yazar: Nick Payne, Yönetmen: Özge Erdem
Yönetmen Yardımcısı/Dramaturg: Aslı Ceren Bozatlı
Oyuncular: Özge Erdem (Mary), Kemal Kayaoğlu (Roland)
Ses Tasarımı: Utkan Akçay, Dekor Tasarımı: Sıla Karakaya
Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan, Çevirmen: Kemal Kayaoğlu

Takımyıldızları: Paralel evrenlerde aşkın sonsuz olasılıkları (Tiyatro)


Koray Erdivanlı
1975 yılında İstanbul’da doğdu. 1993 yılında Özel Işık Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1998 yılında Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi (Fransızca) bölümünden lisans derecesi aldı. Western Michigan University ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde MBA dalında yüksek lisans yaptı. 2021 yılında Hacıbektaş Belediyesi tarafından düzenlenen kısa öykü yarışmasında 'Üç Öğüt' adlı öyküsüyle birincilik ödülü; 2022 yılında 25. OŞYAD Geleneksel Şiir Yarışması'nda 'Gurbet' adlı şiiriyle özendirme ödülü kazandı. 2022 yılında 'Yeşil Güller' adlı öykü kitabı ve 'Öfkeli Dargınlık' adlı tiyatro oyunu, 2023 yılında 'Dantelli Tuzak' adlı romanı, 2024 yılında 'Duygu Kovanı' adlı öykü kitabı ile 'Gümüşpetek Yangını' adlı romanı yayınlandı. Başlıca uğraşlarından biri olan filateli alanında 'Çanakkale Savaşı' ve 'İbn-i Sina' temalı koleksiyonlarıyla beş madalya kazandı. Özel sektörde insan kaynakları alanında yönetici olarak çalışmaktadır. Tarih, spor, sinema ve müzik başlıca ilgi alanları arasındadır.