Yoğun havalimanı kuyrukları ve stresli check-in süreçleri, bir Türk teknoloji şirketinin başarısıyla tarihe karışıyor. Mühendislik firması EMSE‘nin, Quavis markasıyla geliştirdiği yeni nesil havalimanı teknolojileri, self servis check-in kioskları ve otomatik bagaj teslim üniteleri ile hem yolcuların bekleme sürelerini kısaltıyor hem de havayolu şirketlerinin operasyonel verimliliğini artırıyor. Pasaportsuz uçuşları mümkün kılan biyometrik doğrulama sistemleri ise geleceğin yolcu deneyimini şimdiden şekillendiriyor.
Havacılık sektörü, bu yerli ve yenilikçi çözümler sayesinde operasyonel maliyetleri düşürürken, aynı zamanda küresel alanda verimlilik artışı sağlıyor. Yolcular için daha konforlu bir havalimanı süreci sunan bu teknolojiler, sürdürülebilirlik hedeflerine de katkıda bulunuyor. Self servis kioskları ve yüz tanıma sistemleri, artık modern seyahatin standart bir parçası haline geliyor.
📌 Türk teknoloji şirketi havalimanlarını dönüştürüyor: Uçuş öncesi işlemler nasıl %40 kısaldı?
- Türk teknoloji şirketi EMSE’nin Quavis markasıyla geliştirdiği self servis teknolojileri, check-in ve bagaj teslim süreçlerini manüel işlemlere göre %25-40 oranında kısaltıyor.
- Bu sistemler sayesinde check-in alanlarında %30-50’ye varan yer tasarrufu sağlanırken, pik saatlerdeki yolcu kapasitesi %20-30 artırılabiliyor.
- Biyometrik doğrulama (yüz tanıma) sistemleri, gelecekte pasaport ve biniş kartı ihtiyacını ortadan kaldırarak “kesintisiz bir yolculuk” vaat ediyor.
- Self servis kiosklar, sadece maliyetleri düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda koltuk seçimi ve ek bagaj satışı gibi hizmetlerle havayolları için yeni bir gelir kapısı oluşturuyor.
- Y ve Z kuşağı yolcuların %80’inden fazlası, seyahatlerinde self servis teknolojilerini kullanmaktan memnuniyet duyuyor.
🔎 En çok merak edilenler
- Self servis teknolojileri havalimanı çalışanlarını işsiz mi bırakacak?
Hayır, tam tersine rollerini değiştiriyor. Bu teknolojiler, çalışanların tekrarlayan ve basit görevler yerine, sorun yaşayan yolculara yardımcı olmak gibi daha karmaşık ve katma değerli işlere odaklanmasını sağlıyor. - Biyometrik verilerim (yüzüm) havalimanında ne kadar güvende?
Bu, en büyük tartışma konularından biridir. Havalimanları ve teknoloji sağlayıcıları, bu verileri şifreli ve güvenli sunucularda tuttuklarını belirtse de, veri gizliliği ve siber güvenlik riskleri konusunda endişeler devam etmektedir. - Self servis kiosklar havayollarına nasıl para kazandırıyor?
İki ana yolla: Birincisi, daha az personele ihtiyaç duyarak operasyonel maliyetleri düşürürler. İkincisi, yolculara check-in sırasında ekstra bagaj, daha iyi bir koltuk veya hızlı geçiş gibi ek hizmetleri satarak yeni bir gelir kanalı oluştururlar. - Eski ve yeni sistem arasındaki en büyük fark nedir?
En büyük fark, kontrolün yolcuya geçmesidir. Eski sistemde yolcu, kontuardaki görevlinin işlemini bitirmesini beklerken; yeni sistemde kendi check-in ve bagaj teslim işlemini kendi hızında, bir süpermarket kasası gibi tamamlayabilir.
✈️ Akıllı Teknolojiler Havalimanlarını Nasıl Dönüştürüyor?
Havacılık sektöründe operasyonları kolaylaştırmak için geliştirilen self servis cihazları, işletmecilerin yanı sıra yolcuları da kapsayacak şekilde çok yönlü fayda sağlıyor. Bu alanda teknolojiye dayalı çözümlere imza atan ve bunları global alana taşıyan Türk mühendislik firmaları, self servis check-in, bagaj teslim ve biyometrik doğrulama sistemleriyle havayolu operasyonlarında hız, verimlilik ve güvenlik sağlıyor.
Geliştirilen yenilikçi çözümlerle, self servis check-in ve bagaj teslimi, manuel işleme kıyasla yüzde 25-40 daha kısa sürüyor.
Bu akıllı sistemler, havalimanı terminallerindeki check-in alanlarında ise yüzde 30-50 oranında yer tasarrufu sağlıyor. İşlemini saniyeler içinde tamamlayan yolcu, check-in alanında vakit kaybetmediği için bu alandaki trafik ve tıkanıklık da hızla çözülüyor. Bu da özellikle pik saatlerde yaklaşık yüzde 20-30’luk bir kapasite artışını beraberinde getiriyor.
Yatırım bir yıldan kısa sürede geri dönüyor
Maliyet açısından bakıldığında, self servis teknolojileri yapılan yatırım masraflarını genellikle bir yıldan önce amorti ediyor. Havayolları için yolcu başına 2,5 ila 5 dolar arasında bir maliyet avantajı sağlayan bu sistemler, aynı zamanda ek hizmet satışı için bir yan gelir kapısı sunuyor. Bu durum, şirketlerin sürdürülebilirlik ve kârlılık hedeflerine de doğrudan katkı sağlıyor.
🛂 Pasaportsuz ve biniş kartsız uçuş: Havalimanlarında biyometrik doğrulama devrimi
Havalimanlarında “kesintisiz yolculuk” (seamless journey) olarak adlandırılan yeni bir döneme giriliyor ve bu devrimin merkezinde biyometrik teknolojiler yer alıyor. Yüz tanıma sistemleri, yüzünüzü pasaportunuz ve biniş kartınız haline getirerek tüm temas noktalarını ortadan kaldırmayı hedefliyor. Süreç şöyle işliyor:
- Kayıt: Havalimanına ilk kez geldiğinizde veya havayolunun mobil uygulaması üzerinden, pasaportunuzu ve yüzünüzü bir defalığına sisteme taratırsınız.
- Doğrulama: Bu ilk kayıttan sonra, bagaj teslimi, güvenlik kontrolü ve uçağa biniş gibi tüm noktalardaki kameralar sizi anında tanır ve kapılar otomatik olarak açılır.
Bu teknoloji, bekleme sürelerini önemli ölçüde azaltırken, güvenlik seviyesini de artırıyor. Ancak, bu sistemlerin yaygınlaşması, kişisel verilerin korunması ve biyometrik verilerin nasıl saklandığına dair önemli gizlilik ve etik tartışmalarını da beraberinde getiriyor. (Kaynak: International Air Transport Association – IATA)
↔️ Eski ve yeni nesil havalimanı deneyimi: Self servis teknolojiler yolculuğu nasıl değiştirdi? (Tablo)
Self servis teknolojilerinin havalimanı sürecini ne kadar değiştirdiğini anlamak için, geleneksel bir yolculuk ile modern bir yolculuğu karşılaştırmak en iyi yoldur.
Adım | Geleneksel Deneyim (Eski Nesil) | Self Servis Deneyimi (Yeni Nesil) |
---|---|---|
Check-in | Uzun kontuar kuyruklarında bekleyerek bir görevlinin bilet ve pasaport kontrolü yapmasını bekleme. (15-45 dk) | Self servis kiosklarında birkaç dokunuşla veya mobil uygulama üzerinden check-in yapma. (1-2 dk) |
Bagaj Teslimi | Check-in sonrası aynı kontuarda bagajı tartma ve görevliye teslim etme. | Biniş kartını okutup, bagajı otomatik üniteye yerleştirerek etiketi kendin yapıştırma. (2-3 dk) |
Uçağa Biniş | Kapıda görevlinin biniş kartını ve kimliği tekrar kontrol etmesi, uzun kuyruklar oluşması. | Biniş kartını veya telefonunu okutarak ya da yüz tanıma ile otomatik kapıdan geçme. |
Genel Süreç | Pasif, beklemeye dayalı, kontrolün görevlide olduğu bir süreç. | Aktif, hızlı, kontrolün yolcuda olduğu bir havalimanı süreci. |
🛄 Check-in’den uçağa: Havalimanlarını “akıllandıran” diğer teknolojiler neler?
Self servis kiosklar ve biyometri, dönüşümün sadece bir parçası. Modern havalimanları, yolcu deneyimini baştan sona iyileştirmek için birçok farklı teknoloji kullanıyor:
- Akıllı Güvenlik Kontrolleri (Smart Security): Yeni nesil CT (Bilgisayarlı Tomografi) tarayıcıları sayesinde, artık dizüstü bilgisayarları ve sıvıları (belirli limitlerde) çantanızdan çıkarmanıza gerek kalmıyor. Bu, güvenlik sürecini önemli ölçüde hızlandırıyor.
- Yapay Zeka Destekli Bagaj Takibi: Bavulların üzerine takılan RFID etiketleri ve tüm bagaj sistemini izleyen yapay zeka algoritmaları, bagajların kaybolma oranını büyük ölçüde azaltıyor ve yolcuların mobil uygulamalar üzerinden bavullarının nerede olduğunu anlık olarak takip etmesini sağlıyor.
- Mobil Uygulamalar ve İç Mekan Navigasyonu: Havalimanı mobil uygulamaları, artık sadece uçuş bilgisi vermekle kalmıyor; terminal içinde “beacon” teknolojisi kullanarak uçağınızın kapısına, bir restorana veya mağazaya nasıl gideceğinizi adım adım gösteren bir navigasyon aracı görevi görüyor. (Kaynak: SITA – “The Future of Air Travel”, 2025)
💵 Bir yıldan kısa amortismanın sırrı: Self servis kiosklar havayollarına nasıl para kazandırıyor?
Self servis teknolojilerinin bir yıldan kısa sürede kendini amorti etmesinin ardında iki temel ekonomik prensip yatar: Maliyetleri düşürmek ve gelirleri artırmak.
- Maliyetlerin Düşürülmesi (Cost Reduction): En büyük maliyet kalemi personeldir. Tek bir kiosk, birden fazla check-in kontuarının işini yapabilir. Bu, havayollarının daha az sayıda personelle daha çok yolcuya hizmet vermesini sağlayarak ciddi bir maaş ve operasyonel gider tasarrufu yaratır.
- Ek Gelir (Ancillary Revenue) Artışı: Kiosklar, havayolları için birer “satış makinesine” dönüşür. Check-in işlemi sırasında, sistem yolcuya otomatik olarak şu gibi ek hizmetleri teklif edebilir:
- Daha geniş diz mesafeli bir koltuğa geçiş (upgrade)
- Ekstra bagaj hakkı satın alma
- Uçağa öncelikli biniş (priority boarding)
Bu “upselling” (üst satış) fırsatları, havayollarının bilet dışı gelirlerini önemli ölçüde artırır. (Kaynak: “Airline Ancillary Revenue Report”, 2024)
🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Avrupa’nın en iyi performans gösteren havalimanları: İstanbul Havalimanı kaçıncı sırada?
- Uçakta ücretsiz su dönemi: Bakanlık’tan hava yollarına talimat
- Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri açıklandı: Listede Ankara’nın ezici üstünlüğü dikkat çekti
- Türk Hava Yolları (THY) uçuşlarına ‘yüz tanıma sistemi’
- Dubai’de Lüks Araç Kiralamanın Sırları: Özgürlük ve Keşif Yolculuğunuz Başlıyor!