Gözü ovuşturmak görme kaybına yol açabilir: Keratokonus hastalığı nedir?

Masum bir alışkanlık gibi görünen gözü ovuşturmak, korneanın incelip sivrileşmesiyle ilerleyen ve kalıcı görme kaybına yol açabilen keratokonus hastalığının en önemli tetikleyicilerinden biri. Gözlük numarasının sık sık değişmesiyle belirti veren bu sinsi hastalık, tanısı için kornea topografisi gibi özel yöntemler gerektiriyor. Tedavide ise hastalığın ilerlemesini durduran crosslinking (çapraz bağlama) yöntemi öne çıkıyor.

Keratokonus ve gözü ovuşturmak arasındaki ilişki, tanıda kornea topografisi ve crosslinking tedavisi

Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, genetik yatkınlığın da önemli bir risk faktörü olduğunu belirtiyor. İyi bir göz sağlığı için gözleri travmalardan korumak gerektiğini vurgulayan Uslu, ilerlemiş vakalarda kornea nakli gibi ciddi cerrahilerin gerekebileceği konusunda uyarıyor. Erken evrede keratokonus tanısı koymak, hastalığın ilerlemesini durdurarak görmeyi korumak için en önemli adımdır.

📌 Öne çıkanlar: Gözü ovuşturmak ve keratokonus riski

  • Op. Dr. Burcu Usta Uslu, gözleri sık ve şiddetli bir şekilde ovuşturmanın, korneanın incelip sivrileşmesine neden olan keratokonus hastalığını tetikleyebileceği konusunda uyarıyor.
  • Hızla ilerleyen gözlük numarası (miyop ve astigmat) ve gözlükle dahi net görememe, keratokonusun en önemli belirtileridir.
  • Hastalığın ilerlemesini durduran en etkili modern tedavi, riboflavin (B2 vitamini) ve UV ışığı kullanılarak korneanın güçlendirildiği “crosslinking” (çapraz bağlama) yöntemidir.
  • Gözlüklerin yetersiz kaldığı durumlarda, skleral ve hibrit gibi özel tasarlanmış sert kontakt lensler, bozuk kornea yüzeyini maskeleyerek net görüş sağlayabilir.
  • Çocukluk ve ergenlik dönemi ile hamilelik, hastalığın daha hızlı ilerleyebildiği riskli dönemlerdir.

🔎 En çok merak edilenler

  • Keratokonus tam olarak nedir?
    Normalde kubbe gibi yuvarlak olan korneanın (gözün en önündeki saydam tabaka) zamanla incelerek öne doğru koni şeklinde sivrilmesidir. Bu şekil bozukluğu, ışığın doğru kırılamamasına ve görüntünün bulanıklaşmasına neden olur.
  • Gözümü kaşımak bu hastalığa neden olur mu?
    Eğer genetik bir yatkınlığınız varsa, gözü sürekli ve sert bir şekilde ovuşturmak, korneanın zayıf olan yapısını daha da bozarak hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyebilir veya ilerlemesini hızlandırabilir.
  • Crosslinking (çapraz bağlama) tedavisi ne işe yarar?
    Bu tedavi, hastalığı iyileştirmez ancak ilerlemesini %90’ın üzerinde bir başarı oranıyla durdurur. Zayıflamış kornea lifleri arasında yeni bağlar oluşturarak korneayı daha sert ve dayanıklı hale getirir.
  • Keratokonus körlüğe neden olur mu?
    Modern tedavi yöntemleri (crosslinking, lensler, kornea nakli) sayesinde keratokonus nedeniyle tam körlük yaşanması çok nadirdir. Ancak tedavi edilmezse, yasal körlük sınırına varan ciddi görme kayıplarına yol açabilir.

👁️ Uzman Uyardı: Gözü Ovuşturmak Görme Kaybına Yol Açabilir

Göz sağlığı, yaşam kalitesini belirleyen en önemli unsurlarından biri. Ancak günlük yaşamda gözleri sık sık ovuşturmak gibi farkında olmadan yaptığımız bazı alışkanlıklar, kalıcı görme kayıplarına yol açabilen ciddi hastalıklara dönüşebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, gözlerini sıklıkla ve şiddetli bir şekilde ovuşturan kişilerde keratokonus hastalığının oluşabileceğini açıkladı.

Bu rahatsızlık, korneanın şekil bozukluğu ve incelmesi ile seyreden, ilerlediğinde görmeyi hatta gözün bütünlüğünü tehdit edebilen önemli bir sağlık sorunu.

Hastalığın kesin nedeni bilinmese de, gözü ovuşturmak gibi korneaya zarar veren küçük travmalar ve genetik yatkınlığın önemli risk faktörleri arasında olduğunu belirten Dr. Uslu, gözlük numarasının hızla değişmesinin önemli bir sinyal olduğunu vurguladı.

Çocuklar ve hamileler risk grubunda

Alerjik konjonktiviti olan ve sık sık gözlerini kaşıyan kişilerde bu hastalığın görülme olasılığının arttığına değinen Uslu, “Hastalık her yaşta teşhis edilebilse de çocukluk ve erken gençlik döneminde daha hızlı ve agresif ilerleme gösteriyor. Benzer şekilde, gebelik süreci de hastalığın daha hızlı ilerleyebildiği dönemlerden biri.” dedi.

Düzenli kontrol ve tedavi yöntemleri

Hastalığın tanısının, göz doktorunun muayene sırasında şüphelenerek istediği kornea topografisi ile kesinleştiğini ifade eden Uslu, tedavi yöntemlerinin hastalığın evresine göre farklılık gösterdiğini belirtti. Bu tedaviler arasında gözlük, özel kontakt lensler, crosslinking yöntemi, korneaya halka yerleştirilmesi ve son aşamada kornea nakli yer alıyor.

🔍 Gözün ön camı: Kornea nedir ve keratokonus onu nasıl etkiler?

Gözümüzü bir fotoğraf makinesine benzetirsek, kornea bu makinenin en dışındaki, en önemli ve en güçlü merceğidir. Gözün renkli kısmının (iris) önünü kaplayan bu saydam ve kavisli doku, dışarıdan gelen ışınların kırılarak gözün içinde tek bir noktaya odaklanmasını sağlayan ilk ve en önemli yapıdır. Normal bir kornea, pürüzsüz ve kubbe şeklinde bir yapıya sahiptir. Keratokonus hastalığında ise, korneanın yapısındaki zayıflık nedeniyle bu kubbe şekli bozulur; kornea incelir ve öne doğru bir koni gibi sivrilir. Gözün “ön camı” olan bu merceğin yüzeyi düzensizleştiği için, ışık doğru bir şekilde kırılamaz ve bu durum yüksek astigmat ve miyopa, dolayısıyla bulanık ve bozuk bir görüntüye neden olur. (Kaynak: American Academy of Ophthalmology)

Op. Dr. Burcu Usta Uslu'nun göz sağlığı ve göz kaşıma riskleri hakkındaki görüşleri, kornea nakli ve tedavisi.

🧬 Hastalığı durduran tedavi: Korneal çapraz bağlama (crosslinking) nasıl yapılır?

Crosslinking, keratokonus hastalığını tedavi etmese de ilerlemesini durduran en etkili modern yöntemdir. Amacı, zayıflamış olan kornea dokusunu güçlendirmektir. İşlem, basit bir prensibe dayanır ve genellikle poliklinik şartlarında, yaklaşık bir saat sürer:

  1. Hazırlık: Hastanın gözü, anestezik damlalarla uyuşturulur.
  2. Riboflavin (B2 Vitamini) Uygulaması: Korneanın en üst katmanı (epitel) nazikçe kaldırıldıktan sonra, yaklaşık 30 dakika boyunca kornea üzerine özel bir B2 vitamini solüsyonu (riboflavin) damlatılır. Bu vitamin, kornea dokusunun ilacı emmesini sağlar.
  3. UV Işığı Uygulaması: Ardından, hasta özel bir cihazdan gelen kontrollü bir ultraviyole A (UVA) ışığına yaklaşık 10-30 dakika boyunca bakar.

UVA ışığı, B2 vitamini ile reaksiyona girerek korneanın yapısını oluşturan kollajen lifleri arasında yeni ve güçlü kimyasal bağlar (“çapraz bağlar”) oluşmasını tetikler. Bu, korneayı daha sert ve mekanik olarak daha dayanıklı hale getirerek, hastalığın ilerlemesini ve sivrileşmeyi durdurur. (Kaynak: The Cornea Society)

👓 Gözlük yetersiz kaldığında: Keratokonus için özel kontakt lens çözümleri

Keratokonus ilerledikçe korneanın yüzeyi o kadar düzensizleşir ki, normal gözlükler artık net bir görüş sağlayamaz hale gelir. Bu noktada, korneanın üzerine oturarak yeni ve pürüzsüz bir kırıcı yüzey oluşturan özel kontakt lensler devreye girer.

  • Sert Gaz Geçirgen (RGP) Lensler: Keratokonus tedavisinin temel taşlarındandır. Şekillerini koruyan sert bir malzemeden yapıldıkları için, korneanın düzensiz yüzeyini maskelerler ve çok net bir görüş sağlarlar.
  • Hibrit Lensler: RGP lenslerin netliği ile yumuşak lenslerin konforunu birleştirirler. Lensin merkezi sert, çevresindeki etek kısmı ise yumuşak bir malzemeden yapılmıştır.
  • Skleral Lensler: En ileri vakalar için kullanılan büyük çaplı sert lenslerdir. Korneaya hiç dokunmadan, doğrudan gözün beyaz kısmı olan “sklera” üzerine otururlar. Lens ile kornea arasında kalan boşluk suni gözyaşı ile dolarak hem sürekli bir nemlendirme sağlar hem de en bozuk kornealarda bile olağanüstü net bir görüş sunar. (Kaynak: Scleral Lens Education Society)

👪 Keratokonus genetik mi? Ailede varsa risk altında mısınız?

Keratokonusun kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik bir yatkınlığın önemli bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Araştırmalar, tüm keratokonus hastalarının yaklaşık %10-15’inin ailesinde başka bir keratokonus vakası olduğunu göstermektedir. Bu, hastalığın doğrudan kalıtsal olabileceğini düşündürmektedir. Eğer birinci derece bir akrabanızda (anne, baba, kardeş) keratokonus varsa, sizin de bu hastalığa yakalanma riskiniz normal popülasyona göre daha yüksektir. Bu nedenle, aile öyküsü olan kişilerin, özellikle ergenlik döneminden itibaren düzenli göz muayenesi yaptırması ve göz kaşıma alışkanlığından kesinlikle uzak durması önerilmektedir. Ayrıca, keratokonus, Down sendromu ve Ehlers-Danlos sendromu gibi bazı diğer genetik bağ dokusu hastalıklarıyla birlikte daha sık görülmektedir. (Kaynak: National Keratoconus Foundation)

🌃 Keratokonus ile yaşamak: Gece sürüşü, ışık hassasiyeti ve diğer günlük zorluklar

Keratokonus, sadece görme keskinliğini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda hastaların günlük yaşam kalitesini etkileyen bir dizi görsel soruna da neden olur.

  • Işık Hassasiyeti (Fotofobi): Korneanın sivrileşmesi ışığın düzensiz saçılmasına neden olarak, hastaların parlak güneş ışığına veya yapay ışıklara karşı aşırı hassasiyet duymasına yol açar.
  • Haleler ve Işık Parlamaları (Glare/Halos): Özellikle geceleri, araba farları veya sokak lambaları gibi ışık kaynaklarının etrafında rahatsız edici haleler, yıldız patlamaları (starbursts) veya parlamalar görülür. Bu durum, gece araba kullanmayı tehlikeli hale getirebilir.
  • Çift Görme (Monoküler Diplopi): Tek gözle bakıldığında bile nesnelerin hayaletli veya gölgeli bir kopyasının görülmesidir. Bu, korneanın konik şeklinin görüntüyü birden fazla odak noktasına düşürmesinden kaynaklanır.

Bu zorluklarla başa çıkmak için, yansıma önleyici kaplamalara sahip özel gözlükler, polarize güneş gözlükleri ve doktorun önereceği özel kontakt lensler gibi çözümler bulunmaktadır.


🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:

Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.