5,0’lık Marmara Ereğlisi depremi: Öncü mü, olağan sarsıntı mı? Uzmanlar ne diyor?

Marmara Ereğlisi açıklarında meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki deprem, beklenen büyük Marmara depremi tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Sarsıntının ardından Türkiye’nin önde gelen deprem uzmanları farklı yorumlarda bulunurken, “öncü mü, olağan mı” sorusu gündeme oturdu. Prof. Dr. Naci Görür “Her an büyük bir deprem olabilir” uyarısını yinelerken, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise “Paniğe gerek yok” diyerek farklı bir senaryoya işaret etti. Bu durum, uzman görüşleri arasındaki farklılıkları ve Marmara’nın altındaki sismik boşluk gerçeğini bir kez daha ortaya koydu.

5,0'lık Marmara Ereğlisi depremi: Öncü mü, olağan sarsıntı mı? Uzmanlar ne diyor?

5,0 büyüklüğündeki Marmara Ereğlisi depremi ardından AFAD verileri kamuoyu ile paylaşılırken, uzman isimler de değerlendirmelerde bulundu. Bazı uzmanlar depremin enerji birikiminin bir işareti olduğunu söylerken, bazıları bunun büyük depremi tetiklemeyeceğini savundu. Tüm uzmanların birleştiği tek nokta ise, kaçınılmaz sona karşı deprem hazırlığının ve kentsel dönüşümün aciliyetini koruduğu oldu.

📌 Marmara Ereğlisi depremi, uzmanları ikiye bölündü: Öncü mü, olağan mı?

Marmara Ereğlisi açıklarında 2 Ekim 2025 tarihinde meydana gelen ve İstanbul’da hissedilen 5,0 büyüklüğündeki deprem, Türkiye’nin önde gelen deprem uzmanlarını bir kez daha karşı karşıya getirdi. Kimi uzman sarsıntıyı “büyük depremin habercisi” olarak yorumlarken, kimisi ise “paniğe gerek yok” mesajı verdi.

Naci Görür: Her an büyük bir deprem olabilir!

◼ Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depremin hemen ardından yaptığı açıklamada, sarsıntının Kuzey Anadolu Fayı’nın en tehlikeli kolu üzerinde olduğunu belirterek, “Her an büyük bir deprem olabilir. Er veya geç hazır olun ve İstanbul’u depreme hazırlayın” uyarısını yineledi.

Şener Üşümezsoy: Paniğe gerek yok, asıl riskli fay bu değil

◼ Diğer yanda ise Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, depremin beklenen büyük depremle ilgisi olmadığını savundu. Üşümezsoy, “Bu deprem, Tekirdağ açıklarında değil, Silivri Çukuru’nun batı kenarında meydana geldi. Asıl risk taşıyan Adalar fayı bu değil. Bu deprem, İstanbul için ana riski değiştirmez ve paniğe gerek yok” dedi.

Övgün Ahmet Ercan: Kaygılanmaya gerek yok, 2075’e kadar beklemiyorum

◼ Deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan da “Kaygılanmaya gerek yok, önemli bir deprem değil. Bu deprem yıkıcı değil, vatandaşlar normal yaşamlarına devam etsin. 2075’e kadar büyük deprem beklemiyorum” açıklamasıyla sakinliğe davet etti.

Süleyman Pampal: Büyük depremi tetiklemez ama bir uyarıdır

Prof. Dr. Süleyman Pampal ise, “Bu deprem İstanbul’da büyük depremi tetiklemez. Büyük yıkım üretecek fay Marmara’nın doğu kesiminde” diyerek riskin farklı bir bölgede yoğunlaştığını belirtti. Pampal, “Bu bölge 7’ye kadar deprem üretebilir. Ancak 5 büyüklüğündeki bir depremin tetikleme etkisinden söz etmek doğru değil. Ama bu tür depremler uyarmak bakımından bir anlam ifade ediyor.” açıklamasında bulundu.

Şükrü Ersoy: Bu normal bir deprem, büyük deprem habercisi demek iddialı olur

Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise bu tür sarsıntıların Marmara için sürpriz olmadığını, önemli olanın bu uyarılardan ders çıkarmak olduğunu vurguladı. Ersoy, “İstanbul’a yakın olduğu için her yerde hissedildi. Bunlar normal depremler bundan sonra büyük deprem olacak demek iddialı olur. Umarız diğerleri gibi rutin içeriğinde deprem olur ve kalır artçıları olup olmadığına bakacağız. Artçı olması demek o bölgenin canlı olduğunu gösterir.” ifadelerini kullandı.

Okan Tüysüz: Deprem, gerilimin yüksek olduğu ana kol üzerinde bir uyarıdır

Prof. Dr. Okan Tüysüz (İTÜ Jeoloji Mühendisliği): Tüysüz, depremin konumuna dikkat çekerek, bunun beklenen büyük depremi üretecek ana fay kolu olan Kumburgaz segmentinin batı ucunda meydana geldiğini belirtti. Açıklamasında, “Bu deprem, gerilimin yüksek olduğu bir bölgede meydana geldi. 7’nin üzerinde bir deprem üretme potansiyeli olan ana kolun üzerinde olması, fayın canlı olduğunun ve enerji biriktirmeye devam ettiğinin bir başka kanıtıdır. Bu bir uyarıdır.” ifadelerini kullandı.

Haluk Eyidoğan: 2045’e kadar 7’den büyük deprem olasılığı yüzde 40

Prof. Dr. Haluk Eyidoğan (İTÜ Jeofizik Mühendisliği): Marmara’da 7 ve daha büyük deprem olasılığı yüksek. Marmara Denizi içinde 7 ve daha büyük depremin 2045’e kadar olma olasılığı yüzde 40 civarında.

Hasan Sözbilir: Parçalı kırılma büyük afeti öteleyebilir

◼ Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, depremin Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içindeki “orta segmenti” üzerinde gerçekleştiğini belirtti. Sözbilir açıklamasında, “Bu şekilde parçalı kırılmaların olması, enerjinin bir anda boşalmasını engelleyerek büyük afeti ötelemesi açısından bir nebze iyi olarak yorumlanabilir. Ancak bu durum, ana riskin ortadan kalktığı anlamına gelmez.” ifadelerini kullandı.


🗺️ Deprem hangi fay üzerinde oldu? Marmara’nın altındaki “sismik boşluk” nedir?

Bu son deprem, bilim insanlarının yıllardır dikkat çektiği Kuzey Anadolu Fayı’nın (KAF) Marmara Denizi içerisinden geçen kuzey kolu üzerinde meydana geldi. Bu kol, 1999 Gölcük ve Düzce depremlerinin bir devamı niteliğinde olup, İstanbul için en büyük riski taşıyan fay hattıdır. Depremin olduğu bölge, özellikle “Kumburgaz Segmenti” olarak bilinen ve uzun zamandır kırılmadığı için üzerinde yoğun stres biriktirdiği düşünülen bir alanın yakınındadır.

Bilim dünyasında bu tür uzun süredir kırılmamış ve enerji biriktiren fay parçalarına “sismik boşluk” adı verilir. Marmara’nın altındaki bu sismik boşluğun kırılması, 7.0’den büyük bir deprem üretme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle 5.0 gibi orta büyüklükteki bir deprem bile, bu ana fay kolunun ne kadar aktif olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilir. (Kaynak: Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü)

🎒 Büyük deprem kapıda mı? Bireysel ve ailesel afet hazırlığı için 5 kritik adım

Uzmanların farklı senaryoları tartışması, deprem gerçeğini değiştirmiyor. Önemli olan, depremin ne zaman olacağını beklemek yerine, olduğunda ne yapacağımızı bilmektir. Bireysel ve ailesel deprem hazırlığı, afet anında hayat kurtarır.

  1. Afet ve Acil Durum Çantası Hazırlayın: İçinde ilk 72 saat yetecek kadar su, yüksek enerjili ve bozulmayan gıdalar, ilk yardım kiti, pilli radyo, el feneri, önemli evrakların kopyaları, hijyen malzemeleri ve bir miktar nakit para bulunan bir afet çantası hazırlayın.
  2. Evdeki Eşyaları Sabitleyin: Yüksek ve devrilebilecek dolap, kütüphane, buzdolabı gibi eşyaları L profillerle duvara sabitleyin. Raflardaki ağır ve kırılabilir nesneleri alt raflara indirin.
  3. Aile Afet Planı Yapın: Deprem anında ev içinde (yaşam üçgeni oluşturacak yerler) ve sonrasında bina dışında nerede buluşacağınızı belirleyin. Şehir dışı bir irtibat kişisi belirleyerek herkesin bu kişiyi araması konusunda anlaşın.
  4. “Yaşam Üçgeni” Alanlarını Belirleyin: Deprem sırasında sığınabileceğiniz, sağlam ve devrilmeyecek eşyaların (sağlam bir koltuk, çamaşır makinesi vb.) yanındaki boşlukları önceden tespit edin.
  5. Bilgilenin ve Tatbikat Yapın: “Çök-Kapan-Tutun” hareketini öğrenin ve ailenizle birlikte periyodik olarak deprem tatbikatı yapın. Bu, panik anında doğru davranmanızı sağlar. (Kaynak: AFAD, 2025)

📊 5.0’lık depremin teknik analizi: Derinliği, süresi ve olası artçıları

AFAD, depremin merkez üssünü Marmara Ereğlisi, Tekirdağ’a yaklaşık 18 kilometre uzaklıkta, Marmara Denizi içinde ve yerin 6-7 kilometre derinliğinde olarak açıkladı. Depremin sığ bir odak noktasında olması, enerjinin yüzeye daha yakın bir alanda boşalmasına ve bu nedenle daha geniş bir alanda (İstanbul, Tekirdağ, Bursa, Yalova) hissedilmesine neden oldu. Bu tür orta büyüklükteki bir ana şokun ardından, büyüklükleri genellikle 4.0’ı geçmeyecek çok sayıda artçı sarsıntının meydana gelmesi beklenir. Bu artçılar birkaç gün, hatta haftalar boyunca devam edebilir. (Kaynak: Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü)

🏙️ İstanbul depreme ne kadar hazır? Kentsel dönüşüm ve afet yönetiminde son durum

Uzmanların ortak “İstanbul’u hazırlayın” çağrısı, şehrin mevcut durumu hakkında soruları gündeme getiriyor. İstanbul’un depreme hazırlık süreci, çok katmanlı ve karmaşık bir yapıya sahip. En önemli başlık olan kentsel dönüşüm, riskli binaların yenilenmesini hedefliyor. “Yarısı Bizden” gibi kampanyalarla süreç hızlandırılmaya çalışılsa da, şehrin devasa yapı stoğu ve finansman sorunları nedeniyle ilerleme istenen hızda değil.

Afet yönetimi alanında ise, toplanma alanlarının belirlenmesi, acil durum müdahale ekiplerinin (AFAD, AKUT vb.) kapasitesinin artırılması ve iletişim altyapısının güçlendirilmesi gibi çalışmalar devam ediyor. Ancak uzmanlar, özellikle ulaşım yollarının açık tutulması ve afet sonrası lojistik planlaması konularında hala ciddi eksiklikler olduğu konusunda uyarıyor. (Kaynak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı)


🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:

  • Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Prof. Dr. Süleyman Pampal, Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve diğer uzmanların medya açıklamaları, 2 Ekim 2025
  • AFAD ve Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü – Deprem Verileri
  • İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı – Raporlar

Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.