Dijital pazarlamada dikkat ekonomisi: 47 saniye kuralı nedir?

Dijital dünyada dikkat ekonomisi kavramı, markaların yeni savaş alanı haline geldi. IAB raporuna göre, 2004 yılında 2,5 dakika olan ortalama odaklanma süresi, 2025 yılında dramatik bir düşüşle 47 saniye seviyesine geriledi.

Dikkat ekonomisi ve dijital pazarlama verilerine göre insan dikkati 47 saniyeye düştü: Odaklanma süresi üzerine IAB raporu.

Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, dijital pazarlama dünyasında artık en kıt kaynağın para değil, insan dikkati olduğunu vurguluyor. Markalar, reklam bütçesi yerine “dikkat metriği”ne yatırım yaparak, tüketicinin zihninde saniyelerle yarışıyor.


📌 Öne çıkanlar: Dijital pazarlamada dikkat ekonomisi

  • IAB (Interactive Advertising Bureau) raporuna göre, bir ekrana odaklanma süresi son 20 yılda beşte bire düştü (2.5 dakikadan 47 saniyeye).
  • Yasin Kaplan’a göre dijital reklamcılıkta yeni para birimi artık “dikkat” oldu.
  • Verilere göre, teknik olarak “görüntülendi” sayılan reklamların %81’i aslında kullanıcılar tarafından hiç izlenmiyor.
  • Buna karşın, görünür sayılmayan mobil reklamların %25’i kullanıcılar tarafından fark ediliyor.
  • “Kaliteli dikkat”e odaklanan kampanyalar %124 daha yüksek dikkat puanı ve %340 daha yüksek tıklanma oranı (CTR) sağlıyor.
  • Dikkat metriği yüksek yatırımlar, %37 daha az karbon salımı ile çevresel sürdürülebilirliğe de katkı sunuyor.
  • Herbert Simon’ın 1970’lerde ortaya attığı “Dikkat Ekonomisi” kavramı, bugünün algoritmik dünyasının temelini oluşturuyor.

📉 20 yılda beşte bire düşen dikkat süresi

Dijital çağın gürültüsünde artık her markanın, her içeriğin ve her bireyin peşinde olduğu tek bir şey var: Dikkat. Eskiden reklam bütçeleriyle ölçülen başarı, bugün saniyelerle ölçülen ilgiyi yakalama gücüyle tanımlanıyor.

Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, IAB’nin (Interactive Advertising Bureau) Ekim 2025 tarihli “Guide to Attention” raporuna atıfta bulunarak şu çarpıcı veriyi paylaştı:

“2004 yılında ortalama bir kişi bir ekranda 2,5 dakika odaklanabiliyorken, bugün bu süre 47 saniyeye kadar düştü. Bu değişim, dijital pazarlamanın merkezine ‘dikkat ekonomisi’ kavramını taşıdı. Gerçek etkiyi yaratan şey, gözün gördüğü değil, zihnin odaklandığı andır.”

👀 Görüntülenme (Viewability) vs. Gerçek Dikkat

Sektörde uzun süredir kullanılan “görüntülenebilirlik” (viewability) metriğinin artık tek başına yeterli olmadığı görülüyor. IAB verilerine göre, ekranda belirdiği için teknik olarak “görüntülendi” sayılan reklamların %81’i, aslında kullanıcıların odağına hiç girmiyor. Yani reklam ekranda olsa bile, kullanıcı ona bakmıyor.

Buna karşılık, standartlara göre “görünür” sayılmayan bazı mobil reklam formatlarının %25’i kullanıcılar tarafından fark ediliyor. Bu durum, markaların “reklamım gösterildi mi?” sorusu yerine “reklamım gerçekten fark edildi mi?” sorusunu sorması gerektiğini ortaya koyuyor.

🧠 Dikkat ekonomisi (Attention Economy) nedir?

Bu kavram aslında yeni değil. Nobel ödüllü ekonomist ve psikolog Herbert A. Simon, 1971 yılında “bilgi zenginliğinin dikkat yoksulluğu yarattığını” söyleyerek bu terimi literatüre kazandırmıştı. Simon’a göre, bir dünyada bilgi ne kadar bolsa, o bilgiyi tüketecek olan “dikkat” o kadar kıtlaşır.

Bugün sosyal medya algoritmaları, bildirimler ve sonsuz kaydırma (infinite scroll) döngüsü, Simon’ın teorisini hiç olmadığı kadar haklı çıkarıyor. İnsanların sınırlı dikkati, artık en değerli ticaret aracı ve modern pazarlamanın yeni para birimi haline gelmiş durumda.

👁️ Teknoloji dikkati nasıl ölçüyor? (Eye-Tracking)

Yeni nesil reklam teknolojileri, sadece tıklamaları değil, göz hareketlerini de analiz ediyor. Yasin Kaplan’ın belirttiği gibi, markalar dikkati ölçmek için iki temel yöntemi bir arada kullanıyor:

  1. Göz Takibi (Eye-Tracking): Kullanıcının ekranda tam olarak nereye ve ne kadar süreyle baktığını tespit eden kesin yöntemler.
  2. Yapay Zeka Modelleri: Milyonlarca veriyi analiz ederek, bir içeriğin ne kadar dikkat çekeceğini tahmin eden olasılıksal AI modelleri.

Bu sistemler sayesinde, hangi rengin, hangi başlığın veya hangi görselin izleyicide duygusal etki yarattığı gerçek zamanlı olarak görülebiliyor.

📱 Z Kuşağı, TikTok ve “Goldfish” efsanesi

Dikkat süresinin 47 saniyeye (veya popüler efsaneye göre 8 saniyelik Japon balığı hafızasına) düştüğü iddiası, genellikle Z kuşağı ve TikTok/Reels formatlarıyla ilişkilendiriliyor. Ancak Dr. Gloria Mark gibi araştırmacılar, sorunun “kapasite kaybı” değil, “bağlam değiştirme” (context switching) olduğunu belirtiyor.

Yani insanlar odaklanma yeteneklerini kaybetmediler; sadece dijital uyaranlar onları sürekli olarak bir içerikten diğerine (ortalama 47 saniyede bir) geçmeye zorluyor. Bu hızlı geçiş, markalar için ilk 3 saniyeyi hayati kılıyor.

🌱 Dikkat odaklı reklamlar daha çevreci

İlginç bir şekilde, dikkati hedeflemek sadece satışı değil, gezegeni de koruyor. Adelaide ve Scope3 tarafından yapılan ortak araştırmaya göre, dikkat metriği yüksek medya yatırımları, %37 daha az karbon salımıyla aynı dönüşümü sağlıyor. Daha az ama daha etkili reklam gösterimi, dijital kirliliği ve enerji tüketimini azaltıyor.


🔎 En çok merak edilenler

İnsanların dikkat süresi ne kadar?
2004 yılında 2,5 dakika olan ortalama odaklanma süresi, dijital uyaranların artmasıyla 2025’te 47 saniyeye kadar düşmüştür.

Dikkat ekonomisi ne anlama gelir?
Bilgi bolluğu içinde en kıt kaynağın “insan dikkati” olduğunu ve bu dikkatin bir para birimi gibi alınıp satıldığını ifade eden ekonomik terimdir.

Görüntülenme ile dikkat arasındaki fark nedir?
Görüntülenme (viewability), reklamın ekranda belirmesidir. Dikkat ise kullanıcının o reklama gerçekten bakması ve zihinsel olarak odaklanmasıdır. Görüntülenen reklamların %81’i izlenmemektedir.

Markalar dikkati nasıl ölçüyor?
Eye-tracking (göz takibi) teknolojileri ve yapay zeka destekli tahmin modelleri kullanılarak, kullanıcıların nereye, ne kadar süre baktığı analiz ediliyor.


🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:



🎯 Sponsorlu içerik ve tanıtım yazısı fırsatlarımızı keşfedin. İndigo Dergisi’nde tanıtım yazısı yayınlatın; asla silinmeyen/süresiz içeriklerle markanızı yüz binlerce okura ulaştırın.
👉 Reklam paketlerini incele
Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.