Zaman Omurgası: Muammer Uysal

Türkiye tezatlar ülkesi; bir yanda ilkel ve çıkarcı mantık tüm gücüyle toplumumuzun haklarını, özgürlüklerini ve çağdaş yaşam seviyelerini son hızla aşağıya doğru çekmeye çalışırken, içimizden birileri de çıkıp “hep daha ileriye ve ileriye” azmiyle sıradışı gelişimlerin ve olayların altına imzasını atabiliyor.

free-space-optics-570

İlkleri hep başkaları başaracak, biz de seyir edecek değiliz ya, bakın bizim içimizden biri, dünyada nasıl bir ilk’e imza atmış! Bu yazı ve röportajla dünyada ilk defa gerçekleşmiş bir olayın mimarı ile tanışacağız.

Sözünü ettiğimiz kişi, Omnitek AŞ. adında bir bilişim şirketinin kurucusu ve Genel Müdürü Muammer Uysal. 1984 yılında bilgisayarın Türkiye’de henüz emeklediği dönemde kurulan Omnitek AŞ; son yıllarda öncelikle kablosuz iletişim konusunda çağı yakalayan hatta ötesine geçen çalışmalar yapmış!


beam21Lazer Omurga; medyada daha önce “dünyada ilk” diye yayınlandığı için konuyu bilmeme rağmen, ben İndigo Dergisi adına başka bir pencereden bakmak istedim. Yüz yıl önce Nikola Tesla’nın ses, resim, mesaj ve her türlü veriyi kablosuz iletmeyi amaçladığı Wardenclyffe kulesinin, para kazandırmayacak diye kapitalist mantık tarafından Long Island’da bombalanıp yok edilmesinin üzerinden yüzyıl geçmişti, ve ben kendimi bir anda İstanbul’daki gökdelenlerin tepelerinden gözle görülmeyen ışınlarla bilgi, ses ve görüntü aktaran bir omurganın karşısında buluvermiştim. Konunun uzmanı olmadığımdan, Muammer Uysal’ın kendisinden Lazer Omurga ve Tesla’nın projesiyle benzerliği hakkında bilgi almak ve birinci ağızdan aktarmak istedim. Sözü Muammer Uysal’a bırakalım ve bu ilginç projenin hikayesini kendisinden dinleyelim.

Röportaj

Muammer Bey dünyada ve Türkiye’de bir ilk olduğu söylenen “Lazer Omurga”nın ne olduğunu, nasıl doğduğunu ve nasıl geliştiğini anlatabilir misiniz? 

Muammer Uysal: Öncelikle mevcut iletişim yöntemlerinden bahsedelim isterseniz, sesi, bilgiyi ve görüntüyü taşımak için kullanılan üç tür iletişim yöntemi vardır;

  1. Telekom firmalarının kullandığı bakır ve fiber kablo ile iletişim,

  2. Verici ve alıcı antenlerle iletilen Radyo Frekans dalgalarıyla iletişim,

  3. Free Space Optics adı verilen ışıkla iletişim. (FSO)

nesrin_14.htm_txt_nesrin lazer omnilink fso 14 (2)Muammer Uysal: FSO, gözle görülmeyen ve göze zarar vermeyen 785nm – 1550nm (nanometre) dalga boyları arasındaki lazer ışınıdır. Amerika’da katıldığım bir teknoloji fuarında Star Wars (Yıldız Savaşları) teknolojisi ile tanışma fırsatı buldum. Bu projede, dünyanın etrafına manyetik bir kalkan kurmak ve gelen saldırıları engellemek istiyorlar. Haberleşmek için radyo dalgalarını kullanırsak bizi dinleyebilirler deyip bilgiyiışıkla taşıyorlar. Buna da Free Space Optik adını veriyorlar. Bu yöntem Star Wars projesi adı altında Lasercom projesi adıyla 2000km mesafede kullanılırken, aradaki mesafeyi 5km ye düşürüp maliyeti azaltıyor ve on beş yıl kadar önce sivil kullanıma sunuyorlar. Bilişim fuarında gördüğüm bu yöntem, inanılmaz bir teknolojiydi ve satın alıp kullanmak istedim. Satıcı firma, “Amerika satış için yeterince büyük” deyip benimle ilgilenmedi. Bir yıl firmanın neredeyse kapısında yattım ve sonunda bana satmaya razı oldular.

1995 yılında bu teknolojiyi ilk defa bir banka için kullandık ve ilgi çekmeye başladı. İlk yıllar sadece iki nokta arasında kurduğum bu sistemi tek tek satmaktansa niye bir veri koridoru oluşturmuyorum diye düşündüm. Atlama noktalarıyla gözle görülemeyecek bir tür ışık hattı oluşturup daha fazla kişinin kullanmasını sağlayabilirdim. Bu proje için kendim teknik bir plan oluşturarak, büyük iletişim firmalarıyla finansal destek için görüşmeye başladım. İlk kurulumu çok maliyetli olan proje ilginç gelse de, bir hayal diye nitelendirildi. Türkiye’deki işadamlarıyla görüşüp anlatıyordum ve her birine ulaşmam aylarımı alıyordu. Şimdi kısa bir hikaye gibi anlattığım proje hiç kolay gerçekleşmedi. Kendi hazırladığım plan yerine öncelikle benden Profesyonel bir Business Plan (İş Planı) istediler. Sadece bu planın maliyeti 20.000 dolar tutuyordu. Zor koşullarda bu planı hazırlattım ama yine de yurt içinde hiçbir işadamını böyle bir proje için ikna edemedim.

Sonunda yabancı bir yatırım bankası proje için destek verdi ve biz Eminönü- Maslak arasında 13 km’lik lazer veri omurgamızı oluşturduk (Backbone). Proje gerçekleşti ve bir yığın sıkıntıyı bertaraf ederek ve yetkili kurumdan test izni alarak yolumuza devam edebildik.

Teknoloji bizim olmasa da FSO nun noktadan noktaya aktarımı ile bir omurga oluşturma fikri bana aittir, ilk ve tektir. Türk ve Dünya basınında pek çok kaynakta yer almamızla bazı ülkelerden bilgi edinme ve çalışma talebi geldi. Şu anda Suudi Arabistan ve Kazakistan ile sistem çalışmalarımız devam ediyor, Fransa Telekom ise benzer bir projeleri için bizden danışmanlık talebinde bulunuyor. Bu taleplerin arkası gelecektir. Önümüzdeki günlerde alt yapı işletmecilik lisansımızı aldıktan sonra biz bu projeyi artık omurga olarak değil, Mesh Yapı dediğimiz örümcek ağı gibi tüm Marmara’ya öreceğiz. Bu ağ üzerinden isteyen her kuruluş; ses, görüntü ve bilgi aktarımını çok daha kolay, ekonomik ve güvenli bir şekilde sağlayacak. Mevcut kablolu sisteme göre FSO yöntemi on kat daha ucuzdur. Bu konuda bütün çalışmalar ve Omnitek olarak biz hazırız, gururla yine bir ilki gerçekleştireceğiz. Türkiye artık sadece kebap, yoğurt, kahve, lokum gibi kelimelerle değil böyle bir yapı ile de adını duyuracak.

nesrin 14

Muammer Bey böyle bir gururu hak etmişsiniz, peki az önce anlattığınız Starwars projesindeki koruyucu manyetik kalkan fikrinin sahibi Nikola Tesla’nın adını hiç duydunuz mu? İlginç bir tesadüfle yüz yıl önce Tesla, kablosuz bilgi aktarmayı amaçlayıp verilen desteğin kesilmesi nedeniyle başaramamış, ne mutlu ki siz vazgeçmemişsiniz ve gerçekleştirmişsiniz.


Muammer Uysal: Nesrin hanım bu konudaki cahiliyetimi mazur görün, ben Tesla’ nın adını sadece Manyetik Rezonans dalga boyu olarak duydum ne yazık ki. Sözlerinizi ev ödevi kabul edip en kısa zamanda Tesla hakkında bilgi edineceğim.

Tesla’nın hayat hikayesini okuduğunuzda ondan yüzyıl sonra bu projede aynı amaç için çalıştığınızı ve bizim 21.yy.da hangi teknolojileri ona borçlu olduğumuzu görüp şaşıracaksınız. Kendi adıma onun adının böylesine unutturulmasını acı verici bir gerçek olarak görüyorum. Sizin omurganın içinde birbirine ışıkla bilgi ulaştıran noktalar misali, zaman çizgisi üzerinde bir bilgi aktarımı olmuş ve yüzyıl öncesinden bugüne ışınlanan bir hayal gerçekleşmiş bence. 1904 yılında Tesla’nın kulesi bombalanıp yıkılmış, sizin projeniz ise sanırım 2004 yılında gerçekleşmiş, tıpkı bir zaman yolculuğu yapar gibi. Sizce zaman nedir Muammer Bey? 

Muammer Uysal: Zamanın tanımını bahsettiğiniz bu olay yapıyor açıkça ve ışıkla zaman fizikte iç içe geçmiş olgulardır. 1904-2004 arasında kalan olaylar zaman yolculuğunun ta kendisidir bence. Çok sevdiğim bir şairin çok sevdiğim bir sözü var, “Ölümden korkmazdım belki, iki tarih arasında kalmak onurumu incitmeseydi…”

Tesla’nın 1904’de yapamadığını 2004 de birileri çıkıp yapmış, bizim yapamadıklarımızı da mutlaka 2104’de birileri yapacaktır. Bizim başlattığımız ilkler belki örnek, belki de temel olacak onlara.

Ben buna ” İz bırakmak” diyorum ve Lazer Omurga’yı kurmakla bir iz bıraktığımı düşünüyorum, arkamızdan birileri bizi takip edecektir mutlaka.

Muammer Bey, son olarak metafizik hakkında ne düşünüyorsunuz, bizimle paylaşır mısınız? 

omnitek

Muammer Uysal: Metafizik yoğun ilgi duyduğum bir alan, zaten o kadar hayatın içinde ki uzak kalmak mümkün değil. Hatta benim yaptığım işin de bir metafizik boyutu olduğunu düşünüyorum. Ben projeye başladığımda hayal gibi görünen bir şeyin peşindeydim adeta. Bilgiyi ışıkla taşımak fikri, konuya yabancı olanlar için rüya boyutunda bir eylemdi çünkü. Gerçekleştirilip güncel boyuta taşındığında artık metafizik boyuttan çıkıp bilimsel boyuta ulaştı. Aslında ışığın kendisi metafiziktir ve ışıkla yapılacakların sonu yoktur.

Şu anda 2000 km de 1 Gbps hıza erişmiş bir teknoloji ile daha kısa mesafelerde ses, görüntü, bilgi aktarımı yapabiliyoruz, gelecekte bu hız artacak ve muhtemelen 10 hatta 100 Gbps hıza ulaşacağız. İşte o zaman belki insanı da ışınlayabileceğiz ve uzay filmlerinde metafizik diye seyrettiklerimiz gerçek olacak.

Işık bunları yapmaya muktedir bir ortamdır ve ışıktan başka bir malzeme yok artık elimizde, bundan sonra bilim ve teknolojide ne yapılacaksa yine ışık ile yapılacaktır.

Muammer Bey bize bir ilk olma gururunu yaşattığınız için çok teşekkür ederiz. Verdiğiniz bilgiler okuyanlar için bir ışık olacaktır eminim. Dilerim tüm dünya sizin hedeflediğiniz Mesh Yapı gibi sevgi ve ışıkla örülür.

Muammer Uysal ile Nikola Tesla, birbirini gözle değil ışıkla gören iki ayrı nokta gibi, bilgi için farkında olmadan dördüncü boyutta bir omurga kurmuşlar ve sanırım savaş değil barış için çalışan zaman; gülümseyerek yine bir oyun oynamış bizlere!


Bilgi ve emek için teşekkürler Nikola Tesla, teşekkürler Muammer Uysal…

Burçlara göre çiçek zevkleri – En çok sevilen çiçekler


Nesrin Dabağlar
İstanbul’da doğdu. İşletme ihtisası yaptı. 12 yıl bir devlet kuruluşunda muhasebe alanında çalıştı ve 1995-2008 yılları arasında özel sektöre ait çeşitli sağlık kuruluşlarında yöneticilik, danışmanlık ve halkla ilişkiler görevlerinde bulundu. 2008’den itibaren çalışma alanlarına eğitim sektörünü de ekleyerek özel bir üniversitede halkla ilişkiler ve organizasyon uzmanı olarak çalıştı. Bilimsel konuların insan ile ilişkileri, inanışlar ve inançlar konusunda araştırmalar yaptı. Özellikle kutsal metinler, tarih, psikoloji, fizik ve bilimdeki yenilikleri konu alan makaleler yazdı. 2006 yılında İndigo Dergisi'nin yazar ve muhabirliğini yapmaya başladı.