Tankut Öktem: Heykellerin üstadı (özel röportaj)

Benim kullandığım tek sıfat Heykeltıraş Tankut Öktem’dir. Ya bize öğretilen sanatçı kimliğine bürünecektim ya da kendimi sanata verecektim’ diyecek kadar sanatına saygılı.

heykeltraş tankut öktem

İzmir’e araba ile gidenler Manisa çıkışındaki Kuvayi Milliye Anıtı’nı mutlaka görmüşlerdir. Kastamonu Şerife Bacı Heykeli, Çanakkale Şehitlikleri ama en önemlisi Time’a kapak olan Ankara Kara Harp Okulu Harbiyeli Anıtı…

Manisa Kuvayi Milliye Anıtı
Manisa Kuvayi Milliye Anıtı

Yolunuz düşerse Afyon Kocatepe Şehitliği’ndeki Atatürk’ün gözlerine bir bakın, bakabilirseniz tabii! Çünkü o kaygılı gözler savaşın tam ortasındaki düşünceleri yansıtmış. Bunların hepsi Prof. Dr. Tankut Öktem’in heykellerinden bazıları.


Afyon Kocatepe Şehitliği anıtı atatürk

‘Ya bize öğretilen sanatçı kimliğine bürünecektim ya da kendimi sanata verecektim’ diyecek kadar sanatına saygılı. 2050 yılına kadar dolu olduğunu saklamayacak kadar da diğer heykeltıraşlardan farklı olduğunun farkında. Atölyesine gelenleri, ekibinin yanı sıra İsmet İnönü, Atatürk, Nazım Hikmet Ran gibi ‘ünlü’ heykeller karşılıyor. Dünyaya, Türkiye’ye, sanata bakışını; insana huzur veren evinin yemyeşil bahçesinde gerçekleştirdik.

Röportaj: Prof. Dr. Tankut Öktem

Heykeltıraş olana kadar nasıl nasıl bir ömür geçirdiniz? 

Tankut Öktem: 1940’ta Konya’da doğdum. 7 yaşına kadar çocukluğum Muş’ta birçok damızlık hayvanın bakıldığı bir merkezde geçti. Bir çocuğu ilk defa üç yaşındayken gördüm. Muş’taki çocukluk dönemimde tüm arkadaşlarımın hayvan olduğunu düşünürsek, gerçek bir hayvan dostu ve doğa aşığı oldum. Bu nedenle hala yüzlerce hayvanımla birlikte yaşadığım Gemlik-Küçük Kumla’daki atölyemde sanat hayatımı sürdürmekteyim.

prof dr heykeltraş sanatçı tankut oktem 2007
Heykeltraş Tankut Öktem

Lise öğrenimimi İstanbul’da tamamladım. Sanatçı olma tutkumdan bir süre vazgeçmek zorunda kaldım. Çünkü babamın ‘sanatçı olduğun taktirde aç kalırsın’ telkini vardı.

Peki sonra sanat tutkunuzun peşinden nasıl gitmeye karar verdiniz?

Tankut Öktem: Esasen iki yaşında resme, üç yaşında heykel yapmaya başladım. Sanata yönelmem, sanatçı olmak istemesine karşın Atatürk idealleri adına ilk Türk veterineri olmayı yeğleyen annemin sayesinde olmuştur.

60 ihtilali öncesinde gençleri iktidara karşı eyleme sürükleyen olayların sonucu üst üste sınıfta kaldım. Lise 2’den son sınıfa geçenleri alan ve Bahaus ekolüne* uygun olarak eğitim veren Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu (DTGSYO) Seramik Bölümü’ne yazıldım. Seramik sanat eğitimi aldım. Babama rağmen sanat hayatıma böylelikle adım atmış oldum. Öğrencilik yıllarımda birçok yarışmada birincilikler ve dereceler almam beni cesaretlendirdi. Heykeltıraş olan hocam Hakkı Karayiğitoğlu’ndan aldığım eğitim ve verdiği cesaret ile seramikçilik yanısıra heykel çalışmalarını sürdürdüm.

Büyük Taarruz Anıtı, Tankut Öktem
Büyük Taarruz Anıtı

Seramik ile heykelin mesleki anlamında farkı nedir?

Tankut Öktem: Özünde heykelle aynı endişeleri taşıyan seramik ile heykel arasındaki tek fark, seramiğin zaman zaman dekoratif unsurlara yer vermesidir.

 Heykeltıraşlığa modern eserlerle başlamışken şu anda daha çok figüratif çalışıyorsunuz? Bu değişikliğe ne sebep oldu?

Tankut Öktem: 1973’e kadar çağdaş modern heykeller yaptım. Hala zaman zaman aynı çizgideki çalışmalarımı sürdürmekteyim. Figüratif çalışmalarıma ise 1970’li yıllarda para kazanmak amacıyla başlamıştım.

1973’ten sonra ise Atatürk Devrimciliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş öyküleri, Balkanlar, Çanakkale ve Milli Mücadele içerisinde yaşananlar beni gerçek bir yurtsever olarak çok etkiledi. 1973’ten sonra ifadeyi ön planda tutan çağdaş kompozisyonlar içinde çok figürlü anıtlar yapmayı kişiliğime daha uygun buldum. Figüratif anlamda Türk heykelciliğine değişik bir boyut kazandırdığımı zannediyorum.

büyük taarruz anıtı atatürk heykeli tankut öktem

Birçok eserinizin olduğunu biliyorum ama bazı heykeller var ki çok aşina olmama rağmen yaratıcısının siz olduğunu bilmiyordum. Bu durum sizin tercihiniz mi? Sanatçıya verilmeyen önem mi yoksa bizim ilgisizliğimiz mi?

Tankut Öktem: Gelecekte herkesi şaşırtacak sayıda eseri gerçekleştirdim. Time dergisine kapak olan Ankara Kara Harp Okulu anıtımda 700’den fazla figür yer almaktadır. Bini aşkın sayıda heykel yaptım ve yapmaya devam ediyorum.

Harbiyeliler Anıtı, Ankara Kara Harp Okulu tankut öktem
Harbiyeliler Anıtı, Ankara Kara Harp Okulu

“Basın gerçek sanata yeterince ilgi duymuyor”

Tanınma meselesine gelirsek. Hak ettiğim kadar tanınmamamın birinci nedeni, basının gerçek sanata yeterince ilgi duymaması. İkinci nedeni ise benim mütevazı yaşamımdır. Yurtiçinde birçok önemli eseri olan biri olmama karşın yurtdışında daha çok tanınıyorum.

Time’dan başka yurtdışında ses getiren diğer çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Tankut Öktem: 1988’de Kore’deki Seul Olimpiyatları nedeniyle Kore Hükümeti’nin isteği ile sanat olimpiyatı içinde yarıştırmak için seçtiği 160 heykeltıraştan biri oldum.  Eserim başarılı buldu ve diğer başarılı 10 heykelle birlikte Kore’ye dikildi.

1991’de Stuttgart’ta Ortak Pazar ülkelerinden gelen heykeltıraşlar ve Almanya’dan katılan sanatçıların arasında eserim en başarılı eser seçilerek Stuttgart-Böblingen’e dikildi.

Libya’ya yaptığım bir eser, kurulmakta bulunan bir şehrin meydanına dikildi. Şehrin yapımı halen sürmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çok sayıda anıt ve eserim bulunmaktadır.

tarık buğra heykeli gazeteci yazar kimdir tankut öktem

Yurtsever iyi bir sanatçı Tankut Öktem

Sizinle ilgili haberlere baktığım zaman genelde siyaset ve askeri alanda heykellerinize rastlıyorum. Bunun özel bir sebebi var mı?

Tankut Öktem: Benim derin saygı duyduğum bazı kavramlar vardır; yurdu ve halkı için yaşamını feda edenler, milli mücadelede fedakarlıkları anlatılamayacak kadar çok olan Türk kadınları, halkın mutluluğu için el ele verebilen işçi – köylü ve aydınlar!

Gelecek nesiller için yaptığım anıtlarda benim askeri ve siyasi mesajlar veren biri olduğum zannedilmektedir. Esasen ben gerçek bir yurtsever ve iyi bir sanatçı olarak geleceğe kalmak istemekteyim.

tankut öktem atölyesi

Peki son günlerde haberi çıkan Amasra’ya Barış Akarsu heykeli armağan etmeniz konusu?


Tankut Öktem: Son yıllarda sanatçı tanımına giren insanlar yerine bu tanıma hiç uymayan kişileri bizlere sanatçı diye yutturmaya çalışıyorlar. Barış Akarsu; görünümü, ahlaki nitelikleri ile örnek oluşturan ve yorumlarıyla çok önemli iki sanatçımızı bizlere tekrar yaşatan birisiydi. Dolayısıyla bir anlamda doğru sanatçıları ödüllendirmek adına sevgiyi ve dürüstlüğü anıtlaştırmak için doğduğu yere Amasra’ya heykelini yapıyorum.

barış akarsu heykeli amasra
Barış Akarsu heykeli, Tankut Öktem’in vefatından sonra 29 Haziran 2008 tarihinde Bartın Amasra’da dikildi.

Atölyenizdeki heykellerinizin modellerine baktığım zaman bir tezatlık gözüme çarptı. Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet Ran’ın yanyana olması. Eminim bu fikirde anlatmak istediğiniz birşey vardır.

Tankut Öktem: Nazım Hikmet de Necip Fazıl da benim için olağan üstü iki şairdir. Biri yurtsever ve toplumcu diğeri ise inancı adına eserler vermiştir. Onların başarısını hepimizin takdir etmesi gerektiğini anlatmak için yan yana sergiledim.

nazım hikmet heykeli tankut öktem

Devlet Sanatçısı Prof Dr. Heykeltıraş Tankut Öktem. Sizin için hangi sıfat daha anlamlı?

Tankut Öktem: Benim kullandığım tek sıfat Heykeltıraş Tankut Öktem’dir.

“En mükemmel Atatürk heykelini yapmak istiyorum”

Gelelim mesleğiniz ile sormak istediklerime.. Size en çok kimin heykelini yapmak haz veriyor?

Tankut Öktem: Atatürk’ün! O’nu çok iyi ifade eden bir heykelini yapmayı çok arzu ediyorum. Atatürk heykellerini çok iyi yaptığım söyleniyor ancak en mükemmeline ulaşamadım. Uğraşıyorum!

Başöğretmen Anıtı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara tankut öktem
Başöğretmen Anıtı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara

Şahsi olarak veya fikren sevmediğiniz birisinin heykelini yapmak nasıl bir his? Kendimi düşünüyorum da sevmediğim bir kişinin resmine bakmak, gözü kaşı ile uğraşmak stres yaratan bir unsur olabilirdi.

Tankut Öktem: Sanatsal açıdan heykelini yaptığım kişinin kim olduğunu düşünmeden yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalışırım. Şimdiye kadar ülkemin ve halkımın düşmanı sayabileceğim bir kişinin heykelini yapma teklifi gelmedi.

Bir kişinin yüzünü şekillendirmek için fotoğrafı yeterli oluyor mu? Örnek vermek gerekirsek vesikalık resmi olan birisinin kahkaha atan bir heykelini yapabilir misiniz?

Tankut Öktem: Yapabilirim, ancak mükemmele ulaşmak için canlı modele ihtiyaç vardır.

profesor tankut oktem

“Atatürk her gün daha iyi anlaşılan ve büyüyen bir lider”

Her yerde Atatürk büstleri görmekteyiz. Bazılarının Atatürk olduğunu anlamak bile zor. Bu Atatürk büstü yoğunluğu sizce gerekli mi?

Tankut Öktem: Hitler, Mussolini, Stalin, Mao, Franko gibi otoriter liderlerin yanısıra Gandi, Cinnah gibi birçok önemli liderin neredeyse unutulduğu dünyamızda, Atatürk; ülkemizde her vesile ile her gün daha iyi anlaşılan ve büyüyen bir liderdir. Atatürk, ulus olarak çağdaş uluslar düzeyine ulaşabilmemiz için devrimleriyle bize yol gösterici niteliğini koruyan, içimizde yaşayan ve demokratik laik cumhuriyetimizin tek simgesi olan birisidir. O’nun heykellerini insanlar mecburiyetten değil, isteyerek yaptırmaktadırlar. Temsil edemeyecek, niteliksiz, benzemeyen ve sanat eseri sayılmayacak heykel ve büstlerinin yaptırılmaması gerektiğini savunanlardanım.

Atatürk ve İnönü heykeli
Atatürk ve İnönü heykeli

Atatürk’e ait birçok heykeliniz var. “Artık Atatürk’ün yüzünü çok iyi biliyorum, gözü kapalı yapabilirim” diyebilir misiniz?

Tankut Öktem: Hala yaptığım heykellerde birçok eksiğimi ve hatamı gören ve bunu düzeltme gayreti içerisinde olan bir sanatçıyım. Tüm sanat hayatım kendimi aşmaya çalışmakla geçmektedir.

Samimi cevap vereceğinize inanarak soruyorum. Kendi resmini yapan ünlü ressamlar gibi, kendinizin heykelini yapabilir misiniz? 

Tankut Öktem: Yüzümü birçok eserimde zaman zaman kullandım. Heykelimi; kendimi heykeli yapılacak kadar değerli bulduğum zaman yapacağım. Kendi heykelini yapan çok sanatçı vardır. Michelangelo, Raffaello, Rembrandt gibi…

Mehmetçik Anıtı
Mehmetçik Anıtı

Salvador Dali’nin müzesine gitmiştim. Ressam, müzenin yapımında bizzat çalışmış hatta kendisinin gömüleceği yeri bile ayarlamış. Yatacağı yerden görebileceği kendi eserlerinden oluşan resimleri bile seçmiş. Heykeliniz yapılacak olsaydı nasıl bir heykel olmasını isterdiniz? Nereye konmasını istersiniz?

Tankut Öktem: Bu soruyu ben de bir ara kendime sormuştum. Yaşamakta olan veya olmayan, görmekten her an mutluluk duyabileceğim ve özlediğim tüm yakınlarım, akrabalarım, arkadaşlarım, çalışanlarım ve takdir ettiğim herkesin portrelerinin yer aldığı ve benim de içinde büstümün olduğu gerçek bir sanat sanat eserinin altında gömülmek isterdim. Böylelikle kendimle beraber sevdiğim herkesi yaşatmış olurdum.

* Bauhaus: Mimaride olduğu kadar endüstriyel tasarım ve şehir planlama gibi konularda yenilikler getirmiş, yeni bir mimari akım yaratarak, sanatın tüm dallarını etkilemiş eğitim sistemi. Bauhaus’a göre mimarlık, ressamlık, heykeltraşlık ve zanaatkarlık içiçe olmalıydı. Mimar Walter Gropius; sanatçıyı, zanaatkarın yücesi olarak görürdü.

Biyografi: Prof. Dr. Tankut Öktem

tankut öktem1940 yılında Konya’da doğdu. 1962 yılında Almanya’da Shone Wald Porselen Fabrik’de stajlarını tamamladı. 1965 yılında bitirdiği İ.D.T.G.S.Y.O (İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu) Seramik Bölümüne 1 yıl sonra asistan seçildi ve 1970 yılında Öğretim Üyeliğine geçti. 1974-1975 yılları arasında Seramik Bölüm Başkanlığı, 1980-1982 yılları arasında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Müdürlüğü yaptı. 1983-1985 yılları arasında Tatbiki Güzel Sanatların Marmara Üniversitesi oluşundan sonra Heykel Bölümünü kurdu ve ilk Başkanı oldu. 1986’dan bu yana Profesör olarak öğretim üyeliğini sürdüren Prof. Dr. Tankut Öktem, 1993-1996 yılları arasında Seramik-Cam Bölümü Başkanlığı’nı, 1999’a kadar Fakülte Senatörlüğünü ve YÖK Sanat Milli Komitesi Marmara Üniversitesi Temsilciliğini yapmıştır. Çok sayıda eseri ve ödülü bulunan Prof. ÖKTEM 1999 yılında Devlet Sanatçısı seçilmiştir.

***


Editörün Notu: Röportajımızdan birkaç ay sonra, 5 Aralık 2007’de İstanbul’da geçirdiği trafik kazası sonucu hayata veda eden Devlet Sanatçısı, Heykeltraş Merhum Profesör Tankut Öktem’i saygı ve sevgiyle anıyoruz.

Ebru Sanatı: Ebruda Sıra Dışı Bir Güzellik

Barok dönemin bitişiyle başlayan Klasik dönem


Gizem Şıvka Pideci
2005'dan beri iş sebebiyle Brüksel’de yaşıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra MBA'ini Brüksel'de tamamladı. Kurumsal hayatına pazarlama alanında devam ediyor. Avrupa Tarihi, NATO ve Avrupa Birliği ile ilgili konularda kendini geliştirmeyi seviyor. Yaşadığı şehirde lokal tur vermek profesyonel hobisi. Yaptığı işlerde farklılık yaratmaya çalışmak bazen yorsa da jogging, sosyal sorumluluk projeleri, pilates, kitap ve arkadaş sohbeti en iyi terapisi. Aylık ulusal bir anne bebek dergisi ve İndigo Dergisi yazarı.