Yaz Mevsimi’nde Doğru Beslenmenin Püf Noktaları

Doğa, kışın adeta durur. Her şeyiyle dinlenmededir. Ne bir enerji yaratır, ne de gözünü açıp ileriye bakar. Bahar mevsimi geldiğinde ise doğa kıştan çıkmanın coşkusu içinde, her yöne doğru atlar, zıplar, büyüme telaşına girer. Tutkuya ayıracak vakti yoktur. Yaz mevsimi geldiğinde ise akışın erkek enerjisi olan yang adeta zirve yapar. Kalp enerjisi (yin) usta bir şekilde işe el koyar ve ilişkilerimizi düzenler. Yeniden yaratma tutkusu her şeyin üstündedir.

yaz mevsimi_saglikli_beslenme_sigacik_pazari_ekolojik_organik_2

21 Haziran ekinoksu ile yaz başlamış olur ama yaklaşık iki hafta öncesinden baharın enerjinin değişmeye başladığını hissederiz. Baharın elementi olan tahta, yaz mevsiminin gelişiyle tutuşur ve ateşe dönüşür.

Bu element hayatımıza kahkaha, neşe, sıcaklık, iletişim, yakın ilişkiler getirir. Tüm ilişkiler adeta yıkılır ve dönüşerek yeniden yaratılır. Zümrütü ankanın küllerinden yeniden yaratılmasını hatırlayın.  Ateşin gücü,  yıktığı, parçaladığı bir şeyi, bir başka şeye dönüştürmesinde yatar.


Ateş elementinin hakim olduğu organlar ise kalp/yin, ince bağırsaklar/yang ile seks dolaşım sistemidir.

Kalbimiz neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt etmede rehberimiz olduğu gibi, ince bağırsaklar da yediklerimiz içinden saf olan ve olmayanları ayrıştırır. Bu ikisi elele yolumuzu aydınlatır.  Ateş unsuru içimizde dengede ise, dış koşullara bağlı olmayan bir coşku içine gireriz. Nerden kaynaklandığını bilmediğimiz bir coşku içindeyizdir.

Ateşin rengi kırmızı iken, içimizdeki ateşi körükleyecek tatlar buruktur.

yaz mevsimi_saglikli_beslenme_sigacik_pazari_ekolojik_organik_tarim_3

Doğru beslenme ve doğa ilişkisi

İlişkileri yakarak yeniden yaratan bu ateş, aslında en derinde kendi özümüzle kurduğumuz ilişkiyi aslına döndürme niyetini taşır. Tıpkı bir yanardağın içindeki lav gibi yükselerek gelir, doğayla, çevremizle, kendimizle olan ilişkimizi kavurur ve daha güzel, daha dengeli, daha coşkulu bir ilişki yaratır. Onun için bu enerjiyi çok dikkatli kullanmamız gerekir.

Mevsimin bize getirdiği bu şansı yakalamanın yolu beslenmemize dikkat etmekten geçiyor. Doğa bu konuda en kıymetli rehberimiz. Doğal olarak bu mevsimde yetişen meyve ve sebzeleri tüketin. Buzdolaplarında satılan şeylerden uzak durun. Mevsimlik, taze ve çiğ tüketebileceğiniz ne varsa değerlendirin. Pazarlara gidin, yerel üreticilerin tezgahlarına bakın. Mümkünse böcek ilacı kullanılmamış, sentetik gübreler atılmamış organik meyveler, sebzeler, otlar alın. Bu yerel üreticiyi yaptıkları işin doğruluğu konusunda yüreklendirerek, işini doğaya uygun şekilde yapmaya devam etmesini sağlarken;  sizin de doğa ile sağlıklı bir iletişim kurmanızı temin edecektir.

Tabi en iyisi mümkünse kendi yetiştirdiklerinizi yemek. Bir balkon, bir arka bahçe, üç beş saksı, yerel yönetimlerden, site yöneticilerinizden isteyeceğiniz müşterek bir sebze bahçesi iş görebilir. İnsanın içini en güzel kendi yaktığı ateş ısıtır.

Yaz mevsimi vücudunuzda biriken toksinlerin ateşini atma ve bedenin nem seviyesini düzenleme zamanıdır. Mevsimsel gıdalarla beslenmek bunu kendiliğinden gerçekleştireceği gibi, grip gibi sonbahar hastalıklarına karşı önlem de almış olursunuz.

Çok acı olan biberleri az kullanırken, yazın vazgeçilmezi gibi görülen mangal partilerinden de uzak durun. Mangal türü pişirme bedendeki ısıyı almak yerine arttırır ve zehirli maddeyi boşaltacağına depolanmasına yol açar. Mangaldan vazgeçemiyorsanız, hevesinizi sonbahara saklayın.


Siz tüm organlarınızı gözeterek mevsim tatları içinden acı, tatlı, buruk tuzlu, ekşi her şeyden dengeli olarak almaya bakın. Mümkün olabildiğince kısa sürede pişen, sote edilebilen sebzeler, çiğ yenilen salatalar tercih ederken, hafif acı biberler, tatlı havuç ya da şalgam, ekşi domates, tuz için peynir, keskin tatlar için de değişik otlar kullanın.

su_teresi_bitkiler_yaz_mevsim_hangi_sebzeler yaz

Yaz mevsiminde şifalı yiyecekler listesi

Su teresi, hindiba, şalgamın yeşil yaprakları, enginar, brokoli, bitter çikolata gibi buruk tatlar kalbinizi ve ince bağırsağınızı besler, canlandırır.

Pirinç, mısır, havuç, şalgam, taze fasulye, yaz kabağı, avokado, dutsu meyveler gibi tatlı besinler ise midenizi ve dalağınızı besler.

Lahana, hardalotu, pırasa, soğan, su teresi, zencefil, kekik, adaçayı, naneler, yasemin gibi keskin tatlar ise akciğerlerinizi ve kalın bağırsakları besler.

Taze yumurta, kelp, madeni tuzlar, mevsimsel deniz balıkları içerdikleri tuz ile böbreklerinizi ve mesanenizi canlandırır.

Domates, zeytin, sirkeler, dutsu meyveler, nar, üzün, oğur otu, ahududu yaprağı, kuşburnu gibi ekşi tatlar ise karaciğeriniz ve safra keseniz içindir.

Tüm bunlardan bir arada dengeli beslenmek ise yaşam dalgalarının üzerinde dengeli bir şekilde dik durmanızı sağlayacaktır.

Derinlerdeki benliğimiz ile sağlıklı bir ilişki kurabilmek için soframız ve yüreğimiz el ele yaz mevsimini kucaklayalım.


Şifa olsun!

İlgili yazılar